Yargi: “MIT suç islerse, yakasina yapisirim…”
Günlerden beri savcilari yerden yere vuruyoruz.
Ben dahil olmak üzere , medya’ nin önemli bir bölümü, MIT’in ajanlarini KCK’nin içine sokmasinin bir basari oldugunu yazdik . Sadece medya degil , iktidar partisi mensuplari da, savcilarin, MIT ajanlarini mahkemeye vererek ülke çikarlarina ters düstüklerini ileri sürdü.
Saskinligin baslica nedeni de , Basbakan’in en çok güvendigi ve üstüne toz kondurmadigi MIT müstesarinin da ifadeye çagrilmasiydi. Simdiye kadar böyle bir sey görülmediginden dolayi, isin içinden çikamayanlar , komplo teorileri ürettiler.
Kimine göre, Cemaat ile Iktidar partisi arasinda bir hesaplasma yasaniyordu.
Kimine göre, Emniyet yargiyi kullanarak MIT’in böylesine güç kazanmasini engellemek için deliller toplayip savcilarin harekete geçmesini sagliyordu .
Baktim ki, kimseler sormuyor, kapilarini çaldim ve bu olaylarin birebir içinde olan yargi mensuplari ve savcilarla konustum. Isimlerini veremiyorum, zira bu kosullar dahilinde sohbet ettik .
“Medya’ya sasiyorum, neden bize bu kadar saldiriliyor anlayamiyoruz” diye söze basliyorlar, komplo teorilerine gülüp geçiyorlar . Ancak açikça sinirlenmisler. Kendilerine haksizlik edildigine inaniyorlar .
Olayin nereden baslayip , nereye vardigini anlatirken ilk sözleri sunlar oldu :
“…Biz de MIT’in ne yaptigini biliyoruz…Biz de Hakan Fidan’in Basbakan tarafindan en güvenilen kisilerden biri oldugunun farkindayiz…Kendi kendinize sormuyor musunuz; bunlar neden rahatlarini bozuyorlar, neden Basbakan’in en güvendigi bir insani gündeme getiriyorlar, demiyormusunuz?…Biz bu kadar saf insanlar miyiz? Demek ki, elimizde öyle deliller var ki , bunlari gözardi edemiyoruz…”
En çok MIT ajanlari suç isliyor…
Savcilarin dikkatleri çektikleri en önemli unsur, MIT ajanlarinin genelde hesap vermeden, basibos çalisiyor olmalari . Görevleri çerçevesinde herhangi bir sinir tanimamalari, baslarina buyruk hareket ettiklerine dikkat çekiliyor .
“…Devlet bunlari görmezden geliyor, PKK bunlari kendilerinden sayiyor, böyle olunca da ajanlar vizir vizir dolasabiliyorlar…En çok suç isleyenler arasinda karsimiza çikiyorlar…Sinir boyunda cirit atiyorlar…Denetimsiz olduklarindan da, bizim için suç anlamina gelen olaylara katiliyorlar… Suç isleyeni yakalayan polis, bunlari yakaladiginda serbest mi birakacak? Bunlarin suç isledikleri bize intikal ettiginde gözümüzü mü yumacagiz ? ”
Ardindan da ekliyorlar: “…Eger MIT ajaniysan, risk alip teskilata sizdiysan, o zaman yakalanmasaydin. Biz seni desifre etmedik . Sen orada çalisirken seni alip çikartmadik. Sen molotof kokteyli atarken yakalandigin için ben senin yakana yapistim…O zaman sen de dikkatli davransaydin. ”
Emniyetten savciliga yollanmis olan suç listesi de epey kabarik. Bu listeyi gördükdükten sonra “Ne yapalim simdi ? ” diye sorduklarinda yanit veremiyorsunuz.
Bana en ilginç gelen örnek, Öcalan’in Sincan baskini basta olmak üzere , bir dizi senaryoyu içeren mektubunun MIT araciligiyle PKK’ya yollanmasi…Bir digeri Öcalan ile Hakan Fidan’in da aralarinda bulundugu MIT heyeti arasindaki mutabakat zabti …
“…Bunlar suç degil mi ? ” diye soruyorlar .
Hakan Fidan’in suçlanmadigini, sadece ifadesini vermek için davet edildigine dikkat çekiyorlar. “…Eger bu mutabakati yaparsaniz, Öcalan’in talimatlari sizin teskilatinizin elemanlari tarafindan hedefine götürülürse, benim de size soru sormaya hakkim olur…”
Savcilarin en çok dikkat çektikleri olgu su : “Kimse yargi üstü degildir…Kimse dokunulmaz degildir…Hiçbir kurum tabu degildir…”
Peki, elinize bu veriler geçince neden MIT’e gidip “Kardesim böyle bir durumla karsi karsiyayiz, nedir bunlar demediniz? Deseniz, bunlarin hiçbiri yasanmayacakti . Siz bir yerde Devlet politikasina karsi çikmis olmadiniz mi? ” diye sordum.
Kesinlikle reddettiler.
“Bizim, böyle baska bir kurumun kapisini çalip bilgi alma gibi bir uygulamamiz yoktur. Ya suçtur ve bunu uygulamaya sokariz veya suç degildir, dosyayi kapatiriz…Dikkat ederseniz, biz devletin Kürt politikasina filan karsi çikmiyoruz. Bizim yaptigimiz, suç isleyen MIT elemanlarini yargiya getirmenin ötesine geçmiyor .”
Bakanliga bilgi verip izin aldiniz mi?
Bu soru hepsini rahatsiz ediyor.
Hem yargi bagimsizligindan söz etmek , hem de Bakanliktan neden izin alinmadigini sormanin çeliskisine dikkat çekiyorlar .
“Hayir, Bakanliga sormadik ve emin olun hiçbir zaman da sormayiz. Burasi son derece bagimsiz çalisir. Belki sizlerde farkli algilama vardir, ancak bakanlik bizi yönlendirmez…”
Bu süreci Sadrettin Sarikaya baslatmis ve belirli bir asamaya geldikten sonra Bassavcilik katina çikartmis. Orada da hiçbir engelle karsilasmamis. Sarikaya çevresinde son derece dürüst, çaliskan ve heyecanli bir savci olarak nitelendiriliyor.
Iste bütün bunlari konustuk.
Eger size yansitmasam , simdiye kadar yazdiklarimin çok tek yanli kalacakti.
Peki kim hakli, kim haksiz.
Bence her iki tarafta hakli…Ancak arada, besbelli ki bir diyalog eksikligi, olaylara bakis farki var .
——————————————-
Milliyet-15 Subat
Mehmet Ali Birand