ÜSTÜNLERIN HUKUKU VE SARK ISTIKLAL MAHKEMESI

6 Nisan 1925 tarihinde Diyarbakir’da Seyh Sait Isyani sonrasinda Sark Istiklal Mahkemesi kuruldu. Sark Istiklal Mahkemesi 1925-1927 tarihleri arasinda, iki yil boyunca Diyarbakir, Elazig, Urfa ve Malatya’da faaliyet gösterdi Kurulusundan yedi gün sonra Cibranli Halit Bey, Yusuf Ziya bey, Halit Beyin kayinbiraderi Faik bey ve Mela Abdurrahman bey Diyarbakir Istiklal mahkemesi tarafindan idama mahkum edildiler. Karar bir gün sonra uygulandi ve Halit Bey ile Yusuf Ziya bey 17 Nisan 1925’te Bitliste idam edildiler. Bu kisilerden ayri olarak da Dr. Fuad ve Seyh Eyüp de ayni tarihlerde idama mahkum edilerek kisa sürede infazlari gerçeklestirildi.
Sark Istiklal Mahkemelerine hükümetten bile daha genis yetkiler verilmisti. Hükümette ‘adam asma ‘ yetkisi olmadigi halde Sark Istiklal mahkemelerinin ‘astigi astik, kestigi kestik’ti. Bu mahkemelerde’ Delile ihtiyaç hissetmeden vicdanen karar verebilmeri’ ve ‘Kararlarin sorgulanamadan derhal uygulanabilmesi’ yetkisi verilmisti. Sark Istiklal Mahkemelerinde, temyiz hakkinin bulunmamasi, avukat bulundurma hakkinin olmayisi ise bir baska ilgi çekici noktadir.
Lakin; ‘Bu mahkemelerin kurulmasini hazirlayan iki önemli sebep vardir. Birincisi, görünmeyen uzak sebep; ülkenin genel durumu ve Türk Devrim’inin gerçeklesmesi için, karsi çikan, muhalif tüm unsurlarin yok edilmesi zorunlulugu idi. Ikincisi, yakin sebep ve Istiklal Mahkemelerinin kurulus gerekçesi olan Seyh Sait Ayaklanmasidir. ”( Aybars, 2009, s. 204)
Görüldügü gibi önemli bir Kemalist olan Ergun Baybars’in bile itiraf ettigi gibi 1920 yilinda kurulup 1921 yilinda kapatilan 8 mahkemenin yerine 1923 yilinda 5 yeni mahkeme kurularak Sark Islahat Planina, Takriri Sükuna, ve Umum müfettisliklere zemin olusturacak Sark Istiklal Mahkemeleri kurulmustur. Bu mahkemelerin etki ve yetkisi 1949 yilina dek sürmüstür.
‘Istiklal Mahkemeleri, Cumhuriyet’in kurulusundan itibaren, hep bir “Demokrasinin Kilici” olarak tepemizde sallanip durdu. 1949 yilina kadar ‘devrim kanunlarinin uygulanmasi, korunmasi ve muhaliflerin sindirilmesi’nin en önemli baski unsuru olarak kullanildi. Özel bir kanunla kurulmuslardi. Üyeleri hukukçu degildi. Idam kararlari TBMM denetiminin disindaydi; özetle astigi astik, kestigi kestikti. Bu mahkemelerin içinde en çok meshurlarindan birisi Sark Istiklal Mahkemesi’dir. . 10 yasindaki çocuktan 100 yasindaki ihtiyara kadar her yasta ve her cinsten insani yargiladi. Toplam 86 davaya bakti; 956 dosya kapsaminda 798 karar vererek 5025 kisi hakkinda hüküm verdi. Yargilamalarda 2663 kisiyi berat etti, 9 kisiyi sinir disi ederken 96 kisiye ceza vermeden Isyan Bölgesinin disina çikardi, 435 kisi hakkinda idam karari verdi, 105 kisinin davasini ölümleri sebebiyle düsürdü’. (Tarih Kulübü Yayinlari-Mahmut Akyürekli)
Sark Istiklal Mahkemelerinin mahkeme baskanlari karsilarina getirilen her kisiye” suçunu Inkar filan edeyim deme! Temyizsiz, istinafsiz bir mahkeme karsisinda bulunuyorsun. Ufak bir yalan söylersen okkanin altina gidersin!” ( AIMZ, 1993) önceden telkinde bulunurdu. Bu telkinin bir aldatmaca oldugu, saniklari kandirmaya ve itirafa yönelik oldugu daha sonralari ortaya çikmistir. Mahkeme yargiçlari itirafçiliga zorladiklari ve itirafçi olduklari halde daha sonralari kimseye karsi sözünde durmadigi açiga çikmistir.
