KÜRTLERIN EFSANEVI LIDERI MELA MISTEFA BARZANI

Kürt ulusunun efsanevi lideri Mela Mistefa Barzani 43 yil önce bir 1 Mart günü yasama veda etti.
Mela Mistefa 76 yil durup dinlenmeden Kürt özgürlük mücadelesinin mesalesini dimdik yükseklerde tutan bu yilmaz savasçiydi. O, Kürt halkinin mücadele azminin yegane simgesi olmustur. Eksiksiz 40 yil Kürt halkinin umut ve esin kaynagi olarak varligini kabul ettirmeyi basaran Barzani, tüm yasami boyunca hep Kürtlerin özgür ve demokratik bir yasama kavusmasi için çaba içinde oldu.
Kürt tarihinde iki komutana Kürt mesru yönetim ve örgütlerince ‘Generallik’ ünvani verilmistir. Agri isyaninin unutulmaz örgütleyici ve komutanlarindan Ihsan Nuri Pasa’yi ‘Xwebûn’ (HOYBUN) örgütü bagimsizlik ve kurtulus güçlerine general tayin etmisti.
Ondan birkaç yil sonra da bir diger generali görüyoruz Kürt askeri mücadelesinde. 1945 yilinda Irak’tan Iran’a geçerek 2000 kisilik Pêsmerge gücü ile Mehabad ve Sino, Nagadeh gibi Dogu Kürdistan kentlerine yerlesen Mela Mistefa Barzani, 1946 yilinda cumhuriyet kuruldugunda, cumhuriyet ordusuna pêsmergeleri ile birlikte gönüllü katilmisti. Bunun üzerine Kürdistan Cumhuriyet Hükümeti Bakanlar Kurulu 1946 yilinda ‘Supayi Milli’yi örgütleyip gelistirmek üzere Barzani’ye ‘Generallik’ sanini vermisti.
Artik Mistefa Barzani, General Barzani rütbesinde yepyeni bir görevle donanmisti. O dönemde generallik görevi basbakanlik kadar önemli bir görevdi.
Mela Mistefa Barzani 1903 yilinda dogdu. Henüz iki yasinda iken 1905 yilinda annesi ile birlikte Diyarbakir Cezaevi’ne girdi. Iki yil sonra bu kez 4 yasinda iken, Musul Cezaevi’ne konuldu.Türkiye’de ikinci kez 29 yasinda iken, 1932 yilinda yine tutuklandi. 1934’te ise tahliye oldu. 1919’da Sêx Mehmudê Berzenci’nin imdadina kosan Barzani, 1920’de Sêx Seid ile görüsüyor ona güç veriyordu. 1930 da ise bu kez Agri eteklerinde Ihsan Nuri Pasa’nin yakininda bulunur Mela Mistefa…
Mehabad Kürt Cumhuriyeti’nin yikilisindan sonra Kürdistan topraklarindan bugünkü Rusya topraklarina siginan Barzani, beraberindeki askerleri ile birlikte Rusya’da mülteci olarak yasadi.
17 Temmuz 1958’de A. Kerim Qasim Irak’ta yönetimi ele geçirince; Barzani 6 Eylül 1958 yilinda SSCB’den Bagdat’a geldi. Abdulkerim Qasim yönetimi yeni kurulmustu. Bu yüzden ülkenin önemli iki gücü olan komünistler ve Kürtlerle iyi geçinme yollarini tercih etmisti. Qasim, Berzani ve öteki sürgün ve tutuklu Kürtlere özgürlük vermis, KDP’nin yasal olarak örgütlenmesine izin vermisti. Belki de o güne dek Güney Kürdistan’da Kürtlerin en çok rahat ettigi bir dönem olmustur 1958 Abdulkerim Qasim dönemi.
