|
KÜRDİSTAN BAYRAĞI ÖFKESİ “MİLLİ MENFAATLERİ” DİNLEMEDİ
|
2021-09-22 11:33
|
Latif Epözdemir
|
|
Trabzon Şalpazarı MHP’li belediye başkanı imalathane basarak üzerinde Kürd bayrağı sembolleri olan ve Kürdistan kelimesi yer alan binlerce şapkayı sokak ortasına getirterek yaktı. Türk basını bu olayı önemsemedi, haber değerinde bile görmedi.
Bilindiği gibi, 10 Ekim 2021 tarihinde Irak genel seçimleri yapılacak. Irak ve Kürdistan’daki bu seçimlere tüm siyasi partiler katılıyor. YNK ve GORAN hareketi bu seçimlere ortak liste ve “Kürdistan İtifakı” adı ile katılıyorlar. Bunun için propaganda çalışmaları çerçevesinde yüksek miktarda üzerinde “Kürdistan” yazan ve Kürdistan bayrağı renkleri ile bezenmiş şapkalar diktirmek için Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde kurulu Anadolu Şapkacılık firması ile bir sözleşme yaptı ve bu sözleşme gereği çok miktarda şapka siparişi verdi.
Şalpazarı MHP’li Belediye Başkanı Refik Kurukız şapka üretimi yapılan fabrikaya zabıtaları ile baskın yapıp tüm şapkaları toplayarak fabrika dışında orta yerde yaktı. Kurukız şapkaları renklerinden ve üzerinde Kürdistan yazdığı için öfkesini yenemedi, sormadan, soruşturmadan, yasa, kanun, nizam, hak , adalet demeden şapkaları yaktı.
Firma ciddi bir şekilde ve bilinçli olarak zarara uğratıldı. Şirket sahibi Ömer Özdemir, basına verdiği demeçte “Irak bölge yönetimi partilerinden önümüzdeki günlerde kendi bölgelerinde yapacakları seçim sürecinde kullanılacak, ihraç edilmek üzere şapka siparişi gelmiştir. Bu siparişlerın Türkiye Cumhuriyeti devletinin izin verdiği çerçevede yasal yollardan ihraç edilmek suretiyle üretimine başlamış bulunmaktaydık. Bu üretim hem bölgemizde yaşayan bizimle çalışan vatandaşlarımıza iş olanağı sunmakta hem de devletimize döviz girdisi olarak fayda sağlamaktadır. Şalpazarı Belediye Başkanımızın bugün yapmış olduğu ziyarette Irak için ürettiğimiz şapkaları görmüş ve bizlere bu şapkalar yasalara aykırımı sorusunu sormadan, herhangi bir kolluk kuvvetinden yardım istemeden, oracıkta şapkaların yasalara aykırı olduğuna ilişkin kanaat getirmiş ve belediye zabıtaları maharetiyle ve nezaretinde şapkalarımızı çevre komşularımızın, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın gözü önünde hunharca yakmak suretiyle ciddi bir maddi zarara yol açmıştır. Ancak maddi zarardan çok bölge halkı önünde yargısız infaz yapmak suretiyle şahsımı, tesislerimizde çalışan arkadaşlarımızı vicdanları yaralayacak ve izah edilmesi zor bir durumda bırakmıştır” demektedir.
Irkçı-faşist Belediye Başkanı ise, “İlçemizde tekstil imalatı yapan firmanın bu amblem ve renkleri taşıyan üretim yapması üzerine biz de kayıtsız kalamadık. Biz Türk milletiyiz. Ülkemizi bölmek isteyenlerin amblemleri Şalpazarı İlçesinde üretilemez. Türk milliyetçisi olarak bunların burada üretilmesine müsaade edemeyiz. PKK örgütüne hizmet edecek olan amblemin burada üretilmesi bizi üzdü. Şehitlerimizin bize emanet ettiği bu vatan topraklarında hainlere hizmet edecek bir ürünü burada yaptırmayız. Son damla kanımıza kadar mücadele edeceğiz” diye utanmadan bir de kendisini savunarak yaptığı işlemi övercesine açıklamalarda bulundu.
Şalpazarı’nın yüzü kara belediye başkanı yaptığı şovun ülkenin “milli menfaetlerine” zarar verdiğini anlayamayacak kadar algı ve “beka” yoksunudur. Bu zat yapılan ticari faaliyetin Türk “milli” ekonomisine fayda sağlayan bir faaliyet olduğunu bilmiyorsa, man kafadır demektir, yok eğer bilerek yapıyorsa Kürd düşmanıdır. Her iki durumda da Şalpazarı belediye başkanın ne kadar şovmen ve yalaka biri olduğunu anlamaya yeter. Kürd düşmanlığını PKK’ye duyduğu öfke ile perçinleyen bu hadsiz kişi hakkında hiçbir işlemin yapılmamış olması da manidardır.
