Makale

Vatandas Riza’nin Bayrak rizasi nasil imal edilir?

Hitlerin sag kolu Hermann Göring ; Nürnberg Uluslararasi Askeri Ceza Mahkemesinde yargilandigi sirada halkin hangi ülkede olursa olsun, her zaman yönetenlerin istedigi sekilde düsünmeye sevk edilebilecegini söylemisti. Göring’in savlarindan bir digeri de savasa halkin degil ülke yöneticilerinin karar verdigi idi. Bunun için halkin kendisine birilerinin saldirdigina, güvenliginin tehlikede olduguna inandirilmasi yeterliydi.

ABD’nin 1. Dünya Savasi döneminde halkin savasa karsi olan düsüncelerini degistirmek üzere kurdugu Creel Komisyonu Göring’i hakli çikariyordu. Komisyon hükümetin hareketlerini aklarken, birçok propaganda teknigi ile savasa karsi olan halki Almanlardan nefret eden savas çigirtkanlarina dönüstürmüstü. Bu dönüstürme süreci ne zor yöntemleri ile olmustu ne de halkin bir direnisiyle karsilasmisti. Yöntemler ‘demokratik’ bir rejimin gereklerine uygun insa ediliyordu. Sanatçilardan, ünlü kisilerden faydalaniliyor, medya, sinema ve hatta müzik bu süreçte olaganüstü ikna araçlarina dönüstürülüyordu. ‘Rizayi’ olusturacak her araç ve ikna metodu mubahti. Örnegin kimi zaman moral bozucu haberler saklaniyor, kimi zaman da kendileri haberler uydurarak algilari ve olgulari manipüle ediyorlardi. Halkin nasil yönlendirilebilecegine, rizanin nasil da zor yöntemleri olmadan üretilebilecegine yönelik en basarili ve belki de ilk örnekti bu komisyon.

Sigmund Frued’in yegeni olan ve aslinda tarim fakültesi mezunu iken ‘kalabaliklarin zihinlerini okuyan adam’ olarak ünlenen ünlü ‘Propaganda’ eserinin yazari Edward Bernays bu komisyona ABD Baskani Woodrow Wilson tarafindan alinmisti. Bernays tarafindan organize edilen propaganda kampanyasi 6 ay içinde etkisini göstermis, kitleler bir çirpida kontrol edilir hale getirilerek, ‘niyetleri tasarlanmisti.’

Bernays ‘bilimsel’ teknikleri öyle basarilidir ki Amerikan ailesinin kahvalti kültürünü dahi degistirmis, pastirmali yumurtayi Amerikan kahvaltisinin vazgeçilmezleri arasina koymustur. Daha da ilginci Lucky Strike sigaralarinin satisini kadinlar arasinda artirmak için basvurdugu yöntemdir.

Bir kamuoyu yoklamasiyla kadinlarin bu sigarayi tercih etmeme nedeninin sigara paketindeki yesil rengin kiyafetleriyle uyum saglamama oldugunu tespit eder. Ambalaj degisikliginin büyük bir rakama mal olmasi karsisinda ‘ambalajin rengini degistiremiyorsak biz de yesili moda yapariz’ der ve bir balo organize eder. Baloya geleceklerden yesil renkli kiyafetler giymelerini rica eden Beyners, bir takim moda dergilerinin konuyu haber yapmasinin da yardimiyla, o yil gerçekten de yesili moda yapar. Bununla da yetinmez. New Yorkta düzenlenen Özgürlük Korteji’nde yürümeleri için güzel mankenler kiralar. Bu kadinlari ayni anda sigaralarini içerken yürütür. Böylece topluma kadinlarin sigara içmesi ile kadin-erkek esitligi arasinda bir bag kurdurtur. Artik sigara kadinlar nezdinde erkeklerle esitligin bir sembolü olmustur. Kampanyanin sonucunu tahmin ediyor olmalisiniz. Lucky Strike tarihinde hiç olmadigi kadar çok miktarda, birçok kadin tarafindan satin alinir olmustu.

Sistemler mesruiyetleri saglarken de benzer yöntemler kullanir. Nitekim mesruiyet fiziksel, hukuksal ya da siyasal olarak konumlanmanin yaninda kitlelerin zihinsel düzeyde ikna edilmesiyle varlik kazanir. Buna bir itirazimiz yok. Ancak kurduklari ‘kutsal devlet’ için ‘ulus insa’ etmek gibi sorunu olan Türk muktedirleri iktidarlarini ‘göksel/kutsal’ devlet ve ulus sembolleri ile daha özel, derin, sürekli ve tartisilmaz kilmak için kitlede toplumsal hipnozla riza imalatina giristiler. Ilkokul çaglarindan beri olusturduklari ‘cihana bedel Türk’ün’ eline, kalbine, beynine tutusturduklari ‘kan deryasi’ üzerine dalgalanan ve evrensel hakimiyeti ifade eden göksel motifler (ay ve yildiz) ile kimlik insasina yöneldiler. Bu kimlik olgusunun temel motifi olarak seçtikleri kanli-sanli-ayli bayrak ile kurduklari iliski de tamamen ‘kan’ bagi üzerinden oldu. Üstünde dalgalandigi topraklarda yasayan herkesin öpüp basina koymak zoruna oldugu bu sembole biat etmemenin bedeli ‘alnindan vurulmak’ oldu.

Bu nedenle kani bu bayragin deryasina karismayan Türkiye siyasi haritasindaki diger halk ve uluslar ile bu bayrak arasinda mesruiyet iliskisi yasanageldi. ‘Ugruna ölünen ile ugruna öldürülen’ yani ‘ölüm’ ihtiva eden bu sembol mesru bir tahakküm simgesi degil ancak bir ‘zor’ sisteminin alem-i farikasi olarak algilandi. Korunmak için yasal kiliflara sarildi. Türk muktedirlerin bayraklarina yükledikleri anlam ile Kürdlerin ve Türk sisteminden muzdarib diger halklarin bu bayraga karsi hissetikleri ters orantili olarak gelistigi için bu simgenin her zaman kaotik bir fonksiyonu da oldu. Türk siyasetinde bir tikanma oldugu zaman birilerinin ‘sanli bayragi indirmesine’ digerlerinin ‘infial geçirip sokaklarda linç ayinlerine baslamasina’ ihtiyaç duyuldu. Amed’de, Mersin’de, daha öncesinde Lefkosa’da olan budur.

Son söz; ‘bayraklari bayrak yapan üstündeki kan degil’, içindeki insana, haklarina, dogaya, yasama olan saygi ruhu olmalidir.

Hamiyet Çelebi

Back to top button