PKK, anti-ütopya, Aygün

Twitter’dan, Face-book’tan siradan insanlarin bile mesajlarini yüz binlere iletebildigi bir dünyada PKK propaganda yapmak için yol kesiyor.
Dünyadaki en büyük cesaret nedir diye soracak olursaniz ‘Cani gönülden inandiginiz seyin içindeki gedikleri, kusurlari görebilmek, kendi cemaatine ters düsebilmektir’ derim. Bu türden bir cesaretin temsilcisi olarak aklima ilk gelen kisi Yevgeni Zamyatin’dir. Zamyatin 1917 Ekim Devrimi’ne katilmis, gözüpek bir sosyalistti. Yeni rejimin yarattigi baski ve sansür ortamini gördükten çok kisa bir süre sonra, bu defa ‘Sosyalist’ rejimin karsisina dikilmistir.
Özgürlük için girdigi kavganin nasil da insanlari nefes aldirmamacasina kusatan bir hapishaneye dönüstügünü gören ve bunu kendine özgü bir dille anlatan büyük bir sanatçidir Zamyatin. Ölümsüz eseri ‘Biz’, bu totaliter kusatmayi muazzam bir ustalikla anlatir. Roman, insanlara isim yerine rakam verilen, otoritenin her seyi gözetleyip denetledigi totaliter bir dünyayi anlatir. Zamyatin bu romanla, sonradan Orwell’lerin, Huxley’lerin takipçisi olacagi anti-ütopya gelenegini baslatmistir.
***
Türkiye’de fevkalade ihtiyacimiz oldugu halde böyle bir anti-ütopyaci gelenek hiçbir zaman ortaya çikamadi. Ne sagda, ne solda, ne seküler kesimde ne de dindarlar arasinda… Ama son zamanlarda, apaçik ortada durmasina, kör kör parmagim gözüne olmasina ragmen vaat ettigi baskici ve totaliter toplum modeli israrla görmezlikten gelinen bir örgüt var, bu da PKK’dir.
Twitter’dan, Facebook’tan siradan insanlarin bile mesajlarini yüz binlere iletebildigi bir dünyada PKK propaganda yapmak için yol kesiyor. WikiLeaks’in yeryüzündeki bütün ülkelerin gündemlerini sizdirdigi bilgilerle degistirebildigi bir dünyada, PKK israrla hep ayni seyleri yapiyor; adam kaçiriyor, baskin yapiyor, sanki her seferinde baska bir numara yapiyormus edasiyla sapkasindan hep ayni tavsani çikariyor. Siddetten baska bir dil konusamiyor PKK ve konusabilenlerin de hiçbirisine izin vermiyor…
***
Bütün yaptiklarina ragmen PKK’ya mutlak bir elestiri muafiyeti tanimis olan hatiri sayilir bir kesim var Türkiye’de. PKK aydinlari tehdit ediyor, çit yok. Seçilmis belediye baskanini daga kaldiriyor, kafalarini baska tarafa çeviriyorlar. Çatismalarla hiçbir alakasi olmayan sivil kadinlari öldürüyor, seslerini çikarmiyorlar. Kendi militanlarini öldürüyor düzinelerle, öldürülenlerin adlarini bile agizlarina almiyorlar. Inanilmaz büyük bir israr ve inatla PKK’nin yaptigi her seyde bir hikmet ariyorlar.
***
Iste bu mutlak elestiri muafiyetidir ki PKK’yi her seferinde daha da fütursuzca eylemlere girisme konusunda tesvik ediyor. Hüseyin Aygün’ün kaçirilmasi ve serbest birakilmasinda yüksek bir siyasi akil arayanlar tamamen yaniliyorlar. Daha önce sivillere karsi giristigi hiçbir eylem için kinanmayan PKK, bu defa da ayni rahatlikla isin içinden siyrilacagini zannederek gerek Dersim bölgesindeki Kürtlere ve gerekse CHP’ye ‘mesajlar’ vermeye çalisti. Ama bu defa hiç beklemedigi oranda büyük bir tepkiyle karsilasinca apar topar Aygün’ü serbest birakmak zorunda kaldi. Demek ki ciddi bir kinamayla karsilassa baska bazi seyleri de yapmaktan vazgeçecek ve belki de o zaman hakikaten ‘barisin diline’ daha yakin bir hale gelebilecek…
***
Son olarak da Aygün’ün serbest birakildiktan sonra sarf ettigi sözler üzerinden onu linç etmeye kalkisanlara iliskin bir seyler söyleyeyim. Aygün’ü PKK sempatizani olmakla suçlayani mi, bu kaçirma isinin danisikli dövüs oldugunu ileri sürenini mi ararsiniz… Inanilmaz derecede izan ve vicdan yoksunu yorumlar yapildi. Belli kesimlerin ne kadar empati yoksunu olduklari bir kere daha görüldü. Ölüm korkusu yasayan, basina her türlü isin gelebilecegini bekleyen bir insanin, o kosullar altinda insanca alikonuldugunu anlatmasindan neden gocunulur ki? Ayrica Aygün’ün kendisini alikoyan gencecik çocuklarin durumuna üzülmesindeki insani tarafi anlayamayacak kadar mi bazi degerlerden yoksunsunuz? Aygün’ü sorgulayacaginiza gidip kendinize bakin. Bu çözümsüzlügün bir tarafi PKK ve onu sorgusuz destekleyenlerse bir tarafi da sizin en temel insani duygulardan yoksun olan anlayisinizdir.
17 Agu. 12, Radikal
———————————————
Radikal-17 Agustos
Orhan Kemal Cengiz