Makale

Birak daginik kalsin mazimi, cumhuriyetimi

Cumhurbaskani Abdullah Gül, Sivas Katliami’ni arastirmak için Devlet Denetleme Kurulu’nu (DDK) görevlendirdi.

Yillarca, 12 Eylül darbecilerinin yasal zirhi Geçici 15. Madde kaldirilsin diyen, ancak Evren ve arkadaslari yargilaninca adeta mutsuz olanlarin simdi ne gibi bir bahane bulacaklarini merak ediyordum.

Zira bugüne degin devletin Sivas Katliami’nin üzerine yeterince gitmedigi yönündeki hakli elestirilerine hiç ara vermediler.

Sag olsunlar merakimi, Didem Arslan’in Habertürk’teki Türkiye’nin Nabzi isimli programina beraber katildigimiz Turgut Kazan ve Can Atakli beraberce giderdiler.

Turgut Bey bu adimin davanin üzerini ‘bir kez daha’ örtme girisiminden baska bir sey olmadigini söyleyince kanaatinin gerekçesini sordum.

Birincisi, Cumhurbaskani Gül’ün bu görevlendirmesi Anayasa’nin 108. maddesine aykiriydi. Ikincisi Turgut Bey, Gül’ün bu karari almasinda, olayin arastirilmasini isteyen ‘Islamci’ STK’larin talebinin etkili oldugunu söyledi.

Can Atakli da Gül’ün bu girisiminin olumsuz sonuçlanacaginin ‘göstergesi’ olarak, AK Parti’nin bugüne kadarki ‘icraatlarini’ görüyordu.

Yani ‘Sivas’in ‘seriatçi’ STK’lari istemis, Gül de Anayasa’yi çignemek pahasina, Islamcilari aklamak maksadiyla DDK’yi devreye sokmustu. Zaten AKP bunu hep yapiyordu’.

Sivas Katliami’nin aydinlatilmasi talebini her platformda dillendiren birisi olarak Gül’ün bu girisimden umutlandim. Bu da ‘garip bir tavir’ olmasa gerek.

Ikincisi, azmettiriciler ve planlayanlar degil tetikçilerin ‘mahkûm oldugu’ konusunda hemen herkesin hemfikir oldugu bir davada, ‘su durulmusken’, birisi çikip ‘yeniden arastirin’ diyorsa, bu talebin sahiplerinden mi yoksa karsi çikandan mi süphelenirsiniz?

Dolayisiyla Gül’ün bu adimini duyunca aklima ‘neye’ aykiridir sorusu düsmedi. Zira bu bahane bulma, kusur arama motivasyonu, olsa olsa katliamin faillerine ait olabilirdi.

Can Hoca’nin ‘AKP’yi biliyoruz’ seklindeki özcü yaklasimlarina gelince.

Solcular, Islamcilar, dindarlar her edimleri öngörülebilir homojen gruplar mi?

Yakin tarihine dair darbelerin, girisimlerin, muhtiralarin üzerine bu kadar kararlilikla giden, dokunulmaz generallerin ‘bile’ yargilandigi davalarda siyasi iradesini açikça ortaya koyan o ‘Islamcilar,’ AK Parti degil mi? O hâlde simdi niçin aksi bir sonuç bekleyelim?

Peki, bunlari Kazan, Atakli ve onlar gibi düsünenler görmüyorlar mi? Durumu yalnizca AK Parti’ye karsi siyasi husumetleriyle açiklamak mümkün mü?

Sanmiyorum, daha önemli bir ‘ek’ motivasyonlari oldugu kanisindayim.

Yanit da, Turgut Hocam ve onun gibi düsünenlerin, sözkonusu elestirilerimiz karsisinda öne sürdükleri, takdir ettigimiz muhalif ‘mazilerinde’ gizli.

Yillarca yaninda saf tuttuklarinin cellâtlari, cellâtlarimiz oldugunu fark etmenin telasiyla, makul umacilarin bekasinin derdine düstüler.

Çünkü ‘katil tabii ki ‘gerici’ usak’ demenin konforunun hafifligi dayanilmaz. Aksinin ortaya çikmasi ise agir bedelleri olacak bir özelestiriyi zorunlu kiliyor.

Analar için bir anayasa ihlali ricasi daha

Hafta sonu çocuklarinin cesedini arayan anneler, Çerkezköy’deki bir araziyi, yagmura aldirmadan elleriyle kazdilar. 1992’de polis tarafindan öldürülüp buraya gömülen Ayhan Efeoglu’na ait oldugu sanilan kemik parçalari buldular. Onca ihbara ve ifadeye ragmen bugüne degin kilini kipirdatmayan polis ve savcilar ise gelip bu delillere el koydular. Tek kelimeyle rezalet.

Sayin Gül, memleketin her kösesinde gün yüzü bekleyen faili meçhuller için de, Sivas Katliami için yaptiginiz gibi, Anayasa’yi ‘ihlal edip’ DDK’yi görevlendiremez misiniz?

———————————————

Taraf-4 Aralik

Melih Altinok

Back to top button