Kemal Burkay: Çözüm silahlarla olmayacak, diyalogla ve uygarca yöntemlerle olacak

AKSAM Gazete’sinden Sürreyya Üstünel’le yapilan söylesi (*)
Yilmayin, çözüme katki sunun
Kürt siyasetinin önemli ismi sair-yazar Kemal Burkay, BDP milletvekillerinin dokunulmazliklarinin kaldirilmasinin gerginligi artiracagini belirtirken, çözüm için diyalogun sart oldugunu söyledi. Burkay’in aydinlara da bir mesaji var: ‘Kültür ve sanat adamlarinin yapabilecekleri seyler var. Kamuoyunu ve siyasi partileri etkileyerek çözüme katki sunabilirler. AKSAM’a konusan Burkay, özetle sunlari söyledi:
– Kemal Burkay’in AK Parti’de siyaset yapacagi iddiasi dogru mu…?
Dogru degil. Böyle bir seyi hiç düsünmedim. AK Parti’de tanidigim, dönüsüm sirasinda ve daha sonra bana dostça davranan epeyce insan var. Ben AK Parti’yi düsman gören, AK Parti hükümetini yikmayi baslica hedef seçmis biri degilim. AK Parti ile de CHP ve BDP ile de, ülkemizin sorunlarinin çözümü için uygarca iliskilerden yanayim. Ama benim siyasi çizgim farkli. Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) üyesiyim ve önümüzdeki 4 Kasim’da yapilacak kongrede de Genel Baskanliga adayim.
– Istihbarat bilgileri örgüt yönetiminin bölündügüne iliskin. Kandil ve Bahoz Erdal grubunun çekistigi iddiasi ne kadar gerçekçi?
Kandil’deki komutanlar arasinda tutum farklari olduguna dair söylentiler yeni degil. Murat Karayilan, Fehman Hüseyin (Bahoz Erdal) ve Duran Kalkan’in ayri bas çektikleri hep söylenir. Örnegin Duran Kalkan’in Türk derin devletinin, Fehman Hüseyin’in ise Suriye’nin adami oldugu kanisi yaygindir. Cemil Bayik ise Iran’a yakin sayilir.
– Imrali bunun neresinde? Zira Öcalan’in son dönemdeki eylemleri elestirdigi basina yansidi.
Öcalan Suriye’de iken besbelli Suriye’nin derin etkisinde idi. Oradan çikarilip Türkiye’ye gelince durum degisti, kendi deyisiyle devletin hizmetine girdi. Önce Genelkurmay, asil olarak da Ergenekon yön veriyordu. Son dönemde askeri vesayetin gerilemesi ve MIT üzerinde hükümetin kontrolünün artmasiyla Öcalan’la hükümetin temasi saglandi. Herhalde bu iliskinin etkisiyle olacak ki, geçen yil seçimlerin hemen ardindan, ‘Biz devletle anlastik, artik halk savasina gerek yok!’ dedi. Yani derin devletin onu soktugu savas pozisyonundan geri çekildi. Ama Kandil buna uymadi, Duran Kalkan’in ‘halk savasi’ dedigi silahli eylemler devreye girdi. Yani Öcalan baypas edildi.
– Öcalan’in ailesiyle görüstügü ancak avukatlarini istemedigi açiklandi. Bunu nasil okumak gerekir?
Öcalan’in avukatlarinin, tamami degilse bile bir bölümünün MIT’le, derin devletle çalistiklari biliniyordu. Son KCK sorusturmalarinda da bu açiga çikti. Imrali’dan savas talimatlari dahil, tüm buyruklar bu avukatlar vasitasiyla PKK’ya ve Kandil’e ulasiyordu. Öcalan baypas edilince, belli ki avukatlarina da güveni kalmadi. Onlarla görüsmeme hem onlari, hem de ve asil olarak Kandil’i ve PKK’yi bir protestodur.
– Sivilleri de hedef alan son dönemdeki eylemlerin ardindan sizce PKK taban kaybetti mi?
Sivillere zarar vermek daima kaybettirir. Ancak devlet Kürt sorununun çözümü yönünde cesur adimlar atmadikça, ‘son terörist ortadan kaldirilincaya kadar savasacagim’ anlayisiyla hareket ettikçe bu taban daralmaz. Bazilari, Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi, köklü adimlar atilsa bile PKK silah birakmaz diyorlar. Bu dogru degil. PKK 1993’te, 1995’te, 1998’de neden tek yanli ateskes yapti? Ve neden Öcalan yakalandiktan sonra ‘savas yanlisti, silahlari tümden biraktim, bir daha da elime almayacagim’ dedi ve 4-5 yil boyunca tek kursun sikmadi? Demek ki PKK silahlari birakabilir.