Qasim yönetimi esnasinda Kerkük ve civarinda yeni yönetime karsi baskaldiran gerici Türkmenlerin ve karsi devrim güçlerinin, hareketlerini önleme görevini Barzani’ye vermisti. Çünkü Mela Mistefa ve pesmerge gücü, o dönem Kürdistan ve Musul eyaletinin güvenliginden sorumlu kilinmisti. Rejime karsi bas kaldiran asiler Barzani güçleri tarafindan dagitildi ve isyan kisa zamanda bastirildi.
Bu olay sonucunda, T.C. yetkilileri ve parlamentosu Kürtlere karsi öç alma duygusuna kapildi. Türk siyaseti ‘milli mutabakat’ ile soven bir çalkanti yasamistir. Ünlü Türkçü/Irkçi Asim Eren mecliste bu olayi tartisirken ‘Mukabeleyi bil misil’ cümlesini kullanarak Irak’ta öldürülen her Türkmen için on tane Kürdü Türkiye’de öldürmek gerektigini hararetle savunmustur. Buna göre 1000 Kürt yakalanacak ve Taksim Meydani’nda ibret için asilacakti. Ancak yakalanan Kürtlerin sayisi 50’yi geçemedi. Sansarsyan Han’da göz altina alinan Kürt aydinlarindan Mehmet Emin Batu bu esnada yasamini yitirdi. Ve 49’lar olayi davasi iste böylesi bir öç alma duygusu ile baslamis oldu.
Irak yönetimi, 1970 yilinda Güney Kürdistan bölgesine anayasal güvenceler planinda özerklik verildigini ilan etti. Ancak kisa bir süre sonra Irak-SSCB askeri anlasmasi sonucu, Irak yönetimi özerkligi sindiremedi. Güç kazanan Irak diktatörü ilk firsatta anlasmayi tek tarafli bozarak, Kürtleri tutuklamaya, Kürdistan’i yeniden isgale giristi. Mela Mistefa tekrar himayesindeki Pesmergelerle silahlanarak Irak yönetimine karsi savasmak zorunda kaldi.
1975’te Cezayir Antlasmasi imzalandi. Kürtler agir bir zulüm ve perisanlik içinde bulunduklari halde direnmekten vazgeçmedi ve teslim olmayi kabul etmediler.
Ne yazik ki, yillarca Ortadogu’da Filistin sorunu Kürt sorununun üstüne bir perde örterek, Kürt mücadelesini tecrite göndermek istemistir. Körfez Savasi’nda Filistinli ‘Gerillalar’ Baas fasistleri ile Kürdistan isgaline gittiklerinde, milliyetçi yüzleri ortaya çikmis, maskeleri düsmüstür. O güne degin, gerek BAAS partileri, gerek bölgedeki egemen ulus Komünist ve sosyalist partileri, gerekse FKÖ’nün, Kürtlere iliskin verdikleri gerçek disi beyan ve bilgiler sonucunda uzun yillar Kürt ulusal kurtulus hareketi baglasanlari ve müttefiklerinden uzaklastirilarak yalnizlastirilmistir.
Yakin geçmise kadar Türk solu, gerek Ortadogu’daki ilgili ülkelerin sol hareketleri ve gerekse Türk solunun çeperinde yasayan ve adeta kendini ona endekslemis olan kimi Kürt hareketleri, yillarca Barzani’yi dogru kavramayi beceremedi.
Oysaki Mela Mistefa bir yurtsever, bir ulusal kurtulusçuydu. O, Kürt milli çikarlarini her seyin üstünde görüyordu. ‘Kürt milliyetçiliginin’ adeta ‘karsi devrimcilik ve emperyalizm isbirlikçiligi’ ile bir tutuldugu bu kisir dönemde Kürt hareketi bu dar görüslülükten ötürü çok sey yitirmistir. Kürt tarihi, edebiyati, Kürt ulusal sorunu, Kürt manevi yasami ve toplumsal sorunlari onca karmasa içinde yillarca ilgi beklemis ve saglikli dogru tespit ve ugraslarin yolunu gözlemistir.
