Makale

‘Yolsuzluk’tan kaçarken ‘Ergenekon’a tutulmak’

Yakin bir arkadasim ile cuma günü birlikteydik. Bana, ‘Bu günleri de mi görecektik’ diyerek takildi: ‘Hükümet bir yanina askeri, diger yanina PKK’yi alarak ‘cemaat’e karsi ittifak kurmaya çalisiyor.’

Kendisi yillardir yurtdisinda yasiyor ama görevi geregi Türkiye’yi gün be gün izliyor. Son üç haftadir, yani ’17 Aralik’tan bu yana da Türkiye’de. Onun ‘gözlemi’ olan bu sözler, bu ülkede yasayan ve gözünü ve kulagini dört açanlarin ise zaten ‘bilgisi’.

Basbakan’in frenleri tutmayan danismanlarindan biri, ‘cemaat’i suçlayarak ‘milli ordusuna komplo kurmak’tan söz edince -her ne kadar bin dereden su getirip, ‘yanlis anlasildigini’ söylemeye çaba gösterse de- Ergenekon ve Balyoz davalarinin yeniden görülmesi için ‘baraj kapaklari’ açilmisti. Genelkurmay Baskani -Basbakan’in onayi ile- harekete geçmisti.

Üzerindeki ‘Ulusalci’ etiketi nedeniyle, iktidar tarafindan yüzüne bakilmayan Türkiye Barolar Birligi Baskani Metin Feyzioglu, hem Cumhurbaskani Abdullah Gül’e hem de Basbakan Tayyip Erdogan’a, Ergenekon ve Balyoz’da ‘iade-i muhakeme’ yollari sunuyor. Nitekim Erdogan, ‘iade-i muhakeme’ye ‘sicak baktigini’ açikladi.

Ergenekon ve Balyoz’da kurunun yaninda ‘üstelik çok sayida- yas da yandigi ortada. Bu durumun düzeltilmesinde kuskusuz yarar var. Ne var ki, Tayyip Erdogan, ‘adalet pesinde’ oldugu için bunu yapmiyor. ‘Paralel devlet’ dedigi ve bugüne dek ‘derin devlet’e, bir baska deyisle ‘askeri vesayet rejimi’ne karsi kullandigi ‘yapi’ya karsi, tekrar askere sariliyor.

Geldigimiz noktadan itibaren, ‘askeri vesayet rejimi’nin ‘Tayyip Erdogan demokrasisi’ ile sona erdirildigi; ‘Eski Türkiye’nin yerini ‘Yeni Türkiye’nin aldigi, bir ‘iktidar yalani’dir.

The Economist dergisi son sayisinda ‘No longer a shining example’ (Artik parlayan bir örnek degil) baslikli yazisina su paragrafla girmisti:
‘Türkiye’de hükümetler ya muazzam ölçüde yolsuzluga bulasmis olduklarindan ya da generallerin tekmesiyle kovulduklari (ya da ikisi birden) için batarlar. 2002’de seçmenler, ülkenin laik partilerinin açgözlülügü ve beceriksizliginden illallah dedikleri için Recep Tayyip Erdogan’i basbakan olarak seçmis ve onun ilimli Islamci Adalet ve Kalkinma (AK) Partisi’ni iktidara getirmislerdi. Bir on yil sonra, Türkçede ‘beyaz’ ya da ‘saf’ anlami tasiyan AK’in, aslinda bir istisna olmadigi ortaya çikti ve parti kendisini yakin tarihin en büyük yolsuzluk skandallarindan birinin içinde buldu.’

Bir ‘lider partisi’ne dönüsen AKP’nin ‘yolsuzluk batakligi’nda çirpinmaya baslamasiyla ‘lider’i de çirpinmaya basladi. O nedenle ‘devlet içindeki dayanaklari’ni ‘paralel devlet’ olarak ilan edip, ‘asker’ ile ittifak çabasinda.

PKK’ye de el uzattiginin bilgisi bizde mevcut. Ergenekon ve Balyoz için geçerli olacak, ‘iade-i muhakeme’ girisiminin, KCK için de yapilacaginin mesaji, Imrali ve Kandil’e ulastirilmisa benziyor. Esasen, daha önce, Abdullah Öcalan ile Kandil ve PKK arasinda ‘ayrim’ yapan ve ‘Kandil’deki yönetici kadro’ ile ‘terör örgütü’nü topa tutarak, bildik ‘böl-yönet’ oyununu gündemde tutan kalemlerin -özellikle Yeni Safak gazetesinde- son günlerde PKK’ye yönelik ‘övgü dolu’ yazilarindan, Tayyip Erdogan’in PKK ile ‘çatismasizlik’i, bir sekilde ‘geçici hesaplar’la da olsa ‘zimni ittifak’a çevirmeye çalistigi anlasilabilir. Bir heybeye PKK’yi, digerine ‘asker’i koyma hesabi.