Elbet PKK içindeki derin devlet eli ve bugün ayni zamanda Suriye ve Iran’in eli onu silah kullanmaya var gücüyle tesvik ediyor ve lojistik destek sagliyor. Ama PKK’nin en azindan görünürdeki gerekçesi Kürt halkinin taninmayan halklaridir, dünden bu güne izlenen baski ve esitsizlik politikasidir. Kürt halkinin bir bölümünden sagladigi destek de bu nedenledir. Kürt halkinin mesru haklari tanindigi, esitlik temelinde bir çözüm saglandigi zaman kimsenin diyecegi bir sey kalmaz ve daga çikip silahla dolasanlar gülünç duruma düser. Birileri onlari kullanmak istese bile hiçbir Kürt genci bunu yapmaz.
– Iran-Suriye-PKK denkleminde son durum nedir Kemal Burkay’in gözünden?
Suriye’de olup bitenler, Arap baharinin bu ülkeye yansimasidir. Irak’taki degisimden sonra aslinda dalganin Suriye ve Iran’i vurmasi bekleniyordu. Gecikmeli de olsa degisim dalgasi simdi Suriye’de ve acili, kanli biçimde yasanmakta. Suriye’deki rejimin günleri sayilidir, durum böyle devam edemez. Ama yerine ne gelecegi de elbet önemli. Uluslararasi büyük güçler anlasmali ve BM Örgütü eliyle, taraflarin üzerinde uzlasabilecegi bir çözüm bulmali, bunu uluslararasi garantiye almalilar. Kanimca sonunda olacak da budur.
Iran, Suriye’deki gelismelerden ürktü, siranin kendisine gelecegi kaygisinda. Suriye giderse Iran-Suriye, Hizbullah aksi -ki simdi buna Bagdat’taki Sii Maliki yönetimi de dahil- parçalanacak ve büyük ihtimalle degisim dalgasi Iran’i saracak.
PKK da konjünktürel Suriye ve Iran destegine umut baglamamali. Dün de Suriye destegi vardi ve birdenbire kesildi, Öcalan bir gecede Suriye’den çikarildi. Suriye’nin ardindan Iran’i da zor günler bekliyor.
– Basbakan ‘BDP ile müzakere noktasinda degilim artik’ dedi… Bunun getirisi götürüsü ne olur sizce?
Basbakan’in, BDP’ye yönelik tüm elestirilerine karsilik BDP ile müzakere kapisini kapamadigi görülüyor. Hatta son dönemde Öcalan ve PKK ile de görüsülebilecegini dile getirdi. Bence, her seye ragmen bu diyalog ve müzakere gereklidir, özellikle de PKK’ya silah biraktirmak için. Ancak Kürt sorununun çözümü PKK’nin politikalarina endekslenmemeli. Kürt halkinin mesru haklari pazarlik konusu yapilmamali. Bu haklari tanimanin zamani geldi, geçti bile. Ülkede barisin, demokratiklesmenin temel kosulu bu bence.
– BDP’nin dokunulmazliklari kaldirilmali mi? Bu, nasil bir sonuç dogurur?
Bunu akillica bir yöntem görmüyorum, gerginligi arttirmaktan baska sonuç vemez.
– Çözüm için ‘akil adamlar’ önerisine Kemal Burkay nasil bakiyor?
Elbet toplumda, akil adam diye nitelenen ve belli bir sayginligi olan aydinlarin, kültür ve sanat adamlarinin bu alanda yapabilecekleri seyler var ve buna olumlu bakiyorum. Onlar kamuoyunu ve siyasi partileri etkileyerek çözüme katki sunabilirler.
– Örgütün silah birakmasi için aydinlarin bir çagrisi olabilir mi? Sizin böyle bir girisiminiz söz konusu mu?
Ben öteden beri, saglikli bir diyalog ve müzakere ortami için silahlarin karsilikli olarak susturulmasini, hatta PKK’nin tek yanli silah birakmasinin yararini dile getiriyorum. Aydinlar da zaman zaman bu yönde çagrilar yapiyorlar. Bu çagrilar hemen sonuç vermese de kanimca yilmamak gerek. Çünkü çözüm sonunda silahlarla olmayacak, diyalogla ve uygarca yöntemlerle olacak.
———————————————–
(*) Süreyya Üstünel’le yapilan asagidaki söylesi AKSAM Gazetesi’nin 29 Eylül 2012 tarihli sayisinda kapaktan ve ‘PKK Tek Yanli Silah Biraksin’ mansetiyle verildi.
Dengê Kurdistan