HAK-PAR Parti Meclisi Sonuç Bildirisi

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Parti Meclisi 20 Temmuz tarihinde toplanarak gündemindeki konulari görüstü, kararlar aldi ve kamuoyuna asagidaki bildiriyi yayinladi:
Önümüzdeki ay, Agustos 2014’te Cumhurbaskanligi seçimleri yapilacak. Bu seçime üç aday katiliyor: AK Parti adayi Basbakan Erdogan, CHP-MHP’nin ‘çati adayi’ Ekmeleddin Ihsanoglu ve HDP adayi Selahattin Demirtas.
Baska aday yok; çünkü mevcut Anayasa Cumhurbaskanligina aday olabilmek için en az 20 milletvekilinin veya genel seçimlerde en az % 10 oraninda oy almis partilerin önerisini sart kosuyor. Bu, hem bizim gibi partiler, hem de seçmen bakimindan aday göstermenin önüne çekilmis bir duvardir. Eger böylesine engeller konmamis olsaydi, yerel ve genel seçimlere girme hakki olan Partimiz HAK-PAR da aday gösterecekti.
12 Eylül Cuntasi’nin ürünü olan mevcut Anayasa bu haliyle, pek çok konuda oldugu gibi bu konuda da anti demokratiktir. 12 Eylül’den sonra olusan sözde sivil parlamentolar ve gelip geçen hükümetler de halka giydirilen bu deli gömlegine ancak bazi yamalar yapmakla yetindiler ve çaga, halkin istemlerine uygun bir anayasa yapmak için çaba göstermediler; 12 Eylül yasalarina ve kurumlarina dokunmadilar. Bu nedenle 12 Eylülün olusturdugu fasizan sistem, ana yapisiya sürüp geldi.
Eger söz konusu engeller olmasa ve Partimiz de bir cumhurbaskani adayi gösterebilseydi, bu aday, seçilmesi halinde, Kürt sorunu basta olmak üzere, ülkenin tüm temel sorunlarinin çözümü ile gerçek, çaga uygun bir demokrasinin gerçeklesmesi için çaba gösterecek bir aday olacakti.
Kürt sorunu ancak esitlik temelinde federal bir yapi ile çözülebilir.
Alevi sorunu, Alevi dedelerine, imamlar ve müftüler gibi maas baglayip onlari da devlet memuru yaparak degil (bu Alevi inancini da devlet güdümüne alma projesinin bir parçasidir), Diyanet Isleri Teskilati’ni bir devlet kurumu olmaktan çikararak ve zorunlu din dersini kaldirarak çözülür. Gerçek bir laiklik de bunu gerektirir. Devlet din islerine karismamali, kimseye inançlarindan dolayi baski yapmamali ve tüm inanç gruplarina esit mesafede olmali.
Kadinlarin ve emekçilerin haklari dahil, temel insan hak ve özgürlükleri AB standartlarinda taninmalidir.
Türkiye’nin ve Kuzey Kürdistan’in bir baris ve özgürlük ülkesi olmasi, ekonomik, sosyal ve kültürel her alanda çagi yakalamasi, ancak böylesi köklü bir degisimle mümkündür.
Adayimiz bu ve benzer özgürlükçü, degisimci, demokratik hedefler için kitlelere seslenecek ve destek isteyecekti.
Ne yazik ki mevcut yasal engeller bize bu hakki tanimadi. Parlamentoda temsil edilen ve bu engelleri kaldirabilecek, yeni ve demokratik bir anayasa yapabilecek partiler ise, iktidar ve muhalefet olarak bundan kaçindilar, böylece yolu bize kapali tuttular ve halkin önüne oy verilmesi için sadece kendi adaylarini çikardilar.
Oysa bu partilerin ve bu adaylarin hiçbiri, yukarda sözünü ettigimiz niteliklere sahip degil.
Hiçbiri Kürt sorununun çözümü için elverir, esitlikçi bir proje önermiyor.
Hiçbiri Alevi sorununun gerçek bir laiklesme temelinde çözümünü önermiyor.
Hiçbiri temel insan haklari ve köklü bir degisim için çaba gösterecek nitelikte degil.
Bunlar sonuçta sistem içinde kalan, statükoyu savunan partiler ve adaylar.
Öyle olunca da bizim bu partilere ve onlarin sundugu üç adaydan birine oy vermemiz için neden yoktur. Biz buna mecbur degiliz, bunda yarar görmüyoruz. Bu nedenle seçimleri protesto ediyor, üyelerimizi ve bize hak veren seçmenleri sandik basina gitmemeye çagiriyoruz.
Hak ve Özgürlükler Partisi Parti Meclisi
20 Temmuz 2014
Dengê Kurdistan