Makale

Erdogan teröre karsi uzlasma diyor, ETA, IRA örnekleri veriyor ama…

Ispanya’da iktidar-muhalefet isbirliginin saglam bir anayasal temeli vardi. Anayasaya göre Basklar, (ya da Katalunya’da Katalanlar) kendi bölgelerinde kendi kendilerini yönetiyorlardi. Partileri vardi. Yerel parlamentolari, hükümetleri vardi. Bask dilinde egitimleri vardi. Basklarin barisçil yollardan Ispanya’dan ayrilma haklari da anayasal bir hakti.

Basbakan Erdogan cuma gecesi Kanaltürk’teydi. Uslu çocuklar gibi karsisina dizilmis meslektaslarimin gayet terbiyeli sorulariyla birçok konudaki görüslerini öyle hiç zorlanmadan açiklama firsatini buldu.
Zorlanmadan diyorum, zira sorular sivri ve elestirel olmaktan uzakti. Ayrica, Erdogan’i rahatsiz edebilecek meselelerle ilgili sorgulamadan da yoksun sorulardi.
Neyse…
Niyetim meslektaslarimi elestirmek degil. Erdogan hep böyle tek kale oynamaktan hoslaniyor.
Basbakan Erdogan’in bazi degerlendirmelerine isaret etmek istiyorum.
Su sözlerinin altini çizdim:
‘Terörle mücadele sadece siyasi iktidarin gayretiyle olacak bir mücadele degil. Dünyanin her yerinde Ispanya olsun, Ingiltere olsun, orada bütün basbakanlarla görüsmelerde hep sunu açik ve net ifade etmislerdir:
‘Biz terörle mücadelede hiçbir zaman iktidar muhalefet ayrimini yasamadik. Birlikte el ele verdik. Halki ile, medyasi ile bu mücadeleyi ortak yürüttük. Bu ortak mücadele neticesinde ETA ile mücadelede Ispanya’da bir yerlere vardik. Ayni sekilde IRA ile mücadelede Ingiltere’de biz bir yerlere vardik. Bunun baska çikisi da pek yok.’
Dedikleri bu.
Biz ise Türkiye’de maalesef muhalefet ile bu konuda el ele vermek veya medya ile el ele verip bu isin mücadelesini yürütmeyi ne yazik ki saglayamadik.’
Erdogan böyle dedi.
Söyle bir bakinca makul sözler.
Terörle mücadelede iktidar-muhalefet isbirligi ya da uzlasmasi… Bazi açilardan medyanin buna katkisi…
Kimselerin pek öyle itiraz edemeyecegi genel dogrular da denebilir.
Ama konuya biraz yakindan bakinca, verdigi örneklerle Türkiye’deki durum mukayese edilince, aradaki ciddi farkliliklar kendini belli ediyor.
Alalim Ispanya ve ETA örnegini.
Evet, ETA’ya karsi mücadele konusunda iktidarla muhalefet ve medya tarafindan bazi isbirligi ve uzlasma örnekleri verilmisti.
Ama bu isbirligi ve uzlasmanin saglam bir anayasal temeli vardi.
Anayasaya göre, örnegin Basklar, (ya da Katalunya’da Katalanlar) kendi bölgelerinde kendi kendilerini yönetiyorlardi.
Siyasal partileri vardi.
Yerel parlamentolari vardi.
Yerel hükümetleri vardi.
Her ikisi de seçimden çikiyordu.
Bask dilinde egitimleri vardi.
Ayrica, Basklarin -siddeti dislamak kosuluyla- barisçil yollardan Ispanya’dan ayrilma, kendi devletlerini kurma haklari da anayasal bir hak olarak kabul edilmisti.
Fakat, ayrilmayi savunan parti bunca yildir seçim kazanamiyordu.
Basklarin kendi bayraklari da vardi.
Ve Ispanya’nin sari kirmizi milli bayragindan da fazla hoslanmazlardi.
Alti yedi yil önce Basklarin San Sebastiyan sehrinde Galatasaray’in bir maçina gitmistim. Aksam otelden çikarken, sirtimdaki sari kirmizi formayi gören otel yetkilisi beni uyarmisti, ‘Yanlis anlasilirsiniz, iyisi mi bu formayi stadyumda giyin’ diye…
Basklarin vaziyeti böyleydi.
Bütün bunlara ragmen ETA bir süre daha terör ve siddet siyasetini sürdürmüs, ancak gitgide tecrit olmus, destek tabani daraldikça daralmis, marjinallesmisti.
Ispanya’da, iste böyle bir süreçte, böylesine demokratik bir anayasal zeminde iktidarla muhalefet uzlasabilmis, medya da hiç kuskusuz destegini vermisti.
Britanya’nin IRA örneginde de, iktidar-medya-terör üçgeninde isbirligi konusunda da söylenecek çok sey var.
Ama bir pazar günü sözü uzatmak istemiyorum.
Sadece Ispanya, Bask ve ETA’ya iliskin yukarida kisaca vurguladigim satir baslarina bakilirsa, Türkiye’nin bugün hangi noktada oldugu kolayca anlasilir.
Sadece 24 saat Kürtçe televizyon diyerek, Kürtçe seçimlik ders diyerek, Kürtçe kurs ya da as ve is diyerek, sorunun adini bile koymaktan kaçinarak, Kürt demek yerine hala ‘Kürt kökenli vatandaslar’ diyerek bu memlekette büyük uzlasma yollari açmak hayaldir.
Yani basimizda Kuzey Irak’a bakin.
Kürtçe ögrenim yapilan üniversiteleriyle, müfredati Kürtçe olan liseleriyle, okullariyla, Kürtçe radyo, televizyon ve gazeteleriyle, kendi partileri, kendi seçtikleri parlamentosu ve hükümetleriyle bir Kürt devleti kaç yildir ilerliyor burnumuzun dibinde…
Türkiye’nin Kürtleri yani baslarindaki bu olusumu, bu çiplak gerçegi takip etmiyorlar mi?.. Kör mü saniyorsunuz bu ülkenin Kürtlerini?..
Özetle:
Terör ve siddete karsi elbette uzlasmak, isbirligi yapmak gerekir.
Ama nasil bir zeminde?
Hangi anayasal çerçevede?
Meselenin özü budur.
Ama maalesef biz hala etrafinda dolasmaya devam ediyoruz bu meselenin…
Iyi pazarlar!

——————————————-

2 Eylül 2012

Hasan Cemal

Balkêş e ?
Close
Back to top button