Yüzlesme
Insanlari yakarak öldüren komutan, kaçirip öldüren sahte “kahraman”
Yakarak insan öldürenler, savunmasiz bir gazeteciyi vuranlar, öldürdükleri insanlarin ceplerindeki parayi paylasanlar kahraman, öldürülenler hain, terörist Hak savunan avukatlar, öldürülenlerin yakinlari vatan haini, zamanasimina göz yumanlar vatansever öyle mi?
Ne yapildigini ne yasandigini unutturmadan, biktirana kadar tekrarlayarak anlatabiliriz ancak insanlik suçlarini
Deprem davalari zamanasimina giriyor bu ülkede Yikilan binalarin sorumlulari korunuyor.
Maden katliamlari cezasiz birakiliyor. Patronlara indirimli cezalar veriliyor, bürokratlar hakkinda sorusturma bile açilmiyor.
Is cinayetleri konusulmuyor bile. Daha fazla kazanmak için isçinin yasamini çalanlar bir gün olsun cezaevine girmiyor.
Bütün suçlular vatan, millet sloganlarinin arkasina gizleniyor. Memlekete asil kötülükleri yapanlar bin yildir korunuyor. O koruma kalkanina mesruiyet kazandirabilmek için sahte düsmanlar icat edilip, olmayan düsmanlarla birilerinin kahramanca savastigi yalanlari söyleniyor.
Bütün bu davalarda olanlar sürpriz mi?
Hayir, ipin ucu aslinda “mesruiyet” olusturulan davalara dayaniyor.
* * *
Peki aslinda ne oluyor?
Ankara’da görülen JITEM davasi, istinaf mahkemesinin beraat ve zamanasimi kararlarini yerinde bulmasiyla sonlandirildi. Istinaf mahkemesinin bir üyesinin kaleme aldigi karsi oy yazisi, çetelerin tarihini, nasil cezasiz birakildiklarini açikça gösteriyor ve tarihe not düsüyor.
Davaya Yargitay bakacak artik.
Ancak sadece son aylarda olanlara, birilerinin nasil kollandigina bakalim ve neler planlandigi konusunda akil yürütelim.
* * *
1993-96 yillari arasinda 19 insanin bir çete tarafindan sistemli olarak kaçirilarak infaz edilmelerine iliskin faili meçhul davasinda, aralarinda eski Bakan Mehmet Agar’in da bulundugu 18 kisi yargilaniyordu.
Bu isimleri aklayan Ankara 1. Agir Ceza Mahkemesi, verdigi ilk beraat kararinin bozulmasinin ardindan yeniden baslamak zorunda kaldigi yargilamanin ilk durusmasinda, salonu hayrete düsüren bir uygulamaya imza atarak, avukatlara yazili olarak bir not iletti.
Bu notta, beraat kararinin bozulmus olmasina ragmen aslinda istinaf mahkemesinin böyle bir yetkisinin olmadigi belirtiliyordu.
Daha ilk durusmada, istinaf mahkemesinin, “Çeteyi ve kayip silahlari arastir” uyarisina karsilik mahkeme görüsünü açikliyordu aslinda.
Agar, tek bir gün çapraz sorguya alinmadan yargilama yeniden beraat karariyla bitirildi.
* * *
Ilk beraat kararini bozan istinaf mahkemesinin ikinci yargilama sonunda farkli davranabilecegi öngörülüyordu aslinda.
Iklim degismisti.
Beklendigi gibi oldu
Susurluk çetesinin eylemlerinin arastirilmasi yerine mahkemenin, “Susurluk çetesi üyesi Ayhan Çarkin’in ifadeleri çeliskili, bant kayitlari yasadisi delil” gerekçesi yerinde bulunarak tekrarlandi.
Karsi oy kullanan üyenin kaleme aldigi muhalefet serhi ise bir isyan niteligindeydi.
Cinayetleri anlatan Çarkin’in ifadelerinin ve cinayetlere iliskin bant kayitlarinin ne kadar hukuki oldugunu anlatiyordu muhalif üye
* * *
Ancak bu karardan önce iklimin zaten degismis oldugunu görmek mümkündü.