Bu mahkemelerde dogru konustugu savlanan kisilerden biri de Seyh Said efendidir. Idama götürülürken mahkeme yargici Ali Saib Beye söyle demistir:’ hani ya dogruyu söylersek kurtulacagimiz sözünü vermistin’ Ali Saib Beyin cevabi ise söyle olmustur. ‘bu kadar Türk kaninin dökülmesine, ocaklarin sönmesine sebep oldun cezani çekeceksin’.
Kuruldugu 6 Nisan 1925 yilindan 23 Subat 1926 yilina dek 263 günde Sark Istiklal Mahkemelerinde 3500 kisi yargilanmis, 1368 kisi beraat edilmis, 678 kisi çesitli cezalar almistir. Bu süre içinde 156 kisiye idam cezasi verilmis ve bu cezalar infaz edilmistir. 56 kisiye giyabinda idam cezasi verilmistir. (bknz. Istiklal Mahkemeleri, Prf. Dr. Ergun Aybars:Istiklal Mahkemeleri say. 225)
AHMET SÜREYYA ÖRGEEVREN KIMDIR
Türk siyasetçi ve hukukçusu Ahmet Süreyya Örgeevren 1888 Balikesirin (Karesi) Sindirgi ilçesinde dogdu.
Hukuk Fakültesi`ni bitirdi. Serbest avukatlik ile II. Dönem Karesi (Balikesir), V. , VII. ve VIII. Dönem Balikesir, IV. Dönem Aksaray, VI. Dönem Bitlis milletvekilligi yapmistir.
Diyarbakir Sark Istiklal mahkemesinin ilk savcisidir. Seyh Said yargilamalarinin yapilmasi için ‘iddianame’ hazirlamistir. Bu süreçte gayri resmi olarak Seyh Sait ile birkaç kez görüstügünü itiraf etmektedir. Anilarinda elinde olsa Seyh Saidi idam etmeyecegini, sag kalip ömür boyu hapiste iken cumhuriyet kanunlarini Seyh Said’in görmesini istedigini aktarmistir. Sark Istiklal Mahkemesi savciligi sifati ile Seyh Said ve 48 arkadasinin toplu idamina karar vermis ve infaza gözcülük yapmistir. Ahmet Süreyya Örgeevren o günlere iliskin anilarini ‘Seyh Sait Isyani ve Sark Istiklal Mahkemesi Vesikalar, Olaylar, Hatiralar’ adli kitapta toplamistir.
Ahmet Süreyya Örgeevren Mustafa Kemalin prenslerinden biridir. Öyle ki; ‘Asik tarzi siirler yazan Süreyya Örgeevren, soyadi kanunundan önce ATATÜRK tarafindan verilen Örgeevren adini mahlas olarak kullanmistir.
Ahmet Süreyya Örgeevren, 1926 da Seyh Said olayindan sonra Diyarbakir Istiklal Mahkemesinin bas savcisi olarak görev yaparken kararlarinin çogunu hukuk disi yollardan vermis daha çok siyasi iradenin istemleri dogrultusunda kararlar vermistir. Diyarbakir Istiklal Mahkemesi verdigi seri idam kararlariyla ünlüdür.
TÜRKÇE BILMEYENIN, VATANA, MILLETTE FAYDASI OLMAZ, IDAMINA KARAR VERILMISTIR.
Mahkeme baskani Mazhar Müfitin idam karari verdigi ve bas savci Ahmet Süreyya Örgeevrenin de idamina seyirci kaldigi kisilerden biri de Memo’dur. Memo Türkçe bilmemektedir. Sokaga çikma yasagindan ötürü göz altina alinmistir. Durusma esnasinda hakimin kimlik sorgusu da dahil hiçbir sorusuna yanit verememektedir. Hakim heyete dönüp ‘inançti bir isyan lideri, öyle ki cevap bile vermiyor’ diyerek hiddetlenince, mahkeme mübasiri mahkeme baskaninin kulagina egilerek’ efendim durum sandiginin gibi degil, bu bir çoban, Türkçe bilmedigi için sizin dediklerinizi anlamiyor bu nedenle size cevap vermiyor’ demesi üzerine hakim:’ bu daha da önemli bir sebep. ‘Türkçe bilmeyenin vatana ve Millete bir hayri olmaz, idamina karar verilmistir’ der ve bu karar sonucu henüz 16 yasinda olan çoban Memo idam edilir.
