HAK-PAR Baskanlik Kurulu Toplantisi Sonuç Bildirisi

Hak ve Özgürlükler Partisi Baskanlik Kurulu 22-23 Aralik 2012 tarihlerinde toplanarak gündemdeki kimi konulari, ülkemizdeki ve bölgemizdeki önemli gelismeleri tartisti, kararlar aldi ve kamuoyuna asagidaki bildiriyi yayinladi:
Baskanlik sistemi:
AK Parti çevrelerince gündeme getirilen, yeni anayasada yer almasi istenen ve bir süreden beri yogun biçimde tartisilan baskanlik sistemi ile ilgili olarak kurulumuzun vardigi sonuç sudur: Bir ülkede demokrasinin varligi, etkinligi parlamenter sistem veya baskanlik sistemi ile bagimli degildir. Her iki sistemde de çagdas ve ileri bir demokrasinin varligi, uygun bir yasal zeminin varliginin yani sira, demokratik geleneklerin varligina ve toplumun bunu sindirmis olmasina baglidir. Demokratik geleneklerin zayif oldugu ülkelerde her iki sistem de yozlasabilir ve bunun örnekleri çoktur. Dünyada sözde cumhuriyet ve parlamenter sistem oldugu halde demokrasinin göstermelik oldugu birçok ülke gibi, baskanlik sistemiyle yönetilen pek çok diktatörlük de vardir.
Türkiye bakimindan da önemli olan öncelikle çagdas, demokratik bir anayasanin yapilmasi, mevcut yasal sistemin buna uygun olarak demokratiklestirilmesi, demokratik anlayisin topluma sinmesi ve demokrasinin bir yasam tarzi haline gelmesidir. Türkiye bakimindan bu ayni zamanda, ülkenin çok renkli, çok etnik gruplu yapisina uygun olarak federal biçimde olmalidir; bu olmadan ne Kürt sorunu çözülür ne de Türkiye çagdas anlamda demokratiklesir. Demokratik ve federal bir sistem ise hem parlamenter, hem de baskanlik sisteminde mümkündür; dünyada bunun örnekleri çoktur.
Büyüksehir belediyeleri ve yerel yönetimlerle ilgili 6360 Sayili Yasa
Baskanlik Kurulumuz yeni olusturulan ve daha önceden var olan büyüksehir belediyeleriyle ve genel olarak yerel yönetimlerle ilgili olarak kisa süre önce çikarilan 6360 sayili yasayi degerlendirdi ve su sonuca vardi:
Bu yasa ile yapilan yeni düzenleme, büyüksehir belediyelerinin alanini genisletse de yerel yönetim reformu kapsamindaki beklentileri karsilamaktan uzaktir. Hatta yatirimlar bazi yönlerden daha da merkezi hale gelmistir. Yine düzenlemenin, bazi çevrelerin ileri sürdügü gibi federal bir yapilanmaya zemin hazirlamakla da iliskisi yoktur. Yerel yönetimler planinda ülkenin ihtiyaci olan, Avrupa Yerel Yönetimler Sarti’na uygun biçimde yerel yönetimlere imar, egitim, saglik, güvenlik gibi konularda düzenleme yapma, inisiyatif kullanma yetkisi veren, ayni zamanda valiler dahil, tüm yerel yöneticilerin seçimle geldigi bir sistem olmalidir.
Dokunulmazliklarin kaldirilmasina yönelik girisim
Baskanlik Kurulumuz, bir grup BDP’li milletvekilinin dokunulmazliginin kaldirilmasina yönelik girisimi de, Genel Baskanimiz Kemal Burkay’in bu konuda daha önce yaptigi açiklamalarda belirttigi gibi, siyaseten yanlis bulur, bunun sorunun çözümüne hizmet etmeyecegini, mevcut gerilimi arttiracagini belirtir. Mevcut gerilimin düsmesi için yapilmasi gerekenler bakimindan ise hem hükümet kanadina, hem de BDP’ye düsen görevler var. BDP Parlamento’da temsil edilen yasal bir parti olarak sorunun siddet disi yöntemlerle çözümü için çaba göstermeli, Kürt halkinin hakli ve mesru taleplerine uygun öneriler yapmali, hükümet ise, yine güvenlik politikalarina degil, esitlik temelinde adil bir çözüme yönelerek Kürt sorununun barisçi çözümüne yolu açmalidir.
