Makale

Yüzlesme, arinma ve ordu

Yil 1957. Cezayir’de çekilmis bir fotograf. General Massu’nun askerleri, Fransiz askerleri, Cezayirli direnisçileri falakaya yatirmis. Bu fotograf yayinlanir yayinlanmaz ordu eliyle toplatilmisti. Simdi ordu tarafindan sergileniyor.
Yüzlesme, önce “itiraf”la baslar.
Paris’te Ordu Müzesi’nde açilan Cezayir 1830-1962 adli sergide, 130 yillik sömürge döneminde Fransiz askerlerinin isledigi suçlar sergileniyor. Resim, fotograf, belge, film ve desenler ve tarihçi yorumlari var sergide. Dergiler, yapilan iskenceleri, yargisiz infazlari, sirtindan Arap kursunlayan askerleri, fotograflar ve tanikliklarla sayfalarina tasiyor.
Fransa’nin bu ülkede isledigi suçlari kabul etmesini, özür dilemesini isteyen, “Fransa’nin Sömürgecilik Suçu” yasa tasarisinin, Cezayir Millet Meclisi’nde yeniden ele alinmasi bekleniyor.
Yüzlesme, “yaptirim”la devam eder…
Ve Türkiye… Önümüzde, arkamizda, sagimizda, solumuzda Kürt sorununun “kayiplar, iskenceler, faili meçhuller bagaji” var. Bu sorun, çözülecekse çözülmesinde, sürecekse sürmesinde, özetle vicdanlar ve zihinlerde aldigi sekilde, etkili unsurlardan birisi bu…
Atilmasi gereken ilk yük bu…
Çatismalardan, terörden, örgütten bagimsiz bir yük. Atildigi takdirde onlari da etkileyebilecek, sönümleyebilecek bir yük…
Model ortada…
Mesru ile gayri mesrunun, suçlu ve suçsuzun itiraf ve yaptirim içeren ayriminda, bunun “birinci el” tarafindan yapilmasinda…
Yüzlesme “arinma”yla tamamlanir.
-Türkiye’nin 81 ilinde 81 Jandarma Alay Komutanligi var. Her komutanligin basinda muhtemelen bir albay bulunuyor. Istihbarat, operasyon tipi subelerinin basinda da muhtemelen binbasi, yüzbasi düzeyinde askerler görev yapiyor.
-Bu düzeydeki askerlerin yine muhtemelen hepsi, Türkiye’nin Dogu ve Güneydogu’sunda Kürt sorunu açisindan güvenlik alani ve çatisma merkezi olan Hakkari, Sirnak, Van, Siirt, Diyarbakir, Tunceli gibi belirli sayida ilde, bu illerin ilçelerinde görev yapmis bulunuyor.
-Bu il ve ilçeler ayni zamanda 1987-1996 yillari arasinda JITEM’in cirit attigi yerler. Yüzlerce faili meçhul cinayetin islendigi, yüzlerce insanin kayboldugu yerler.
-Fail meçhullerin kim tarafindan nasil ve neden gerçeklestirildigini, “enformel” sekilde biliyoruz. Devletin hukuki yaptirim gücü olmayan iç itiraf raporlari, katillerin itiraflari, itirafçilarin teyit edilen anilari, Insan Haklari Dernekleri’nin kayitlari bu bilgi kaynaklari arasinda yer aliyor.
-O tarihlerde o bölgede görev yapan askerlerin kimisi karanlik olaylarin bizzat faili, bir kismi da muhtemelen tanik…
-Katiller kayip, Yesil kayip örnegin, itirafçi ve her söyledigi bir tür dogrulanan Aygan’in kitabinda ismini verdigi onlarca katil-itirafçi kayip. Kimilerinin devletin verdigi kimliklerle, isim degistirmis halde, Anadolu’da görev yaptiklari iddialari yayiliyor, mahkemeler bu kisileri zaman zaman celp ediyor.
-Bunlardan birisi Musa Anter’in katili Hamit Yildirim Sirnak’ta, Sabah Gazetesi muhabiri Ferhat Ünlü ve gazeteci arkadaslarinin büyük çabasi ve basarisiyla yakalandi. Görüldü ki, hali vakti yerinde, güvenli, itibarli. Yildirim’in yasami, yakalanma biçimi, konumu, onun özel eller tarafindan korundugunun göstergelerinden birisi degil midir? Ve onun gibi niceleri var.
-JITEM’i ve JITEM’cileri sorgulamayan, Anter’in yaninda kursunlanan Miroglu’na “cinayet gecesi JITEM grup komutani olarak görev yapan Savas Gevrekçi nerede..” sorusunu hâlâ sorduran, kendi içine el atmayan, eski düzenini içinde hâlâ beslemeye devam eden yapi hâlâ yasiyor.
Adim içeriden atilmalidir…
Yenilenme ve temizlik o zaman anlam tasir…
O zaman ordu baris ortamina su tasir…
————————————————————
Yeni Safak-3 Temmuz
Ali Bayramoglu-Sari Levent’ler ve Genelkurmay’in sorumlulugu…
