Makale

Bir devlet ayibi olarak, faili meçhul cinayetlerin üstünü kapatmak!

Devlet, faili meçhul cinayetler dosyasini açmak istemiyor. Yargi, zaman asimina yatiyor. Iktidarda ise faili meçhuller konusunda bastan beri herhangi siyasal kararlilik yok. Devlet hukuk disina çikiyor ama bu kapkaranlik dönemin üstü kapatilmak isteniyor. Böyle demokrasi, böyle hukuk devleti olur mu? Ne kadar klasik sorular degil mi?..

Faili meçhul cinayetler… Özellikle 1990’larin ilk yarisinda Güneydogu’da yasanan ve binlerce Kürdün öldürüldügü bu siyasi cinayetler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en karanlik, en kirli, en kepaze sayfalarindan biridir.
Taraf’in dünkü manseti bu konuyla ilgiliydi:
‘JITEM davasi çöktü!’
Haberin spotu söyleydi:
‘JITEM sanigi Kamil Atag’in tahliyesini yorumlayan Diyarbakir Barosu’nun eski Baskani ve müdahil avukat Mehmet Emin Aktar, ‘Artik faili meçhullerin aydinlanmasini kimse beklemesin. Atag’in tahliye olmamasi için dosyada her türlü gerekçe vardi. Tahliyeyle birlikte devlet, bundan sonrasini yapmayacagim demis oldu. Dava çökmüstür.’
Davanin içerigi, hukuki incelikleri ayri bir konu. Aci olan meselenin özü.
Devlet, bu cinayetlerle hukuk disina çikmisti. Hukukla bagli kalmasi gerekirken elini kirletmisti.
Ama hesap vermemisti.
Oysa, ‘devletin agzi süt kokmaz’ zihniyetinin asker-sivil temsilcileri, hukuk devletini hiçe sayarak cinayet islemislerdi.
Ankara’da ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattir’ diyen derin devlet temsilcileri, Güneydogu’da hukuku hiçe sayarak Türkiye’yi kanli bir kisir döngüye sokmuslardi.
1993’ün yaz aylari.
Diyarbakir’dan Sabah gazetesine yazdigim bir yazi, ‘Çene altindan sikilan tek bir mermiyle…’ diye baslar.
Devami söyledir:
‘Güneydogu’da korku salan faili meçhul cinayetler hep böyle anlatiliyor. Son yedi sekiz aydir islenen bu cinayetlerle ilgili degisik sayilar veriliyor. Bazi kaynaklara göre 92, kimileri 60 diyor. En çok faili meçhul Silvan’da islenmis, 30 civarinda. Bu nedenle Silvan’dan göç yasaniyor. Ölü sehir diyenler var Silvan için…’
Kaç yil geçti bu korkunç acilarla.
Ama hesap sorulmadi.
Devlet hesap vermedi.
Cinayetler için dügmeye basanlar da, tetigi çekenler de adalet önünde hesap vermedi.
On bes yirmi yil geçti.
Karanlik aydinlanmadi.
Aci ama gerçek.
Faili meçhul cinayetlerle ilgili bazi asker kisiler Ergenekon’dan dolayi hapisteler. Ama haklarindaki iddianamelerde faili meçhuller yer almiyor.
Devletin bu kirli isleriyle ilgili olarak açilabilmis tek tük davalar, insan haklari örgütleriyle bazi avukatlarin eseri.
Ama bu saygideger çabalarin ürünü olan davalar da, öyle anlasiliyor ki, çökmekte…
Ne yazik ki öyle.
Taraf’in dünkü manseti, bu hazin gerçegin yeni bir belirtisi…
Bir baska gerçege gelince…
Faili meçhul cinayetlerle ilgili yedi sekiz tane dava dosyasinin hazir oldugu, ama dava açma konusundaki isteksizligin bu sürece damgasini vurdugu söyleniyor.
Nedeni sorulunca yanit su:
‘Zaman asimina oynaniyor.’
Devlet, faili meçhul cinayetler dosyasini açmak istemiyor.
Yargi, zaman asimina yatiyor.
Iktidarda, Ak Parti hükümetinde ise faili meçhuller konusunda bastan beri herhangi bir siyasal kararlilik yok.
Devlet hukuk disina çikiyor.
Cinayetler isliyor.
Elini kana buluyor.
Ama bu kapkaranlik dönemin üstü tümüyle kapatilmak isteniyor.
Sevgili Ugur Mumcu’yu kaç yil önce kaybettik ama cinayetin derin izleri devletin karanlik dehlizlerinde silinip gitti.
Gerçek bu degil mi?
Böyle demokrasi olur mu?
Hukuk devleti olur mu?
Ne kadar klasik sorular…
Elimden baska ne gelir ki?
Belki de yasak savma ya da vicdan temizleme kabilinden bir yazi daha…

——————————————

Milliyet-25 Aralik

Hasan Cemal

Balkêş e ?
Close
Back to top button