Diger yandan Türk solu Kürt milliyetçiligini sosyalizm adina yillarca cezalandirarak ambargo koymustur. O günlerde sol Kemalizm’in önde gelen isimlerinden Ilhan Selçuk Barzani’yi Türkes’e benzetiyor, bir baskasi Barzani için Mosad’in, diger birileri de CIA ve ABD’nin adami belirlemesi yapiyordu. Kürt milliyetçisi olmak bir öcü, bir suç hali oldugu psikolojisi yayginlastirilmis, Kürt milliyetçiligine ve buna bagli olarak da Kürt ulusal uyanisina adeta set çekilmisti.
BARZANI KÜRT SORUNUNDA DIPLOMATIK ILISKILERE ÖNEM VERDI
Barzani öteden beri Iran ve Türkiye ile iyi geçinmenin yollarini denemistir. Çünkü o güney Kürdistan’da zorlu bir savas veriyordu ve yasadigi cografya, dört tarafi tel örgüler ve dost olmayanlarla örülüydü. Ulusal hareketin disariya açilabilmesi için esnek, bilinçli ve gerçekçi politikalar, Kürtler için her zaman gerekli olmustur. Aslinda Barzani, TC ve Iran’in Kürtlere iliskin politikalarini çok iyi biliyordu.
Burada üzerinde durulmasi gereken önemli bir nokta ise sudur ki, Barzani, tüm Kürt çevrelerinin üstünde, partiler üstü bir kisi, bir devlet adami olarak görülmüs ve her zaman, Kürt sorununa, Kürt milli çikarlari merceginden bakmistir.
Barzani’nin kararli durusu ve mücadele azmi, Irak Baas Partisi diktatörlügünü dize getirmis ve Kürdistan’in güney parçasinda özgür ve demokratik bir yasam kurulmustur. Bugün, bu nedenle Kürd Federe Devleti’nin her tasi özgürlük simgesi Mela Mistefa Barzani’nin resimleri ile donatilmis ve Kürt Parlamentosu giris kapisi Barzani portreleri ile bezenmistir.
Barzani 11 Mart sonrasi Baas Irkçilarina karsi boyun egmedi, direndi ama daha çok güç gerekiyordu. O dönem Kürdistan’da 3000 m2’den fazla bir alan, tampon bölge ilan edildi, tas üstünde tas kalmadi ve tüm bu bölgede köyler viraneye döndü. Keza 3000’e yakin Kürt aile, çoluk-çocuk, genç-yasli demeden, Iran ve Türkiye’ye göçmek istedi. Türkiye kapilari kapali tuttu ama Iran, Berzani güçlerini Urmiye gölü çevresinde ikamet etmesini kabul etti.
Sonralari Kürtler Halepçe’de bir katliam ve Körfez Savasi sirasinda ikinci ve üçüncü göçlerini de yasayacaklardi. Ve insanlik bayragi bir kez daha yere inmis olacakti.
Bugün binlerce Kürt Barzani ismiyle ulusal uyanisa yönelmis, bu büyük insan tüm Kürdistan’da tipki bir anit olarak her süreçte anilmistir. Dünyanin en önemli devlet ve siyaset adamlarindan olan Barzani, Kürt halkinin mücadele tarihinde hep anilacaktir.
Kürt hareketi Barzani’yi dogal ve tartismasiz önder bilmis, ona hep minnet borçlu olmustur. Kürtlerin manevi bilincinde Barzani’nin karizmatik kisiliginin etkisi büyüktür.
Barzani’nin 76 yillik hareketli yasami, kan, barut ve gözyasi ile iç içe ilerleyen mücadelesi bir destan gibidir. Barzani’nin yasami Kürt özgürlügüne adanmis bir yasamdir.
Kürt halkinin efsanevi lideri Mela Mistefa Barzani tedavi için gittigi ABD’de 1 Mart 1979’da, yasamini yitirerek Kürdistan topraklarina ebedi olarak veda etti.
Mela Mistefa Barzani’yi saygi ile aniyorum.
Latif Epözdemir