Makale

Fiili OHAL cenderesinde neyin seçimi?

Bölgede sular durulmuyor ve bu gidisle de durulmayacak. Önce Silvan, Lice ve Semdinli simdi de Yüksekova karisti. Diyarbakir’da esnaf kepenk kapatti. Bir defa böyle yikici bir kisir döngüye girildi mi kaynamayi, öfkeyi, tepkiyi ve sert sonuçlarini engellemek zordur.

Bu gelismeler dogrudan dogruya 1 Kasim’a endekslenen erken seçimlerde sandik güvenligini, serbest ve adil oy kullanma durumunu ilgilendiriyor. Elbette bir boyutu güvenlik adi altinda düzenlenen operasyonlarla, silahlarin cayir cayir konustugu bir sahadaki ‘asayis’le ilgili.

Ama çok daha büyük boyutu, yerlesim alanlarindaki yurttaslarin giderek yayilan olaganüstü kosullarda oylarini kullanip kullanamayacagi, nasil kullanacagiyla ilgili. Bu boyut, üzerimize yigdigi muazzam soru isaretleriyle önümüzdeki iki aylik sürede büyük dikkatle izlenmeye muhtaçtir.

’15 ilde fiili OHAL var’

Zaman’in dünkü haberinde, CHP Grup Baskan Vekili Levent Gök iste o boyutu tek cümleyle özetlemis:

‘100 bini askin insanin göç ettigi belirtiliyor.’

Gök, an itibariyla durumu söyle özetliyor:

‘3 ay önce çözüm sürecinden oy alanlar, bugün Türkiye’nin 15 ilinde, 77 bölgede, valiler karariyla özel güvenlik bölgeleri ilan ediyor. 6 ayri askeri geçici bölge var. 15 ilde OHAL uygulamasi sürüyor.’

‘Bu bölgeler su anda fiili OHAL bölgeleri olarak valilerin denetiminde. Hani köyde özgürce yasaniyordu, hani OHAL kalkmisti? Türkiye demokrasisi ve anayasasina büyük bir darbe vurulmustur. Bu tabloyu Türkiye kaldiramaz. Bu yapilanlar anayasa, kanun ve yönetmeliklere aykiri. Bu tablodan sonra artik yurttaslarin AKP’den hesap sorma zamani gelmistir.’

CHP’nin Erzincan Milletvekili Erdogan Özyalçin da dün ayni minvalde Davutoglu’na soruyordu:
‘Seçim döneminde sözü edilen bölgelerde çalisma yapacak milletvekili adaylarinin can ve mal güvenligi nasil saglanacaktir?’

Terördür deyip geçerseniz, bu sorularin anlami olmayabilir. Belki istenen de bu tür sorular konusunda kamuoyunda duyarsizligi körüklemektir. Ama dedigim gibi, tek tarafli veya karsilikli ateskesin mevzubahis olmadigi bu kisir döngüde sosyal tabanda yasanan kitlesel yer degistirmelerin kalici olmasi ve daha da yayilmasi meselesi, bu seçimleri simdiden saibeli kilmaya yetiyor.

Eger AKP’yi pesinden sürükleyen ‘üst akil’in stratejisi bölgede HDP’ye gidecek oylari tahrip etmek ve öte yandan da siddet, ölüm ve ‘Vatan millet Sakarya’ söylemi üzerinden simdi artik hedef tahtasina yerlesen MHP’den blok oy kaymasini saglamaksa, erken seçimin mesruiyetinin simdiden sorgulanmaya aday, krizi büsbütün bir kaosa iteleyecek bir esik oldugunu söyleyebiliriz.

1 Kasim neyin referandumu olacak?

HDP’nin seçim kabinesine girmesi kesinlesirse, bu tablonun öyle sanildigi gibi rahatlamayacagini da belirteyim. Parlamentoya mesru yollardan girmis HDP’nin, hükümete geçici katilimci olmasiyla beraber siyaset çok daha mayinli bir alanda harekete baslayacak. Ankara, hele bu son AKP döneminde tam bir Alicengiz cehennemi, bir katakulliler kumpanyasi haline döndügü için, ‘üst akil’ ve onun baskentteki sertlik yanlisi ve menfaatperest destekçi güruhu, HDP’yi 1 Kasim’a kadar mayindan mayina iteleyip, seçmen nezdinde zor duruma düsürmek, mesruiyetini sorgulatmak için ellinden geleni ardina koymayacaktir.

Önümüzdeki haftalarda bölgedeki yerlesim merkezlerinde kargasa büyürse, halki ‘yerinden oynatma’ yayilirsa, fiili OHAL ilanlarina ha bire yenileri eklenirse HDP’nin bakanlari ne yapar? Sinir ötesi tezkeresi geçtiginde ne olur? Üç dört yil öncesini hatirlatan, ‘önüne geleni içeri tik ki disarida kimse kalmasin’ tarzi büyük bir KCK operasyonu gelirse, belediyeler felç olursa ne yapilacaktir?
Bu sorulari zihninizin bir yerinde sakli tutun.

Ve ‘tekrar seçim’in -ki bana göre yapilip yapilmayacagi hâlâ belirsizdir- ülke bütünlügü, parlamenter sistem savunmasi ve hak-hukuk mücadelesi bakimindan bir referandum oldugunu da asla unutmayin.

———————————————

Bugün-28 Agustos

Yavuz Baydar

Back to top button