Makale

Aygün olayi

Hüseyin Aygün’ü özellikle Dersim yöresindeki insan haklari ihlalleriyle ilgili çalismalari ve Dersim arastirmalari nedeniyle izledim. Yurda döndükten sonra da tanistim. Genç yasina göre olgun, sakin ve kisilikli bir insan. Görüsleri ve çalismalari nedeniyle risk aldi, hem PKK çevresinin, hem de CHP içindeki ve disindaki ulusalci soven kesimin tepkilerini çekti.

Ovacik yolunda yolu kesilip PKK’lilar tarafindan kaçirildigini duydugumda, çesitli ihtimalleri düsünerek hayati ile ilgili olarak kaygilandim. Iki gün sonra serbest kalisina ise sevindim.

Bazilari bu kaçirilisi danisikli bir dövüs gibi göstermek istediler. Buna hiç ihtimal vermedim. Siyaset dünyasinda reklam için bu tür oyunlara bile sapacak magazinel kisiler olsa bile, Hüseyin bunu yapacak karakterde biri degil. PKK’nin bunu propaganda amaçli yaptigi yorumlarina ben de katiliyorum. Ayrica seçimlerde Hüseyin’le karsi karsiya geldikleri ve onu bilinen tarzlarina uygun olarak suçladiklari da biliniyor. Çatismalarin ve yol kesmelerin arttigi su dönemde Dersim yöresinde Hüseyin’e karsi böylesi bir eyleme girismis olmalari sasirtici degil.

Onu kisa sürede serbest birakmalari ise gelen yogun tepkilerin ürünüdür. Genel olarak demokratik kamuoyu, en basta da Dersimli hemsehrilerim Hüseyin’e sahip çiktilar.

Simdi ise Hüseyin, serbest kaldiktan sonraki açiklamalari nedeniyle bazi çevreler tarafindan zan altinda tutulmak isteniyor, hatta suçlaniyor.

Bence bu da kendisine haksizlik. Aygün kendi üslubuna uygun yumusak bir dil kullandi. Kendisini kaçiran ve yaslari 17-25 arasinda olan militanlarin kendisine saygili davrandigini söyledi. Onlarin da savasin bir an önce bitmesinden yana olduklarini, hatta ‘demokratik özerklik’ gibi bir talep için savasa gerek olmadigini dile getirdiklerini ve kendisinden baris için daha çok çaba göstermesini istediklerini söyledi. Bu kanimca yapici bir dil. Oysa belli ki bazi çevrelerin ondan bekledikleri suçlayici, öfkeli bir dildi. Yani modaya uygun olarak hamaset…

Oysa önemli olan asil böyle durumlarda sogukkanli ve yapici davranmak. Öte yandan bu kirli savasin sorumlulari, kendileri de aslinda kirli savasin kurbanlari olan dagdaki genç çocuklar degil. Onlar oyunun planlayicilari degil. Yapilmasi gereken asil bu savasi planlayan ve bugün de israrla yürüten odaklari dogru teshis edip teshir edebilmektir. Ve yine yapilmasi gereken bu savasi bir an önce sona erdirip Kürt ve Alevi sorununu da çözecek biçimde halkin, kitlelerin temel hak ve özgürlüklerini tanimak, ülkeyi demokratiklestirmektir.

18 Agustos 2012

——————————————————————-

Tüm Müslümanlarin Ramazan Bayramini kutlar, ülkemize ve bölgemize barisin bir an önce gelmesini dilerim.

Kemal Burkay

Back to top button