Musa Anter’in tetikçisi Hamit Yildirim’in Sirnak’ta huzurlu ve zengin bir hayat sürerken gazetecilerin çabasiyla yakalanmis olmasinin üzerinde dikkatle durmak lazim…
Sorular ortada:
Kamu otoritesi bu tür kaçak durumlari varoluslari nasil atliyor?
Yesil de böyle asude bir sekilde, itibari elinde hemen yanibasimizda bir yerlerde yasiyor olabilir mi?
Taraf Gazetesi sormus, itirafci Aygan cevaplamis, söyle diyor:
“Iki JITEM tetikçisi devlet himayesinde yasiyor. Ali Ozansoy, (…) Emniyet Genel Müdürlügü’ne memur olarak atandi (…) faili meçhul cinayetler isleyen Sefer Bildik, Akdeniz bölgesinde jandarmayla birlikte insan kaçakçiligi yapiyor…”
Susurluk’tan bu yana kaç faili meçhul cinayet aydinlandi?
Ridvan Özden, Esref Bitlis, Cem Ersever, Vedat Aydin, Behçet Cantürk, Savas Buldan ve tanimis, taninmamis daha nicesi…
Cinayetlerin faili meçhul kalmalariyla, pekçok itirafçinin, tetikçinin, infaz memuru ve amirinin serbest dolasmasi arasindaki paralellik barizdir.
Iki tür infaz memuru ve amiri oldugunu biliyoruz.
Bir kismi hayduttan devsirme ya da itirafçilardan üretilme adamlar…
Bir kismi ise hâlâ görevlerine devam eden güvenlikçiler, özellikle askerler…
Daha önce kaç kez vurguladim, 1990’li yillarin ortasinda Dogu ve Güney Dogu’da görev yapmis jandarma subaylarinin bir kismi bu infazlara tanik oldu, bir kismi da bizzat bunlarin içinde yer aldi. Bugün pekçogu ülkenin çesitli yerlerinde görev yapiyor ya da emeklilikleri sürüyor.
Arinma, yüzlesme, degisim, sivillesme bizzat ordu karargahinin o döneme ve o gövdeye nester atmasini gerektirmez mi? Hukuk, demokrasi, insan haklari bunu icap ettirmez mi?
Kaldi ki vebal var…
Örnek pekçok…
Emekli jandarma generali, Ergenekon tutuklusu Levent Ersöz. Pekçok olayin merkezinde yer almis, yer aldikça rütbe de almisti.
Bursa Jandarma Bölge Komutanligi yaparken, eski pekçok JITEM’cinin, Yüksekova skandali mimarlarinin Bursa civarinda yeniden istihdam edildigi basinda yer almisti.
Daha sonra Jandarma Istihbarat biriminin basina atandi, Eruygur’la birlikte çalisti. O günlerde, makamina çagirdigi pekçok gazeteci ve isadaminin ses kayitlarini tutmus, daha sonra bunlar Ergenekon davasina yansimisti. Ayni dönemde Urfa Jandarma Alay Komutani Sarizeybek, Ersöz’ün Urfa üzerinden Genelkurmay Baskani Özkök’ün özel telefonlarini dinleme girisiminde bulundugunu iddia etmisti. Yani Hilmi Özkök’ün kimi kuvvet komutanlari tarafindan darbeye engel görüldügü ve tasfiye edilmeye çalisildigi günlerde…
Biraz geriye gidelim…
25 Ocak 2001 tarihinde HADEP Ilçe Baskani Serdar Tanis ile HADEP üyesi Ebubekir Deniz, Sirnak’a bagli Silopi Jandarma Ilçe Komutanligi’na gittikten sonra ortadan kayboldular.
Resmi makamlar bu kayiplarin Hizbullah’la ilgili oldugunu, bu iki kisinin jandarma karakoluna hiç gelmedigini söyledi. Ardindan taniklar ortaya çikinca, karakola geldikleri, ancak on dakika kalip çiktiklari açiklandi.
Tanis, kaybolmasindan bir ay önce Basbakanlik ve Içisleri Bakanligi’na bir dilekçe yazmis ve sunlari aktarmisti:
“Halen Silopi HADEP Ilçe Baskanligi’ni yapmaktayim. Güvenlik güçleri tarafindan bu görevimden vazgeçmem için uyarilmakta ve tacize ugramaktayim. Alay Komutani telefonda babama, ‘Serdar bugün mutlaka (Silopi Jn. Karakolu’na) gelmeli. Gelmedigi takdirde bir daha Sirnak topraklarina ayak basmasin. Bastigi takdirde kendisini öldürecegim. Kime giderseniz gidin. Yerim, mekânim, rütbem bellidir’ dedikten sonra telefonu kapatmistir. Su anda Sirnak iline gidememekteyim. Islerimi yapamaz haldeyim…”
O alay komutani bölgede daha önce kiyiciligiyla taninan “Sari Levent” lakapli Levent Ersöz’dür…
Daha sonra rütbe almis, tuggeneral olmustur Ersöz…
Tanis ve Deniz ise hâlâ kayip…
Sorumluluk ve görev ortada…
———————————————
Yeni Safak-5 Haziran

Ali Bayramoglu

Back to top button