Makale

Vatan hainligi

TÜSIAD gibi bir kurulusun basinda bulunan kisi, ülkenin gidisinde endise verici bir özellik görüyorsa, bunu dile getirebilir. ‘Dile getirmek’ zaten ondan beklenen görevdir, bunu yapmak için seçilmistir.

Ülkenin gidisinde endise verici özellik yok mu? Var, her türlüsü var. Bizim gibiler belki siyasî ve ideolojik olaylar karsisinda daha duyarliyiz. TÜSIAD’in temsilci seçtigi kisinin ekonomik konulara önem vermesi son derece dogal. Zaten TÜSIAD baskani da bunu söylüyor, böyle giden bir ülkeye yurt disindan sermaye gelmeyecegini söylüyor.

Gelir mi?

Niye gelsin?

Baska bin tane sorunun arasinda, dolarin basini alip her gün biraz daha yükselmesiyle basa çikamiyorsunuz.

Sonra da ‘yabanci sermaye gelmez’ diyen adama, bu son derece siradan uyariyi yapti diye, ‘Vatan haini’ diyorsunuz. Onunla birlikte temsil ettigi kurulusu da tehdit ediyorsunuz. ‘Bakanimla görüsemezsiniz,’ falan diye gözdagi veriyorsunuz.

Gereksiz bir gerilim. Gereksiz oldugu gibi, ardi arkasi da gelmiyor. Birkaç sakin sözle halledilecek bir durum için, akla gelecek en gergin söylem… Söze, söylenebilecek en son seyi söyleyerek baslamak meraki… ‘Böyle giderse yabanci sermaye gelmez’ dedi diye, niçin ‘vatan haini’ olsun Muharrem Yilmaz?

Ha, ille böyle ‘vatan hainligi’ gibi iri iri lakirdilarla konusacaksak, ‘böyle giderse yabanci sermaye gelmez’ diye bir uyarida bulunmak mi kötüdür, yoksa yabanci sermayenin ‘ben gelmem oraya’ dedigi ortami yaratmis olmak mi? Yani herkesten önce, herkesten çok, Basbakan Tayyip Erdogan’in yaratmis oldugu bu ortami yaratmak mi?

Durdugumuz yere, dünya görüsümüze, hayati degerlendirme tarzimiza göre, tehlikeler, iyilikler, kötülükler vb. hakkinda yaptigimiz tesbitler birbirleriyle çekisebilir. Ama ‘Bu ülkenin basinda tehlike bulutlari toplanmis. Hemen davranmaliyiz. Yoksa çok kötü seyler olacak’ söyleminin, Basbakan’dan daha fazla sesi çikan bir sahibi var mi?

Yalniz ‘ses çikarmak’ da degil. Sürülen insanlarin sayilari binlere varmis, anayasa degisikligini degistirme çabalari, ‘orduya kumpas’ iddialari. Bunlar somut eylemler. Söylemiyle eylemiyle aslinda bir bardak suda firtina koparan bir hükümet. Her Allah’in günü bir yerlerde gözünü yumup agzini açip öfke fiskirtan, halkin bir kisminin öbür kismina saldirip ezmesine zor engel oldugunu anlatan bir Basbakan…

Gezi’den beri bu böyle gidiyor. Gezi protestosu basladigi zaman da, anlayisli bir tavir takinmayi basarabilen bir Basbakan, iki gün içinde o protestonun asil sahipleriyle (yani Isçi Partisi, Ulusalci falan, o aveneyi kastetmiyorum) sulh olabilirdi. Bunu yapacak yerde, adam öldüren, göz çikaran polisin yazdigi destandan söz etmeyi tercih etti. O zamandan beri de ayni üslûbu, ayni tarzi sürdürüyor ve dogal olarak gerginligi her gün biraz daha yukarilara tirmandiriyor.

Yani, sözgelisi Sayin Yabanci Sermaye’nin ‘Tam aradigim yer’ diyecegi ortami elcegiziyle hazirlamis, güllük gülistanlik bir ülke yaratmis da, hainin biri çikmis Sayin Yabanci Sermaye’nin aklini çeliyor, cennet vatanimizdan sogutuyor.

Bütün bu gidisatin akilla, mantikla (ve baska birçok seyle) baglantisini kurmak mümkün degil. Demek akila, mantiga ihtiyaç da yok ki bu gösteri böyle sürüp gidiyor

—————————————————

Taraf-27 Ocak 2014

Murat Belge

Back to top button