Muhalif üyenin karsi oy yazisinda da dikkat çektigi Kutlu Adali cinayeti ile ilgili takipsizlik karari bunun örneklerinden biriydi.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, aylar önce, Susurluk çetesi üyesi olmaktan hükümlü, emekli yarbay Korkut Eken’in, 1996’da Kutlu Adali’yi öldürmek için kardesi Atilla Peker’i de alarak KKTC’ye gittigini anlatmis, Atilla Peker de savciliga bu konuda suç duyurusunda bulunmustu.
Korkut Eken, bunun üzerine Atilla Peker’le adaya gittigini dogrulamis ama Kutlu Adali cinayeti ile ilgisi olmadigini söylemisti.
Savcilik, Eken’in böyle bir itirafi yokmus gibi, söz konusu tarihte Atilla Peker’in cezaevinde bulunmasindan dolayi KKTC’ye gidemeyecegini belirterek dosyayi kapatti. Üstelik dosyaya zamanasimi kaydi da düstü.
* * *
Faili meçhul cinayetler davasinda da aslinda iki cinayet çoktan zamanasimina girmisti.
Behçet Cantürk’ün ve Abdülmecit Baskin’in 1993’te öldürülmelerine iliskin dosyalar için zamanasimi karari verilmisti.
Bir ülke düsünün, faili meçhul cinayetler davasindan 6 yil sonra Susurluk çetesini tespit edip, hapisle cezalandirsin ancak 30 yil boyunca bu çetenin öldürdügü iddia edilen insanlarla ilgili davalari tamamlayamasin
Kutlu Adali cinayeti dosyasini 30 yil boyunca bir zahmet arastirmasin
* * *
https://media-cdn.t24.com.tr/media/library/2024/03/1709913233920-20160301181351-vartinis-2.jpgÖgüt ailesi
Bu ülkede, insanlari yakarak öldüren kisileri kaçirmak da olagan elbette
Olagan olagan karsilanabilen, “terörist, hain” sözlerinin arasinda yok sayilmaya çalisilan bir olay yasandi bu ülkede.
3 Ekim 1993’te, Mus Korkut’a bagli Vartinis’te, Ögüt ailesinden 7’si çocuk 9 kisi, evlerinin içerisinde, bütün köyün gözü önünde yakilarak öldürüldü.
Yargitay, onlarca kisinin katildigi bu eylemin sorumlusu olarak dönemin Hasköy Ilçe Jandarma Komutani Bülent Karaoglu’nu belirledi.
Yargitay’in kararindan sonra bu insanlik suçunu isleyen Karaoglu’nun tutuklanmasini talep etti avukatlar.
Ancak Kirikkale 1. Agir Ceza Mahkemesi, tutuklama talebini reddetti.
Sonra ne mi oldu?
Karaoglu’nun ifadesinin alinmasi beklendi bozma kararindan sonra.
Ve mahkeme, 3 Ekim 2023’te, 30 yillik zamanasimi süresinin doldugunu belirterek, davayi düsürdü.
Yargitay kararinin üzerinden bir yil geçmisti.
Bu bir yil boyunca tutuklama karari verilmeyen Karaoglu, elbette kaçmisti.
Simdi rahatça ortaya çikabilir.
Vatana, millete hizmet ettigini düsünenler, davanin zamanasimina sokulmasini sagladi.
Kutlu Adali cinayeti gibi, Behçet Cantürk, Abdülmecit Baskin cinayetleri gibi
* * *
Bir ailenin, köyünde olagan bir aksam geçiren bir ailenin yakilarak öldürülmesinden vahim ne olabilir ki?
Onlarca köylü tanik, bazi askerler tanik
Memleketin en üst mahkemesi, Yargitay cinayeti tespit etmis
Daha ne beklenebilir ki?
Öyle olmuyor
Asla öyle olmuyor
Yakarak insan öldürenler, savunmasiz bir gazeteciyi vuranlar, öldürdükleri insanlarin ceplerindeki parayi paylasanlar kahraman, öldürülenler hain, terörist
Hak savunan avukatlar, öldürülenlerin yakinlari vatan haini, zamanasimina göz yumanlar vatansever öyle mi?
Degil degil elbette
Biliyor aslinda herkes olani biteni
Bu aktörlerin neden disarida tutuldugunu, kimin ne için korundugunu biliyor.
Bazi akillarin kimlere nerelerden verildiginin, bu insanlarin koltuk korumak için neler yapabileceginin bilindigi gibi.
Gökçer Tahincioglu