Makale

Yasin Aktay ne dedi?

Prof. Yasin Aktay birkaç gün önce Bayburt’ta verdigi bir konferansta, bir dinleyicinin sorusu üzerine söyle demis:

“Bu ülkede sadece Türkler üzerinden giderseniz bunun masrafi ve maliyeti çok fazladir. Türkiye ‘yi bölünmenin esigine getirirsin. Türkiye’de yasayan diger insanlari bu sekilde memnun edemezsiniz. Diger insanlari kendine karsi kiskirtmis olursun (…) Sana demisler ki, ‘Sen Türksün’. Ne demek Türklük? Iste Orta Asya’dan gelmissin. Bir bakiyorsun, kaçimizin dedesi Orta Asya’dan gelmis? Bir sor bakayim gerçekten. Var mi böyle bir sey? O milletin yavas yavas zaten etnografyasi da islenmeye baslaniyor. Gerçekten de böyle bir sey. Türk nedir mesela? Ismet Özel’in çok ilginç, çok güzel tahlilleri vardir. Türk dedigin bir sentezdir zaten. Türk diye bir irk yok.”

Bu sözler üzerine simdi irkçi-milliyetçi çevreler kazan kaynatiyor, Aktay’i bir kasik suda bogmaya çalisiyorlar. Bazilarina göre Aktay ‘Türk Milleti yok’ demis, bazilarina göre ise ‘Türk yok’ demis.

Oysa ne o ne de bu. Aktay ‘Türk Milleti’nin ya da ‘Türk’ün bir irki ifade etmedigini, ‘bir sentez’ oldugunu söylemis.

Dogru söylemis. Bugün artik azicik antropoloji bilen, insan soyunun geçmisi konusunda bilgi sahibi olan bilir ki dünyada saf irk yok. Sadece Türk degil, bütün uluslar bir sentezdir.

En basiti, bugün Asya, Avrupa, Amerika’da yasayanlar dahil, dünyamizdaki insanlarin 40-50 bin yil önce Afrika’dan yayildigi bilimsel arastirmalarin ortaya koydugu bir gerçek. Evet, insanlik 2 milyon yil önce baslayan maymundan insana yolculugunda Afrika’da türedi; sarisiyla, beyaziyla, esmeri ve siyahiyla…

Hosunuza gitsin gitmesin, bilimin ortaya koydugu gerçek bu, baylar, bayanlar!

Yok eger böylesine bir evrim sonucu degil de kutsal kitaplarin dedigine uygun olarak hepimizin Adem ile Hava’dan geldigimiz kanisinda iseniz, o zaman da demek ki ayni kökenden geliyoruz, ayni atanin torunlariyiz. Kimse soy olarak ötekinden ayri ve üstün degil.

Ve bu süreç içinde, milyon ya da yüz bin yil öncesini bir yana birakin, su son on bin yilda, göçler ve savaslarla öylesine karisimlar oldu ki saf irk, ‘saf kan’ diye bir sey kalmadi.

Saf kan atlarda, köpeklerde olur baylar, o da bir yere kadar. Arastirsan, geçmise gitsen belki onlar bile bir hayli melezdir.

Birkaç yil önce Türkiye’deki halkin kan tahlilleri üzerine yapilan arastirma ortaya koydu ki bugün Anadolu’da yasayan nüfus, bin yil önceki Türklerle ancak % 2 oraninda benzesiyor, yüzde 98 oraninda ise farkli… Demek ki Orta Asya’dan gelenler Anadolu’da ancak % 2 oraninda varlar… Irkçi bay ve bayanlar için tam bir düs kirikligi, hatta felaket!

Bu çagda irkçilik, eger bile bile yapilan bir hinlik degilse, tam bir cehalettir.

Yasin Aktay’i bogmayin efendiler, dogru söyleyeni dokuz köyden kovmayin.

Aktay’in söyledikleri siyasi olarak da Türklere zarar vermez. Tam tersine, bu ülkenin masal ve martavallarla kosullanmis yiginlarinin gerçegi ögrenmelerine, rehabilite olmalarina yardimci olur. Saçma sapan ezberlerin bozulmasina, sorunlarimizi çözmenin önündeki engellerin asilmasina yardimci olur.

Irkçilar ancak baski ve siddete, sonuç olarak da bölünmeye yol açabilirler. Barisi ve ortak bir gelecegi ise bu tür irkçi saplantilari asmis, birbirinin varligina ve haklarina saygi gösteren insanlar kurabilirler.

Tarihte irkçilar insanliga büyük kötülükler yaptilar. Beyaz irkin üstünlügünü savunup Afrika ve Amerika’da nice soykirimlar yapan sömürgeciler bunun örnegi. Hitler bunun örnegi. Ittihatçilar, Enver ve Talatlar bunun örnegi. Dersim kirimini yapanlar bunun örnegi.

Sayin Aktay da iste bunu anlatmaya çalisiyor. Sen bu ülkedeki herkesi Türk sayarsan, Kürtleri ve ötekileri yok sayarsan, üstelik zorla asimile ve yok etmeye çalisirsan bir arada yasamayi iste o zaman engellersin, bölünmeye psikolojik ve maddi zemin hazirlarsin.

Tüm bu nedenlerle irkçilik halklari birbirine düsman etme siyasetidir, bir baska deyisle halk düsmanligidir.

4 Aralik 2013

Kemal Burkay

Back to top button