YAPAY SINIRLAR
AKP’nin tarih anlatisi (daha tarih yazimina geçilemedi) Osmanli bakiyesi Ortadogu’da sinirlarin emperyal güçlerce çizildigi, bu haksizligin AKP’li Osmanli torunlarinca giderilmekte oldugu masalini pek begeniyor. Ama is masalla bitmiyor, Irak ve Suriye’de artik eski sinirlarin geçerliligi kalmadigindan hareketle sinirlarin yeniden çizilmesi için elde cetvel, kafada mezhep, dizayn yapiliyor. Tipki emperyalistlerin yapay sinirlari gibi! Oysa sinirla oynamak Çekoslovakya’da Çeklerle Slovaklarin kadife ayriligi disinda Soguk Savas sonrasinda hiçbir cografyaya hayir getirmedi. Genellikle yapay bir sinir yeni bir sinirdan evlâdir, eger o sinirlar içerisinde hak ve esitlik vâki ise. Eger hak ve esitlik vâki degilse çizilecek yeni sinirin da bir faydasi olmaz. Aksine yeni sinir içerisine hapsolmus türdes ve ayni millî hissiyatla hareket ettigi varsayilan insan toplulugu kendine zarar vermeye baslar. Diger taraftan, AKP’li sinir mühendislerinin görmezden geldigi gayet nazik bir husus daha var. Irak ve Suriye’nin sinirlari yapay da Türkiye’nin sinirlari yapay degil mi?
‘BARIS SÜRECI’
Iktidar ile kalemlerinin elâleme gösterebilecekleri son cazip malzeme, akibeti giderek belirsizlesen ‘baris süreci’. Baris eskiden oldugu gibi içi bos bir sözcük olarak hayatimiza girdi ve giderek ateskesle esitlendi. Iktidar cenahinda 2013 basindaki tutum aynen sürdügü gibi, o vakitler ‘baris, barisin adini telaffuz ederek olmaz, baris kurum ister’ diyenlere edilen hakaretten bir nebze nedamet getirilmis degil. Seçim ve iktidar hesabi yapan kasaba kurnazligiyla, ama daha vahimi Kürtleri asla esit vatandas olarak görmeyen, AKP seçmeni makbul Kürdü digerlerinden ayiran bir zihniyetle baris insasi anca bu kadar oluyor. Ateskes ise Kürt siyasî hareketinin çabasiyla sürüyor.
Iktidar tarafinin bir sehir efsanesine dönen yol haritasindan anladigi, silahsizlanma. Oysa silahsizlanma için güven gerekiyor. Iktidar bin bir türlü güvenlik önlemi sonucunda Kürt tarafina güven vermedigi gibi, birakin barisin kurumlarini kurmayi, seçim barajinin kalkmasi gibi ‘yol temizligi’ yapmaktan bile kaçiniyor. Böylesi bir ortamda ‘baris süreci’, Kürtlerin ateskesi sürdürerek bölgede kurduklari asgarî hâkimiyeti pekistirmek, iktidarin da bu sayede 2015 seçimine salimen vasil olarak azamî oy toplamasiyla sinirli.
Tekrar edelim demokratik kurumsal altyapisi olmayan ve ateskesten ibaret olan barista ates yeniden baslama potansiyeli tasir. Ya da is ayrilikla biter.
EBEDÎ MAGDUR
‘Her gün uluslararasi birtakim gazeteler çikiyor, tamamen yalan ifadelerle, asli ve mesnedi olmayan bilgi kirintilari ile Türkiye’ye karsi algi operasyonu yürütüyorlar.’ Önce Paris’te yakindi, akabinde her mikrofon önünde tekrarliyor. Zira Tayyip Erdogan’in magduriyet söylemi, birkaç iktidar kaleminin israrina ragmen artik içeride satmiyor; magduriyet dis mihraklara, lobilere ihale edildi gayri.
GÜLÜMSEME
AKP’li muktedirler, Abdullah Gül istisnasi disinda hiç gülümsemedi. Gül de Huber Köskü’nde ‘inzivaya’ çekildiginden ortalikta birakin güleni, gülümseyen adam (adam çünkü kadinin adi yok) kalmadi. Muhalefet gülümseme konusunda daha iyi degil. Hos, artik gülümseyecek bir durum da kalmadi. Toplum, mizah dergileri, Twitter’deki sürekli ferahlama, Zaytung ve avatarlarinin temsil ettigi ‘illallah’ patlamasi ile simdilik durumu idare ediyor. Ancak o da saka kaldirmaz, hiciv sevmez, nobran iktidar müsaade ettigi ölçüde…
YILIN EKOLOJI SAKASI
Iktidar saka kaldirmaz ama aldigi karar ve verdigi beyanlarla bizi gülmekten kirip geçirmeyi de ihmal etmez, istemeyerek de olsa… En taze örnek süregelen doga katliamlari hakkinda artik bi konusma ihtiyaci hissetmis olan Orman ve Su IsleriBakani Veysel Eroglu’ndan: ‘Yabanî meyve agaçlari dikiyoruz.’
————————————————
Taraf-14 Kasim
Cengiz Aktar