Bir cinayet daha

Gene bir igrenç cinayet olayi gündemin basina tirmanip oturdu. Bir kadinin, birkaç kadinin öldürüldügü cinayet olmadan gün geçmiyor memlekette. Ama bazi kosullar bir araya geliyor, bunlardan biri özellikle çarpici bir mahiyet ediniyor ve öne çikiyor. Simdi, Mersin’deki bir cinayette de böyle oldu ve Özgecan Aslan’in öldürülmesi bütün ülkeyi siddetle sarsti. Cinayetin ve sonrasinin mide bulandirici ayrintilarinin da bunda payi var elbette.

Türkiye’yi en iyi özetleyen kelime herhalde ‘gecikmislik’. Birbiriyle yarisan, dövüsen, ama ‘demokrasi’ dendiginde ayni baskici anlayisi paylasan çesitli ideolojiler kolundan, bacagindan yakalamis bu toplumu, ‘Söyle olacaksin, böyle olacaksin,’ diye biçim vermeye çalisiyor. Onun için de toplum kendi organik degisim ya da gelisme sürecini yasayamiyor.

Kadin- erkek esitligi her toplumda en önemli sorundur. Burada da öyle ve bu ‘gecikmislik’ burada da etkili. Gecikmeli baslayan, kadinlarin esitlik atilimi, olaganüstü bir ‘erkek’ direnisiyle karsilasiyor. Bir kisim erkeklerin bu talebe cevabi öldürmek.

Her gün medyaya birkaçi yansiyan bu siddet olaylarinda, cinayete yol açan kavgalarda, ‘esitlik’ gibi soyut kavramlarin telaffuz edildigini bile sanmiyorum. Sözgelisi kadin ‘Bosanalim,’ diyor; ‘Seninle olamayacagim, ayrilalim,’ diyor. Adam öldürüyor. Ama tabii ki bütün bu olaylarin temelinde toplumun bu alandaki korkunç ‘terbiyesi’ yatiyor. Geldigimiz asamada bundan sonra, bu ‘cendere’ler kadinlar için gün geçtikçe daha da dayanilmaz olacak. Ne olacak onlar direndikçe? Adamlar da öldürmeye devam mi edecek?

Bugünlerde bir tip Islâmî siddet ve buna karsi sergilenen bir tip Islâmî tepkiden söz ediyorum. Pilotu diri diri yakanlar ve buna karsilik, böylelerinin kollarinin, bacaklarinin kesilmesini önerenler… Simdi, bu yeni cinayet olayi da burada benzer tepkilere yol açti, daha da açacaktir. Biri kalkiyor, ‘Bunlari yapanlar hadim edilsin,’ diyor; çogu kalkiyor, ‘Idam geri gelsin,’ diyor.

Siddeti, vahseti, siddet ve vahset uygulayarak yok edemezsiniz; ancak beslersiniz. Idam eden bir devlet, bu davranisiyla, ‘Bazi eylemlerin, durumlarin gerektirdigi çözüm öldürmektir’ demis oluyor.Öldürmek gibi eylemin söyle ya da böyle bir mesruiyeti varsa, vatandas X de kendi öldürmesinin mazeretini yaratir.

Cinsel suç isleyeni hadim edecegiz. Niçin? Ibret olsun diye. O halde bunu halka açik sekilde icra edelim, daha çok ibret olur. Adami yatirip, hazirûn önünde, bagirta çagirta buralim. Ölürse de ölsün.

‘Bak, bir daha yapan çikar mi?’ Tipik, klise cümle… ‘Sallandiracaksin yüzünü, iki yüzünü…’ Var ya!

Amerika’da Texas idamdan vazgeçmeyen devletlerden. Sonuçta en çok idam Texas’ta uygulaniyor! Bu nasil sey? Ibret oluyorsa, niçin en çok idamlik suç Texas’ta isleniyor?

Bu son pis tecavüz girisimi ve cinayet, bütün toplumla birlikte, Beren Saat’in de sabrini tasirmis. Ama o, bunun yarattigi kötü duyguyu baska bir biçimde dile getirmis. Çocukluk yaslarindan baslayarak, erkelerden gördügü saldirgan, tiksindirici tacizleri söyle bir siralamis. ‘Yetti artik’ diyor.

Bütün kadinlar benzer olaylari anlatmaya baslasa nasil bir koro olusur? Kaç zaman sürer anlatmasi?

Bunlarin hepsini yapan birileri var. Ne yapacagiz onlari?

Hepsini hadim mi edelim, hepsini idam mi edelim?

Ya bunlardan bazilari her nasilsa mahkemeye filan çikmissa, ‘erkektir, yapar’ deyip neredeyse sirtlarini sivazlayan yargiçlari ne yapalim?

Yoksa böyle saçma düsünceleri bir yana birakip ‘Bizim toplumdaki bu hastalikli cinsel ideolojinin, davranis kaliplarinin temeli nedir? Bu hastalikli zihinler nasil tedavi edilir? Ne yapmaliyiz?’ diye kafa yormaya mi baslayalim.

Ahmet Ayse’yi öldürmüs. Ahmet’i as, dava bitti. Bitmiyor iste. Biz Ahmet’i asarken ötekiler, adini sanini bilmediklerimiz, biri laf atiyor, öbürü el atiyor, daha öbürü de kezzap atiyor…

Hükümet konumunda da, henüz, erkeklerle kadinlarin esit oldugunu tam olarak kabul edememis bir ideolojinin mensuplari var. ‘Kadinlar yüksek sesle gülmemeli’ diyen zihniyet.

—————————————————-

Taraf-17 Subat

Murat Belge