Siyaset, biz ve HAK-PAR
Evet, Siyaset Bilimi kisaca söyle de tarif edilebilir: Siyaset, belli bir toplumda çatisma halinde olan çikarlarin uzlastirilmasi faaliyetidir. Siyaset Bilimi geçmiste dar anlamda devlet ve iktidar kavramlari üzerine arastirmalar yapmaktayken günümüzde, siyasal kararlarin tahlili, sosyal gruplarin karar ve etki iliskilerindeki rolü, siyasal katilma, sosyal yapi ve iktidar iliskisi, siyasal degisme ve gelisme gibi konulari da incelemektedir.
Ve siyaset basliklar halinde su sekilde de tarif edilebilir:
Hükümet/devlet icraatlarini etkileme, degistirme veya yönlendirmek isidir.
Devlet yönetimini veya kontrolü ele geçirme ve elde tutma bilgisi veya sanatidir.
Bireyler ve gruplar arasinda güç ve liderlikle ilgili olan rekabettir.
Bir takim maharet ve hünerlerle, çogu kez dürüst veya ahlaki olmayan sekilde uygulamalarla karakterize edilen etkinliklerdir.
Bir toplumda yasayan insanlar arasindaki iliskiler karmasasinin bir toplamidir.
Yasanilan zaman veya gelecek için kararlar almak ve uygulamak için kosullar ve verilerin isiginda alternatifler arasindan seçilen eylem veya eylemleri ortaya koymak, belirlenen yöntem veya biçimlerde uygulamaktir.
Özellikle bir devlet organinin uygulanabilir icraat ve genel amaçlarini ana hatlariyla açiklayan yüksek düzeyli planlardir.
Bu benzeri tariflere pek çok baska kaynakta da rastlamak mümkündür. Bunlar da kanimca genel hatlariyla dogru tariflerdir. Siyaseti bir mücadele yöntemi olarak seçenlerin de, içinde yasadiklari cografyanin ve toplumun reel sartlarina uygun biçimde bunlari formüle etmeleri zaten de en basta düsünülmesi gereken seydir. Bunu uygun kurum ve kurallar silsilesi içinde hayata geçirmek gerekir.
Siyaset yoluyla toplumu, ülkesini daha adil ve esitlikçi bir yere getirme iddiasinda olundugunda ise yasanan sorunlarin nedenleri ve kaynagina inmek birincil olmalidir. Çözümü tikayan nedenler üzerinde durulmalidir. Sorun yaratici mantik ve zihniyetin mahkum edilmesi, çözümün sorun yaratici mekanizma üzerinden çözülmeyecegi topluma ve kitlelere algilanabilir uygun siyasi dil seçilerek anlatilmalidir.
Gerekli paradigmayi yaratmak çogunlukla seçilecek bu yöntemler ve tutum üzerinden gelistirilmelidir.
Bir anlamiyla da siyaset tavir gelistirme sanatidir. Kumpaslara, yalan-yanlis seylere, kurulan tezgahlara, toplumu manipüle eden anlayislara, sömüren saltanatlara vesaire karsi toplumu alinmasi elzem tavir konusunda aydinlatmak ve harekete geçirmektir. Bunu da çaga ve içinde bulunulan sartlara uygun ve sonuç alici yöntemlerle yapmak gerekmektedir. Dogru yöntem seçilmedigi zaman sorun çözmek yerine çözümden uzaklasmak daha bir olasidir. Bunun böyle oldugunu görmek için ülkemizde son 30 yilda yasananlara ve gelinen noktaya bakmak da basli basina bir ders verir niteliktedir. Bunu tecrübeyle görüp yasadik.
Bu konular uzun yazi ve arastirma konularidir. Bunlarla ilgili düzinelerce seminer konusu çikarabiliriz. Bunu bir makaleye sigdirmak okur için yorucu olabilir. Meramim yazimin girizgâhina bunu kisaca eklemek ve konunun kismen de olsa anlasilmasini saglamakti. Üstteki genel tarifi HAK-PAR’in programini okuyup belli bir karsilastirma yapmaniz için yazdim. Siyaset ve Siyaset Bilimi ile ilgili daha çok arastirmalar yapin, HAK-PAR’in programini da okuyun ve ülkenin, bölgenin kosullariyla bir karsilastirma da yapin, bu önerimdir.
Gelelim sadede…
Ramak kaldi diyebiliriz. 4 Kasim’a yaklastik. HAK-PAR bu tarihte Ankara’da 5’inci Olagan Büyük Kongresi’ni yapacak. Kongre Kocatepe Kültür Merkezi’nde yapilacak, büyük bir olasilikla salon tika basa dolacak. Bunu pesinen belirtmek istedim.
Genel Baskanlik için Kemal Burkay aday oldugunu epeydir açiklamisti zaten. Bu da baska bir heyecan ve cosku yaratiyor dogal olarak. Ama sunun da bilincinde olalim, Kemal Burkay’in elinde sihirli bir degnek yok. Bunu zaten kendisi de sikça dile getiriyor. Ama Burkay’in elbet kendi demokrat durusuna uygun bir anlayisi olacak; kapsayici ve partiyi ileri tasiyacak bir anlayis bu. Bunun olusmasi için de hepimize görevler düstügü muhakkak. Çalisacagiz, uzun soluklu mücadele anlayisimizin sonunda ise mutlaka kazanacagiz. Inançla, sebatla, sabirla ve azimle yaparsak basaririz; basaracagiz da!
Isimizin kolay olmadigini bilecek kadar da realistiz elbet. Savas ve silahin vesayetinde ve gölgesinde at kosturulan bir cografyada tabiri caizse nice engebe var, biliyoruz. Ama derdimiz bunlarin olmamasi ve sorunlarin çözümü önündeki engellerin, tabularin kalkmasi, uygar bir ortamin olusturulup çözümün siyasal zeminde demokratik ve barisçi yöntemlerle tartisilmasiysa, çözümüyse, bu esigi asmak için de HAK-PAR’a, yani bize baslica görevler düsüyor.
Ayrica HAK-PAR’i sadece bir gelenegin partisi olarak görmek ve göstermek de dogru degil. Çünkü öyle degil. Öyle olsaydi rahmetli Abdulmelik Firat Kurucu Genel Baskan olmazdi.
Grupçuluk zamanlari geride kaldi ve kalmali da. Kendimizi daraltip hapsetmemizin bir yarari olmaz. Artik yeni anlayislar gelisiyor. Geçmise takilip kalmanin bir anlami da yok. Bu yeni anlayisimizla ve demokratik isleyisimizle yol alacagiz. Daha etkili ve güçlü bir alternatif olacagiz.
HAK-PAR’in kapilari demokrasiyi ve her bakimdan esitligi savunan dindarlara, Alevilere, Êzidilere, liberal ve sosyalist bütün Kürtlere ve Kürt olmasalar da sorunlara duyarli dostlarimiza da açiktir, açik olacak. Farkliliklarimiz bir çatisma nedeni degil. Biz saygi, hosgörü ve tahammül dilini örecegiz, bunu bir kültür haline getirecegiz. Biz kapsayici olacagiz. Esitligi savunan bizler kendi içimizde de herkese esit bir mesafede duracagiz.
Gelin hep birlikte HAK-PAR’da yer alalim, örnek ve alternatif olalim.
27 Ekim 2012
Mehmet Ünlüdere