Bagimsizlik tüm Kürtlerin kaderini etkileyecektir
16 Mart 1988’de Dünya esine rastlanmayan bir insanlik suçu ile kahroldu. Acisi yillar geçse de dinmeyecek bu olay, insanim diyen herkeste derin yaralar açti. 5000 Kürt kimyasal bombalarla sömürgeciler tarafindan katledildi.
1991 yilinda Saddam Kuveyt’e müdahale sonrasi Kürtlere yöneldi. Irak Cumhuriyet Muhafizlarinin siddetli ve kural tanimayan müdahaleleri ile karsilasti.
Saddam’a bagli kuvvetlerin isyanlara verdigi karsilik, kaçan halkin üzerine helikopterlerden gaz yagi döküp insanlari atese vermekten, yaralilarinin gittigi hastaneleri bombalamaya kadar son derece vahsice boyutlara ulasti. Bu vahset sonucunda, katliamdan korkan sivil halk Iran ve Türkiye’ye sigindi.
Birlesmis Milletler (BM) ve Insan Haklari Izleme Örgütü kayitlarina göre sadece 1991 yilinin Mart ve Nisan aylarinda 2 milyon insan göç etmis, 1991 yilinin belli bir döneminde çogunlugu çocuk olmak üzere günde 2000 Kürt hayatini olumsuz kosullardan dolayi kaybetmisti.
5 Nisan 1991 günü BM karari ile Türkiye öncülügünde, Irak’in Kuzeyinde 36. paralelde güvenli bölge olusturuldu. Ardindan Türkiye kendi topraklarinda çekiç gücün konuslandirilmasini onayladi.
Irak Anayasasinda Kürdistan’in federe statüsü kabul edilmis, ancak böylece Güneyli kardeslerimiz biraz rahatlayabilmisti.
Kürdistan Federe Devleti; seçimleri yaparak bölge devletlerine örnek olacak bir sisteme imza atti. Kimseyi ötekilestirmedi, azinliklara ve farkliliklara pozitif ayrimcilik uyguladi.
Bütün bu gelismeler yasanirken, Sayin Mesut Barzani’nin harcadigi emek ve gösterdigi çabaya bedel biçmek mümkün degil. Yillarin birikimi ile edindigi siyasi tecrübe, liderlik ve öngörü sayesinde, kardeslerimizi büyük belalardan kurtardi.
Sayin Mesut Barzani Aralik 2016 tarihinde Ankara’ya geldiginde Kuzeyli Kürt partileri ile birlikte, biz de Hak-Par adina ziyaretine gitmistik. Hepimizle ayni salonda birlikte görüsmüstü.
Sohbet arasinda Diger Parti temsilcilerinden biri söyle demisti: ‘Siz emredin binlerce gencimiz güneyin bagimsizligi için ölmeye hazir’. Sayin Barzani’nin cevabi ders niteligindeydi: ‘Sürdürdügümüz mücadelede yeterince insanimiz öldü. Biz bagimsizligi silahla degil masada kazanacagiz’ demisti.
O, Bermuda Seytan Üçgeninde, akil dolu diplomasi yürüterek Kürtlerin kendi kendini yönetebildigini bölgeye ve dünyaya kabul ettirdi.
Onun mücadelesini ve basarisini hazmedemeyen, Kürdistan aleyhtarligi yapmayi meslek edinmis kisi ve taseron örgütlerin karalamalarina ragmen o bildigini yapti. Kürtlerin yillarca yok sayildigi devletlerde bile Kürdistan bayragini dalgalandirdi. Dünyadaki bütün Kürtler, Kürdistan Bölgesi’ndeki bu gelismeleri heyecanla izledi, kendilerine güvenleri artti.
Kürt halki elde edilen bu kazanimlarda katkisi olan basta Sayin Mesut Barzani olmak üzere parti, kurum ve bireyleri asla unutmayacaktir. Bu süreçte halkimiz düsmanlik edenleri de unutmayacaktir elbette.
25 Eylül 2017 tarihi halkimiz için çok önemli bir gün. Bagimsizliga giden yolda önemli bir esik atlayacagiz.
Israil’in orta doguda devletlesme süreci ve hikâyesi, bana göre Kürt Halki için hayati dersler içermektedir. Israil devletinin ilani sürecinde David Ben’Gurion (1886-1970) Golda Meirve arkadaslari bir karar verirler. ‘Tümden yok olsak bile geri adim atmayacagiz. Çünkü bunu bir daha deneme sansimiz yok’ derler ve devletlerini ilan ederler.
Dönemin ABD Baskani Harry S. Truman defalarca telgraf çekerek karari geri alin diye onlari uyarir. Karari desteklemeyeceklerini söyler, görüsmeler yapmak üzere temsilciler gönderir. AmaDavid Ben Gurion ve arkadaslari geri adim atmaz, ABD ise bir süre direnir ama sonunda devlet ilanini kabul etmek zorunda kalir.
Fransiz Gazeteci Oriana Fellaci bir röportajinda Golda Meir’e ‘Etrafinizda bu kadar düsman varken nasil böyle bir seye cesaret ettiniz?’ diye sorar. Meir ‘Bizim baska seçim hakkimiz yoktu. Ya kazanacaktik ya da hep birlikte yok olacaktik ve kazanacagimizdan bir an bile süphe etmedim.’ der. Oriana Fellaci nasil bu kadar emin olduklarini merak eder. Meir bunun üzerine röportaj yapilan salonun duvarindaki yüzlerce kitabi göstererek, ‘Bu kitaplari görüyor musun? Biz bu mücadeleye basladigimizdan bu güne kaybettigimiz yoldaslarimizin hikayeleri var bunlarda. Her birinin kimligi, yasam hikayesi, nerede nasil öldügü yazar bu kitaplarda. Ama savastigimiz Arap gençlerinin ölümünü sadece anneleri bilir. Onlar ne kadar savasçi kaybettiklerini bilmedikleri gibi, komutanlarinin disinda ölen savasçilarinin kim oldugunu da bilmezler. Hayatini kaybeden Arap savasçilarin büyük bir kismi gömülmeden çürüdü’ der.
Israil’in devletlesme süreci akil dolu anekdotlara sahiptir. Referanduma karsi çikan kimi Kürt parti ve sahislarin Israillilerin deneyimlerinden ders çikarmalidirlar. Küçük hesaplarin arkasina gizlenip, ürettikleri gerekçeleri akilla izah edemeyeceklerdir. Bu tutum, tarihi bir vebale gönderme yapar.
Sayin Mesud Barzani’nin devletlesme sürecinde sergilemis oldugu bilgelik ve liderlik, Ortadogu’da birçok lideri kiskandiracak basarilar getirmistir. Tüm Kürt partileri, bütün enerjilerini birlestirerek Sayin Barzani’ye katki sunmak sorumluluguyla yükümlüdür. Nitekim, bu referandum ve sonrasi atilacak adimlar, dünyadaki bütün Kürtlerin gelecegini ilgilendirmektedir.
NECATI BAYRAM
HAK-PAR GENEL BASKAN YARDIMCISI
* Bu yazi 23 Agustos 2017 tarihinde Bas News gazetesinde yayinlandi
Necati Bayram