Durumu basitlestirelim ve genelleyelim: Tayyip Erdogan iktidari, ‘Eski Türkiye’ye teslim olmustur. ‘Yeni Türkiye’ dedigi, ‘Eski Türkiye’yi kendisinin giderek ‘keyfilesen’ yönetimine dönüstürerek devam ettirmekten baska bir sey degildir.

Bu arada, Fehmi Koru’nun Fethullah Gülen’den Abdullah Gül’e hitaben yazilmis bir mektup getirdiginden de içeriginden de haberimiz vardi. Tayyip Erdogan sayesinde herkes ertesi gün ögrendi. Ne var ki, Basbakan, mektubun içerigini dogru yansitmiyordu. Açiklamasinin önemli yani, Fethullah Gülen’e kapilari kapattigini bir kez daha ilan etmis olmasiydi. Gülen mektubunun içerigi, Gazeteciler ve Yazarlar Birligi ile Herkül.org’un açiklamalari sayesinde gün yüzüne çikti.

‘Cemaat’e karsi savas kararliliginda israrli Basbakan’a dönelim… Tayyip Erdogan, 10 bakani degismek zorunda kalmis yeni hükümetinin neredeyse yarisini, partisinin yöneticilerini, danismanlarini ve çogunlugu (hepsi degil) gönüllü tetikçisi olmaya hazir ‘erbab-i kalem’i toplayip, 4 saat boyunca arzuhalcilere dava dilekçesi yazdirir gibi ‘Yargi darbesi’nden, ’17 Aralik komplosu’ndan, ‘küresel suikast’tan söz etti.

Ne derse desin; Tayyip Erdogan’in tüm dünyaya su anda verdigi görüntü su: Kendi yakin çevresinin dahil oldugu ‘yolsuzluklar’i örtbas etmek için ‘bagimsiz yargi’yi ortadan kaldiran ve ‘hukuku rafa kaldiran’ Türkiye basbakani.

‘Hukuksuz’ bir ülkeye, ‘sicak para girisi’ ve ‘dogrudan yabanci sermaye yatirimi’ olabilir mi? Unutmayalim ki, Türkiye ekonomisi Bati sisteminin bir parçasi addedildigi oranda bütün bunlara dayali olarak dönmekteydi.

The Economist, ‘Piyasalarin güveni -ki, sermaye girislerine dayandigi için Türkiye için hayatidir- sarsildi’ diyor. Tayyip Erdogan’in ‘küresel komplo’ dedigini ise ‘piyasalarin kilavuzu’ sayilan yayin organi söyle izah ediyor:

‘Kriz, sadece AK ile Gülenciler arasinda bir iktidar mücadelesi degildir. Türkiye’nin sallantili demokrasisinin kronik zaaflarini, zincire vurulmus bir medyayi, politize bir yargiyi, bosluklarla dolu, özgürlükçü olmayan anayasayi ve kamu harcamalarinin bagimsiz denetiminin yoklugunu gözler önüne sermistir. 2011’de yeniden seçildiginde Erdogan’in bütün bu eksikleri gidermesi için gerçek bir imkân vardi. Bunu yapmamis olmasi, daha liberal destekçilerini can sikintisina ve ihanete ugradiklari duygusuna sevk etti. Kendisinin artan otoriter yönetimi Vladimir Putin’le karsilastirilmasini beraberinde getirdi. Simdi görülen odur ki, Erdogan’in temel amaci, agustosta mümkün olabildigi takdirde, cumhurbaskanligi yolunu açmak için bir tertibe girismektir. Son kargasa ise cumhurbaskanligi rüyalarini gerçeklestirebilme ihtimalini
azaltiyor.’

Elâlem bunu görüyor. Elâlemin gördügünü kendisi de gördügü ölçüde, ‘küresel suikast’, ‘uluslararasi komplo’ hezeyanlari arasinda Türkiye’yi içe kapatmaya çalisan bir iktidar var Türkiye’de. O kadar ki, Tayyip Erdogan, kisisel iktidar hesaplari ugruna, isi ‘Ergenekon ile isbirligi’ne kadar vardirabilir.

Ne var ki ‘yolsuzluga batan’ hiçbir iktidar, Türkiye’nin ufkunda bir günes gibi yeniden dogamaz.

——————————————-

Radikal-6 Ocak

Cengiz Çandar

Balkêş e ?
Close
Back to top button