Irak ve Suriye’deki gelismelere iliskin olarak
Bir önceki Baskanlik Kurulu toplantimiz sirasinda Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Bagdat Merkezi Yönetimi arasindaki iliskiler oldukça gergindi. Bunun nedeni ise Maliki baskanligindaki merkezi hükümetin tutumu idi. Merkezi hükümet Kerkük’ün ve öteki sorunlu bölgelerin statüsünü belirlemek için Anayasa’nin 140. Maddesinde belirlenmis olan yönteme, yani referanduma basvurmaktan israrla kaçinmakta, yine Kürdistan bölgesine merkezi bütçeden ayrilan payi tam olarak vermemektedir. Suriye’deki gelismelere ise Esat rejiminden yana müdahale etmektedir. Maliki yönetimi bununla yetinmeyip yeni olusturdugu ‘Dicle Ordusu’ adli güçle, Kürdistan Bölgesel Yönetim’ine baski yapmaya ve Kerkük yöresine bir olup bittiyle el koymaya kalkisti. Bunun sonucu iki tarafin silahli güçleri burun buruna geldi ve çatismalara ramak kaldi. Daha sonra araci kisi ve çevrelerin çabasiyla gerilim düstü, ancak tümden son bulmus degil ve duruma bakilirsa sorunlarin kisa erimde sona ermesi mümkün de degil. HAK-PAR olarak bu sorunda Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni hakli buluyor ve destekliyoruz; ayni zamanda mevcut sorunlarin, herhangi bir çatismaya yol vermeden ve görüsmeler yoluyla çözümünden yanayiz.
Bu arada, Irak Cumhurbaskanligi mevkiinde bulunan deneyimli, degerli dostumuz Sayin Celal Talabani’nin rahatsizliginin ilerlemesi ve geçirdigi son kriz nedeniyle hastaneye kaldirilip tedavi için Berlin’e götürülmesi de hem Kürt halki, hem Irak ve bölge bakimindan bir sanssizlik oldu. Onun yoklugu sorunlarin çözümü bakimindan daha da zor bir durum yaratacaktir. Dilegimiz bir an önce sagligina kavusup yeniden görevinin basina dönmesidir.
Son bir ay içinde Suriye’deki iç savas da hizindan bir sey kaybetmeden devam etti. Son dönemde Türk medyasinda Esat rejiminin sonuna yaklastigina iliskin kanaatler yeniden sik sik dile getirilse de, eger etkili bir dis müdahale olmazsa, Suriye halki bakimindan bu acili durumun kisa zamanda sona ermesi beklenemez. Bu nedenle sorunun çözümü Birlesmis Milletler Örgütü’nün ve ABD, Rusya gibi büyük güçlerin ortak bir çözüm önerisi üzerinde uzlasarak taraflari bir baris masasi etrafinda bir araya getirmelerine baglidir. Bize göre gerçekçi çözüm, federal ve demokratik bir Suriye’nin olusturulup bunun uluslararasi güvenceye kavusturulmasidir.
Bu arada Suriye Kürtleri bakimindan son bir ayda bazi yeni gelismeler oldu. ENKS (Suriye Kürtleri Ulusal Cephesi) Suriye Ulusal Cephesine (SUK) katilma karari aldi. Su anda PYD bunun disinda. PYD’nin ENKS ile iliskileri de yapilan protokole uygun biçimde yürümedi. PYD kendisini bölgenin tek hakimi sayip ENKS’nin çalismalarini engellemeye çalisti, zaman zaman siddet uyguladi. Bu tutum yer yer kitlelerin tepkisiyle karsilandi. Protokol yürümeyince ENKS yolunu ayirdi.
HAK-PAR olarak PYD’nin bu tür güç gösterisi ve dayatmalardan kaçinmasini, Kürtler arasindaki iliskilerin daha çok gerilmemesini ve rejim çökerken Bati Kürdistan’daki halkimizin kendi topraklari üzerinde federe veya otonom bir yönetim olusturarak özgürlügüne kavusmasini istiyoruz.
HAK-PAR Baskanlik Kurulu
23-12-2012
Dengê Kurdistan