Diyarbakir Sark Istiklal Mahkemesi bassavcisi Ahmet Süreyya Örgeevren yillar sonra yazdigi anilarinda bu olaydan söz ederek itiraflarda bulunmustur. “Bir gün mahkemeye karayagiz, yigit bir Kürt genci getirdiler. Hakimler sorguya çekti. Türkçe bilmedigi anlasilinca, hakimler danistilar ve delikanlinin idamina karar verdiler. . . ”
Mahkemenin idam gerekçesi dehset vericidir: “Türkçe bilmeyen bir kimseden bu memlekete hayir gelmeyeceginden idamina. . . ” “Hemen o gece çocugu götürüp astilar”
Bas savci, Ahmet Süreyya Örgeevren devamla bu olayin etkisinden kurtulamadigini anlatiyor: “Dagkapi’da Yalova adli küçük bir otel vardi. Orada kaliyordum. Uyur uyumaz, o Türkçe bilmeyen çocuk rüyama girerek bogazima sarildi ve Türkçe, niye beni biraktin beni idam ettirdin? diye tehdit etti. Sabaha kadar bu hal iki-üç kere tekrarladi. Deliye dönmüstüm. . . ”
Bas savci Ahmet Süreyya Örgeevren dünya gazetesindeki röportajinda daha sonra su ifadelere yer vermektedir: ‘Sabahleyin, mahkemeye gittim ve hakim arkadaslara dedim ki, ‘Birader, Türkçe bilmeyenleri asarsak tüm-Diyarbakirlilari, hatta tüm dogululari asmamiz lazim. Biz buraya suçlulari cezalandirmaya geldik. ‘ Rüyada basima gelenleri onlara anlattim. Mazhar Müfit ( mahkeme baskani) ve öteki hâkimler: ‘sen karisma, bu bizim isimizdir’ dediler. Ben de savciligimi ileri sürdüm, aramizdaki münakasa agiz kavgasina kadar ilerledi. Ben ve onlar sifre ile durumu Ankara’ya bildirdik. Bir hafta sonra su telgrafi aldim:
“Ahmet Süreyya Bey, Diyarbakir Istiklal Mahkemesi Bas Savcisi:
Gayemiz, Kürtlerin ve Kürtçülügün kafasinin ebediyen ezilmesidir. Hakim arkadaslarinla anlas. Gözlerinden öperim. “Imza:Basvekil-Ismet Inönü (Alinti Medresetüz-Zehra)
Sark Istiklal Mahkemelerinin hükümetleri ve Meclisi asan yetkilere sahip olmasi gücünü Mustafa Kemalin sahsindan almaktaydi. Mustafa Kemal16 Ocak 1923 yilinda Izmit’te bir konferansta söyle demisti:’Inkilabin kanunu mevcut kanunlarin üstündedir. ‘
Ahmet Süreyya Örgeevren ‘Hukukun çok kolay çignendigi bir örnek olarak asker kökenli Lütfi Müfit ile hukukçu Ahmet Süreyya Örgeevren arasinda çikan anlasmazligi daha sonraki anilarinda dile getirmistir. Bas savcinin verdigi su örnek dikkat çekicidir.
‘ Yetkilerinin Istilal Mehakimi Kanunu ile sinirli oldugunu, bu yetkinin disina çikilamayacagini ”belirttigini söyleyen bassavciya askeri hakim Lütfi Müfit
‘Bizim belli bir amacimiz vardir. Ona varmak için ara sira kanunun üzerine de çikariz’ karsiligini vermistir.
Görüldügü gibi sark Istiklal Mahkemeleri birer engizisyon mahkemesi, kolonyalist mahkemeler olarak görev yapmislardir. Kimi Türkçüler bu mahkemelere’ devrim mahkemeleri’ adi vermis ve bu mahkemelerin ‘feodaliteyi’ ciddi bir biçimde gerilettigini savlamislardir. Ne var ki bu mahkemeler Kürt mevcudiyetini tehdit olarak algilamis kisiler tarafindan idare edilmis irkçi mahkemeler oldugu gizlenemeyecek derecede açiktir.
Latif Epözdemir