Yanilsam ama heyecanim kalmadi!
Bende artik yeni anayasa heyecani yok. Yakin geçmise kadar böyle degildim. Yeni, demokratik bir anayasa ihtimaline epeyce umut baglamistim. Simdi Erdogan’in kendine baska yol seçtigi söylenebilir ama nasil bir yol?..
En sonda altini çizecegim noktayi, basta yine belirtmek istiyorum.
Tek cümle:
Bende yeni anayasa heyecani falan yok.
Oysa, yakin geçmise kadar böyle degildim.
Meclis çatisi altinda iktidarla muhalefetin isbirligi ve uzlasmasiyla yeni, demokratik bir anayasa ihtimaline epeyce umut baglamistim.
Bu umudumu hem seçim öncesi, hem sonrasi bu kösede birçok kez ifade etmistim.
Siyasal tarihimizde ilk defa darbe ürünü olmayan, ‘askerci siviller’in yapmadigi bir sivil anayasanin yapilabilecegine dair beklentiler uç vermisti bende.
O kadar ki, bugüne kadar yapmadigim bir sey yaparak gazetecilik disina çikmis ve Tesev’in Anayasa Komisyonu’nda bir demokratik anayasa modeli için çalismalara katilmistim.
Bugün o heyecanimdan iz yok. Ama anayasa çalismalari iyi niyetle devam ediyor. Önümde, adi epey uzun olan yeni bir anayasa çalismasinin raporu var:
Anayasa Reformu Araciligi Ile Türkiye’nin Denge ve Denetleme Sisteminin Güçlendirilmesi.
Çalisma, Istanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman baskanliginda yürütülmüs. Prof. Ersin Kalaycioglu, Prof. Ali Yasar Saribay ve Prof. Mithat Sancar’in katkilariyla hazirlanmis.
Önsözü söyle basliyor:
‘Bu rapor yargi, yasama, siyasi parti ve seçim sistemi alanlarinda uzlasinin saglandigi yaklasik 100 öneriyi içermektedir ve 120’yi askin katilimci tarafindan gelistirilmistir.’
Bu çalismanin pek öyle kimselerin karsi çikamayacagi bir yapisi var. Ya da kimselerin itiraz edemeyecegi ‘genel dogrular’dan olusan bir metin oldugu söylenebilir.
Iyi, titiz bir çalisma…
Ben ne mi düsünüyorum?
Yeni, demokratik, sivil bir anayasayla ilgili görüslerimi bu kösede birçok kez yazdim.
Satir baslariyla söyleydi:
(1) ‘Kürt sorunu’na dokunmayan bir anayasanin Türkiye’de baris ve demokrasiye katkisi çok sinirli kalir.
(2) Mevcut anayasanin ilk üç maddesini kirmizi çizgi olarak kabullenen yeni bir anayasa demokrasi açisindan bugünkü gibi sorunlu olmaya devam eder.
(3) Vatandaslik taniminin, milliyetçilik anlayisinin etnik vurgularin disina çikarilmasi, yani mevcut anayasanin bu bakimdan degistirilmesidir dogru olan…
(4) Yeni anayasada, ‘Kürtçe egitim’in ya da güçlü yerel yönetim anlayisinin önünü kapatacak tariflerden kaçinmak gerekir yeni bir anayasada.
(5) Eger sivil ve demokratik anayasa diyorsak, askeri vesayeti tam anlamiyla sona erdirecek kurumsal degisikliklere yeni anayasada yer verilmesi bir baska önemli noktadir.
Yeni anayasa konusunda eski heyecanimin yitip gitmesinin altinda yatan nedenlerden birinin, bu bes noktada toplandigini söyleyebilirim.
Çerçevesini yukaridaki bes noktanin çizdigi yeni bir anayasa projesi, ne Ak Parti’de var, ne de CHP’de…
Ikinci neden:
Herhangi bir anayasa modeli konusunda da, iktidar ve muhalefet partilerinde bir uzlasma isigi görülmüyor.
Üçüncü neden:
Ak Parti’nin zirvesinde yepyeni bir anayasa hevesi de dikkati çekmiyor.
Bunun yerine ne olabilir?
Cumhurbaskanliginin yetkilerini örnegin Fransa’daki yari-baskanlik sistemine benzer sekilde biraz daha genisletmeyi öngören ve Tayyip Erdogan’in on yillik ‘1923 plani’ çerçevesinde yer alan, mevcut anayasayi söyle bir rötuslayan bir anayasa degisikliginin ansizin gündeme getirilmesi ihtimali…
Bu da -eger böyle bir anayasa degisikligi baska partilerden yedi sekiz milletvekili ayarlanarak Ak Parti eliyle Meclis’ten geçirilebilirse- Türkiye’yi 2013’te kiran kirana bir anayasa referandumu bekliyor demektir.
Ak Parti bunu göze alamazsa, ‘Ne yapalim, yüce Meclis’te mutabakat yok!’ diyerek, mevcut anayasayla da Erdogan’i 2014’te Çankaya’ya yollayabilir.
Bu da ciddi bir ihtimal.
Bende yeni ve demokratik anayasa heyecani birakmayan durum vaziyeti ve ihtimal hesaplarinin özeti böyledir.
Keske yanilsam…
——————————————–
Milliyet-6 Mart
Hasan Cemal