Makale

Barzani’nin Türkiye’ye gelisi ve devekusu politikalari

Sahi kafayi kuma gömme politikalarinda israr etmenin bir getirisi var midir? Kafamizi kumun binlece kilometrelerce derinliklerine gömsek bile, Kürtler açisinda bunun günümüz konjonktüründe alicisi, yapacagi etki ve yaptirimi var midir? Kesinlikle yoktur, olamaz da. Gün kafalari kumdan çikarip artik ileriye bakma politikalarini bize dayatmistir. Ne dünya ne eski dünyadir, ne de Kürtler eskisi gibi saf ve hayalpersetirler. Ortadoguda Kürtler için kartlar yeniden karilmaya baslandi. Bu süre zarfinda Güney Kurdistan’da Kürtler, önce emeklemeyi bildiler sonra ise emin adimlarla ayaklari üzerinde durmayi basardilar ve uzun bir dönemdir de emin adimlarla kararlica yürüyorlar. Hep ileriye dönük bu kararli yürüyüs her alanda, yasamda ciddi cesaret, öz güven, kararlik ve ekonomideki patlamayi birlikte getirdi. Bu durusun sonunda ise Musulda’ki son gelismelerle birlikte, Kürtler artik Güney parçasinda yüksek sesle bagimsizlik talep ve kararliklarini yüksek sesle dillendirmeye basladilar. Bu kararligin hasir alti edilmesi veya kimi çikar ilskilerine fada edilmesi, Güney Kürdistan’da alternatif politikalarin yesermesine vesile olacaktir. Bugün Goran hareketinin hizla yükselmesi buna, en iyi örnektir.

Sayin Barzani’nin Türkiye’ye davet edilmesi, pek de hayra alamet olarak görmemek gerek. Mesut Barzani kendi basina Türkiye’ye gelmemistir. Bu AKP ve Cumhurbaskani Gül’ün istekleri dogrultusunda gerçeklestirilmistir. Bence Erdogan ve Gül bu bulusmaya mecbur kalmislardir. Sayin Barzani bu bulusmayi erteleyip bahaneler bularak savustursaydi, kesinlikle Erdogan en üst düzeydeki bir ekibiyle Kürdistan yollarini asindiracakti. Türkiye Kürtlerin bagimsizlik özlemini baska bir bahara birakmaya çalistigi açik. Kürtler bir daha sitmayla yasam mücadelesi vermege zorlaniyor. Irak’taki son gelismeler bu konudaki tespitleri dogrular cinstendir. Kürtlere cumhurbaskanligi önerileri ya da sunnilerin hükümete ortak edilmeleri bunlara en iyi örnek olarak gösterilebilinir. Barzani’nin Türkiye ziyaretinde verilen mesaj su dogrultudadir ; ‘aman ha aman tek basiniza hareket etmeyin ve sakin ha sakin bagimsizlik için her hangi bir talepte bulunmayin’dir. ISID’in Musul çikarmasi ile birlikte, sunniler Irak’ta yeni bir ivme kazandilar. Suniler bu kazanimlarla birlikte Arap sunni asiretlerini de yanlarina çekerek, Güney Kürdistan’da var olan bir yönetim seklini tercih edebilirler. Sunilerin bu türden bir yönetimi benimsemeleri, Kürtlerin sitmayla yasamalarini beraberinde getirecektir. Bu politika ayni zamanda tüm sömürgeci güçlerin arzu ettikleri politikadir.

Güney Kürdistan yönetimi yillarca, sayin Barzani’ninde belirtigi gibi ‘son 23 yilda tüm Irakin sigortasi olmustur’. Gelinen asamada sunni ve siilerin çatismalarinin ebedi bir sekilde devam etmesi halinde, Kürtlerin buna endekslenmeleri söz konusu olamaz. Kürtler kendi geleceklerini artik belirlemek zorundadirlar. Kürtler Irakin bütünlügü için çimento vazifesi görmemeliler. Irakin bütünlügü için, geçmisi saymazsak son 23 yil içerisinde Kürtler yeterince çimento oldular. Bu baglamda Kürtlerin Günel Kürdistan’da baslattiklari BAGIMSIZLIK talepleri çitanin asagisina çekilmemelidir. Tüm Kürtler her dört parçada, Dünyanin her yerinde bu talebi kesinlikle desteklemelidir. Israil, Fransa, Almanya gibi kimi ülkelerin bu konuda yaktiklari yesil isik, Kürtlerin bagimsizlik isteklerine destek olarak algilanmalidir. Kürtlerin Avrupa’da diplamatik çalisma ve etkinlikler içerisinde olmalari, nabiz yoklayacagi gibi, Güney Kürdistan yönetiminin de elini güçlendirecektir. Kürt ulusunun bagimsizlik için vermis olduklari mücadeleleri günümüzde, ne Bosna Hersek ve Kosova’nin bagimsizligindan, ne de Arap baharindan daha degersiz degildir. Erdogan ve Gül neyi tercih ederlerse etsinler , Kürtler kesinlikle çitanin altina düsmemeliler. Günümüz politikasinda, zemin bagimsizlik için geri sayimin basladigi dogrultusundadir. Bunda israr etmek bati, kuzey ve dogu Kürdistan parçalarinin birlesmek için dürtülerini de en kisa zamanda kamçilayacaktir. Dünya devrimcilerinin 40 yil evvel Vietnam için haykirdiklari daha fazla Kürdistan’i bize mutlaka sunacaklardir. Bu da ancak ve ancak Kürtlerin dört parçada olusturabilecekleri dayanisma ve güç birliklerinden geçer. Bu baglamda KDP ve PDY nin 16.7. 14 te Istanbulda 4 konuda mutabakata varmalari ayni zamanda dogu ve kuzey Kurdistan için bir umut isigi olacaktir. Bu açidan PYD ve Apocularin sömürgecilerden bagimsiz hareket edebilmeleri önemlidir. Daha fazla KURDISTAN’IN yeserip, birlesmesine hizmet edecektir. Bu baglamda baglar ve ilskiler biran evvel bölge devletleri ve uzantilarindan (HDP, Esad, Maliki, Iran, TC ve derin güçlerden) kopartilmali. Gün Ahmedê Xani´nin 300 yil evvel Kürtler arasi ilskilerde ‘ITIFAK’ olarak dile getirdigi taleb bir an önce gerçeklesmelidir. Bu ittifak politikasi, Kürtlerin her derdine kesinlikle deva olacaktir. Kürtler itifaksiz ve dayanismasiz bir gelecek sevdasina kapilmamalilar. Ittifak bagimsizliga giden yolun en sihirli formülüdür. Bunu her Kürt kulagina küpe etmek zorundadir.

Hüseyin Sahin

Back to top button