Yanginlarin, trafik, tren kazalarinin, maden göçüklerinin, is kazalarinin ekonomi politigi
24 Haziran seçimlerinden bir gün önce, 23 Cumartesi, benzer bir yazi daha yazdigimi hatirliyorum; o yazinin da temel mesaji, seçimlerden hemen önceki yazi, Erdogan Cumhurbaskani olur, Cumhur Ittifaki Meclis’de çogunlugu elde ederse bizi nasil bir Türkiye’nin bekledigi idi ve bu durumda önümüzdeki dönemde büyük hastane, okul, AVM yanginlarinin, tren kazalarinin, maden göçüklerinin, is kazalarinin artacagini ifade etmeye çalismis idim.
Bu konularda zaten çok kötü bir noktadayiz, durumun daha da kötülesme ihtimali yüksek.
Bu kötülesme ihtimalinin yüksekligini terör örgütlerinin, yabanci istihbarat elemanlarinin suikastlarina, kundaklamalarina falan baglamiyorum, alakasi yok.
Mesele tamamen hukuksuzluk, hukuk devleti açiklari nedeniyle iyice düsecek büyüme oranlariyla, muhtemelen sürecek demokrasi (sandik) sürecinde güvenlik, emniyet marjlari iyice azalacak, hatta sifirlanacak ama AKP’nin yasayabilmesi için elzem yatirimlarla alakali.
Son KHK gösterdi ki, yeni rejimin gerçek bir demokratik hukuk devleti projesi ortada yok ve daha uzun bir süre de tam anlamiyla olamayacak.
Hukuk devleti tüm kurum ve kurallariyla hayata geçmedigi müddetçe de Türkiye ekonomisinin tasarruf sorunu çözülmeyecek, yüksek büyümenin gerektirecegi tasarruf temin edilmemis olacak; mesele bu kadar net.
Büyüme düsük olacagi için de siyasi iktidar siyaseten zorlanmaya baslayacak, yükselen issizlik, azalan gelirler, bozulan gelir bölüsümü iktidari sikistiracak.
Siyaseten zorlanmaya baslayan siyasi iktidar da büyümeyi arttirabilmek için yatirimlara ama yeterli kaynak olmadan arka çikmak isteyecek.
Mesele yapay tasarrufu da asan bir konu; kar marjlari çok çok düsük olacagi için yatirimlarda, isletmelerde, ulastirmada, madenlerde, yollardaki araba, otobüs stoklarinda ve en önemlisi denetim süreçlerinde büyük zafiyetler yasanacak.
Düsük büyüme nihai olarak bütçe kaynaklarinin zorlanmasi demektir.
Bu bütçe sikintilarina paralel olarak devletin en temel islevlerinden olan denetim süreçlerinde de hem nitelik hem de nicelik olarak büyük zafiyetler olusacak.
Ister devlet deyin, ister sistem deyin, kaynak sikintisindan denetime yeterli para ayrilamayacak.
Yatirimlarda tasarruf sorunu olacagi için her türlü güvenlik önlemi ikinci plana itilecek, önemli olan yatirimin bir biçimde yapilmasi ve niteliksiz de olsa istihdam yaratilmasina odaklanilacak.
Insaat yatirimlarinda isçilerin kullandigi baretlerin dahi zorunlu olmaktan çikarilmasina, yasal düzeyde zorunluluk kaldirilmasa bile pratikte dikkat edilmemesine alisacagiz.
Allah Türkiye’yi Soma benzeri facialardan korusun çünkü Soma türü facialarin yasanmamasi madencilik sektöründe hatiri sayilir güvenlik önlemine ve bu dogrultuda para harcanmasina bagli; bu paralari güvenlik dogrultusunda harcamaz iseniz Soma’lardan kaçis pek mümkün olmayabilir.
Hukuksuzluk yani kaynak yetmezligi ve sandik demokrasisi beraber oldugu sürece güvenlik önlemi kavraminin yavas yavas bir lükse, vazgeçilebilir hatta vazgeçilmesi gereken bir ‘fazlaliga’ tekabül etme sürecini hep birlikte yasayacagiz.
Bu berbat süreci yasamin her noktasinda hissedecegiz.
Devlet asker, jandarma ve polisten vazgeçemeyecegi için güvenlik kavrami muhtemelen bu askeri-polisiye alana hapsolunacak, çalisma hayatina iliskin, ulastirmaya iliskin, madencilige iliskin güvenlik kavrami marjinalize olacaktir.
Bu durumun ne gibi sonuçlari olabilir, düzeltmek için ne yapilabilir?
Bu berbat ama kanimca kaçinilmaz sürecin ülkemiz özelinde yani büyümenin kaçinilmaz bir biçimde yüksek oranlarda cari fazla, yatirim-tasarruf açigi ürettigi ülkemizde kisa ve orta vadede yegane çözüm hukuk devletinin tüm kurum ve kurallarini isleterek tasarruf açigimizi büyümeye ragmen kapatmaktir, baska çözüm bilen varsa herkese açiklasin.
Isaretler ise hukuk devleti açiginin kisa ve orta vadede kapatilacagi yönünde pek degildir; baska bir ifade ile, Türkiye hukuk devleti açigi ile sandik demokrasisini yani yatirim ihtiyacini beraber yasarken askeri-polisiye alan disinda güvenlik açiginin da hayatimizin bir parçasi haline gelecegi mukadderdir.
Tek kalici çözüm hukuk devletinin tüm kurum ve kurullarini acilen yasama geçirmektir.
Iyi çalisan yangin tüplerinin bile insaatlarda lüks görülebilecegi bir döneme giriyoruz.
Hukuksuzluk içinde yatirim hamlesine devam ihtirasinin kaçinilmaz sonudur bu süreçler.
——————————————————
Arti Gerçek-11.7.2018
Eser Karakas