TÜRK SİYASET KURUMU YERLEŞİK İNKARCI ALGILARIN ESARETİNDEDİR
Latif Epözdemir
Kürdlere karşı beslenen kin ve nefret duyguları değişik zamanlarda değişik biçimlerde sık sık ortaya çıkmaktadır. Bu duygulara sahip kişilerin önemli bir kısmı da siyasetçilerdir. İyi Parti Sakarya il başkanı da bir süre önce meşru Kürdistan bayrağına “paçavra” demişti. Oysa ki Türkiye’de anti-Kürdlerin “paçavra” dediği Kürd bayrağı Irak Anayasası’nda resmen kabul görmüş meşru bir bayraktır. Dünyanın hiç bir yerinde hiç bir Kürd siyasetçi bu güne dek Türk bayrağına “paçavra” diyerek saygısız bir tutum takınmamıştır. Bu da mazlum oldukları halde Kürdlerin ne kadar asil ve kadirşinas olduğunun göstergesidir. Hal böyle iken Türkiye’de binlerce Türk siyasetçisine göre uluslararası meşruiyeti bulunan, yasal ve anayasal olan Kürd bayrağı “paçavra” olarak algılanmaktadır. İşte daygısızlık buradadır.
Türk hükümeti ile KBY yetkililerinin zaman zaman yaptığı resmi görüşmelerinde Türk bayrağı ile birlikte konuşlandırılan, resmi protokol gereği Yeşilköy’de devlet tarafından göndere çekilen Kürd bayrağına, buna rağmen utanmadan “paçavra” diyen beyinlerden, bırakınız Türkiye’ye, Türklere de bir hayır gelmeyeceği aşikardır. Aslında bu kişilerden siyasetçi de olmaz, diplomat da olmaz. Bunlardan olsa olsa şarlatan olur.
MAHKEME KARARLARI BİLE BU GÖZÜ DÖNMÜŞ KAMU GÖREVLİSİNİ DURDURAMADI
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Kürdistan bayrağına dair gerekçeli kararı Türkiye’de Kürdistan bayrağı konusundaki algıların yıkılması alanında önemli bir adımdır. Bu kararın Erzurum Bölge Mahkemesi tarafından da onaylanması ayrıca çok kıymetli bir yaklaşımdır.
Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz yıl, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Kürdistan bayrağının yer aldığı resimlerin “PKK propagandası” sayılmayacağına hükmetti. Erzurum Bölge Mahkemesi de sözkonusu kararı onadı. Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi bu konudaki bir davaya ilişkin olarak gerekçeli kararında, 2005’te halk oylaması ile kabul edilen Irak Anayasası’nda “Kürdistan Bölgesi’nin federal niteliğini kabul ettiğine dikkat çekerek, “IKBY, Irak’ta Kürdlerin çoğunlukta olduğu bölgede yönetimini kurarak Irak devletinin uluslararası hukukça tanınmış siyasal sınırları içinde kalarak ve Irak’tan ayrılarak içsel ‘kendi kaderini tayin hakkı’nı kullanmıştır” ifadelerine yer verdi. Mahkeme ayrıca Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin meşru bir yapıya sahip olduğunu ve bu hakkın Irak Anayasası tarafından tanındığına dikkat çekti.
ŞALPAZARI’NI YÖNETEN CAHİL BELEDİYE BAŞKANI İÇİN TARİH DERSİ
Şalpazarı Belediye Başkanı’nın küçük beynine sığar mı bilmem ama, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararı aynı zamanda önemli tarihsel bilgiler de içermektedir. Sözkonusu gerekçeli kararda, Kürdistan Bölgesi ile PKK arasındaki farka işaret ediliyor. Yine KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ve Bölge Başkanı Neçirvan Barzani’den, Güney Kürdistan’ın tarihinden bahsediliyor, Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin meşru bir yapıya sahip olduğu dolayısıyla bu yüzden herhangi bir cezai yaptırıma gerek olmadığı belirtiliyor. Bilindiği gibi geçmişte sırf bu yüzden yüzlerce kişi yargılanmış, kimileri hüküm bile giymişti. Kaldı ki PKK Kürd bayrağını zaten kabul etmiyor. Kürdistan bayrağı 1946 yılından beri uluslararası meşruiyeti olan ve uluslararası toplum tarafından kabul görmüş bir bayraktır.
Bu karar çok önemli bir karardır ve benzer kararlardan farklıdır. Bu kararda mahkeme heyeti Irak’taki Kürdlerin bir halk veya ulus olarak kabul edilmesinin 2005 tarihli Anayasa’dan çok önce İngiliz mandası altındaki Irak’ın 1921 tarihli geçici anayasasında hükme bağlandığı gerçeğini, verdiği kararına gerekçe olarak ileri sürdü. Keza kararın diğer bir gerekçesi olarak da, Irak Anaysası’nda Irak’ın bağımsız ve federal bir devlet sistemine sahip olduğu, Kürdistan Bölgesi’nin de 1992’den beri Irak’ta meşru federal bir bölge olduğuna dikkat çekiliyor.
Tüm bu gerçekler Türkçülerin yerleşik, kemikleşmiş anti Kürd algılarının değişmesine yardımcı olur mu bilmem ama ırkçılığın en çok sahibine zarar verdiği tecrübelerle sabittir.
|
|
|
|