|
Hewlêr ve Dıhok konferansları
|
2016-12-21 10:16
|
Latif Epözdemir
|
|
Geçtiğimiz hafta Güney Kürdistan’ın başkenti Hewlêr’e “Terör, hoşgörü ve birlikte yaşam” adlı konferansa gözlemci olarak katılmak üzere Kültür Bakanlığının resmi davetlisi olarak bir gezi gerçekleştirdik. Hewlêr’deki konferans 13 ve 14 Aralık olmak üzere iki gün sürdü. Konferansa dünyanın çeşitli yerlerinden 150’den fazla kişi davet edilmişti.
İki gün boyunca 18 konuşmacı “Terör ve Birlikte Yaşam” konusunda tezler sundular, düşüncelerini tartıştırdılar. Konferans çok değişik kesimlerden kişilerin konuya ilişkin görüşlerini tartışmaya sunması bakımında son derece verimli geçti. Hewlér konferansı, bilimsel ve akademik tespitlerin yapıldığı entelektüel bir kesime hitap eden, bölgesel konuların da bu bağlamda konuşulduğu bir konferanstı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Başbakan Neçirvan Barzani, terör tehdidinden ve birlikte yaşama kültürünün köklü dayanaklarından söz etti. Kürdistan’da birden fazla etnik kesim, farklı inanç, azınlık ve kültür yaşadığı halde bunlar arasındaki beşer ilişkilerine hoşgörünün hâkim olduğundan söz etti.
Türkiye’den konferansa sadece dört kişi davet edilmişti. Sosyolog İsmail Beşikçi, İBV başkanı İbrahim Gürbüz, ben ve parti meclisi üyemiz Zana Sezen. Zana ile İkimiz HAK-PAR yöneticisi olarak konferansta gözlemci sıfatı ile yerimizi aldık. Konferans esnasında birçok akademisyen ve tarihçi ile tanışma olanağı bulduk. Kürdistan parlamentosu üyeleri ile görüşme fırsatı bulduk.
Konferansı Yüksek Öğrenim Bakanlığı ve Kültür ve Gençlik Bakanlığı düzenlemişti. Bu konferans her iki bakanlığın ilk bilimsel konferansıydı. Teknik bir takım yetersizlikler bir yana konferans iyi tertip edilmişti. Konferans salonunda Yüksek Öğrenim Bakanı ve Kültür Bakanı ile ayrı ayrı sohbet etme fırsatı bulduk. Karşılıklı sorunlar dile getirdik, Kürtler arası diyalog konusunda neler yapabileceğimizi konuştuk.
Yetkililere de sunduğum gibi konferansı en önemli eksiği, ”Terör ve birlikte Yaşam”ın konuşulduğu bir konferansta, terörle yüz yüze olan Türkiye’den neden daha fazla kişinin davet edilmemesi, dahası neden kimi konuşmacıların Türkiye Kürtlerinden seçilmemiş olmasıydı. Terör sarmalındaki Kuzey Kürtlerin psiko-politik sorunlarının da böylesi bir toplantıda tartışılması gerekirdi. Ne yazık ki, bu konferans, kendi temasına ilişkin olarak Türkiye ve Kuzey Kürdistan’dan örneklerden yoksun başlayıp bitti.
Konferansın ilk gününün son paneli sayın Beşikçi’nin de tebliğ sunduğu son oturumdu. Beşikçi daha çok Kürdistan’ın uluslararası bir sömürge oluşundan dolayı devletler terörüne maruz kaldığını, BM sömürge tanımının dışında kaldığı için de uluslararası toplumun dikkatinden kaçtığına dair bilgiler sundu.
Güneyde eş zamanlı bir konferans ta Dıhok’ta yapıldı. Bu konferans 14 ve 15 Aralık günlerini kapsıyordu. Konferansı “ Dıhok Amerika Kürdistan Üniversitesi” hazırlamıştı. Bu konferansa da birçok yerli ve yabancı bilim adamı, gazeteci, yazar, düşünür ve siyaset adamı davet edilmişti. “Daiş sonrası Kürdistan’ın durumu ve Bağımsız Kürdistan girişimleri” temasını konu almaktaydı.
Bu konferansın açılışındaki Neçirvan Barzani’nin konuşması dikkat çekici. Barzani,”PKK Şengal’den derhal çekilmelidir. Irak devleti PKK ye verdiği desteği sonlandırmalıdır.” biçiminde yeni ve çarpıcı bir konuşma yapmış olduğunu öğrendik.
Bu konferansın ana teması “Daiş sonrası Kürdistan’ın durumu ve Bağımsız Kürdistan girişimleri” olarak belirlenmişti. Ne yazık ki, bu konferansa Türkiye’den siyaset çevrelerinden sadece DBP eş genel başkanı Kamuran Yüksel konuşmacı olarak davet edilmişti. Biz ise Dıhok konferansına gözlemci olarak da olsa çağrılmamıştık.
Dıhok konferansında biz Hewlêr’de idik. Konferansa çağrılmadık. Ancak DBP başkanının konferansa konuşmacı olarak çağrılması manidardır. Lakin Kamuran Yüksel sunduğu tebliğde “Bağımsız Kürdistan” konusuna karşı gelmiş, Neçirvan Barzani’nin açılış konuşmasına tepkiler dile getirmiştir.
Irak Kürdistan Demokrat Partisi üst düzey yöneticileri ile yaptığımız görüşmelerde bu konu da gündeme geldi ve bu konferansa neden davet edilmediğimiz konusunu konuştuk. Yetkililer Dıhok Konferansını Üniversitenin inisiyatifi ile yapıldığını ileri sürdüler. Bu bakımda müdahaleyi uygun bulmadıklarını dile getirdiler.
Her iki konferans da bilimsel ve akademik değerleri bakımından son zamanlarda yapılan en önemli konferanslardandı. Yetkililerin verdiği bilgilere göre bu türden konferanslar önümüzdeki dönemlerde de sık sık yapılacak.
Konferansı düzenleyenlere başarılar diler, bu türden çalışmalarının daim olmasını umarız.
20.12.2016
|
|
|
|