Makale

Bu komedi niye?

Hükümet ile Imrali anlasti ve adini ne koyarsak koyalim yada ne kadar bazilari Imrali ile Kandil arasinda mekik dokursa dokusun, silahlar susacak ama ondan sonrasi karanlik.

O kadar çok ad verildi ki, hangisinin dogru oldugu konusunda her kafadan bir ses çikiyor. Her kes, kendi görmek istedigi gibi yorumluyor ve kabul ediyor ve en uçtakileri saymasak, hepsi de dogru.

Bunlardan bir ikisine bakalim:

Baris süreci: Silahlar susup, insanlar birbirlerini öldürmeseler, baris gelmis demektir. Barista kaybedenlerde, kazananlarda olabilir ama sonuç olarak, silahlar susar ve taraflar birbirleri ile savasacaklarina, oturup konusurlar. Burada da, savasan Imrali olmamasina ragmen, emir oradan geldigi için, taraflardan biri orasi, digeri ise MIT ama asil emir Hükümetten veya daha açikçasi, Erdogan’dan geldigi için, diger tarafta Erdogan.

Bir digeri, çözüm süreci:

Kimilerine göre bu süreç, Kürt sorununun çözülmesi demek, baskalarina göre bu PKK’nin silah birakma süreci. Ikisi de dogru. Çünkü bazilarina göre, silah birakilinca, sorun da çözülmüs demektir. Bazilarina göre silahlarin susmasi sürecin baslangici ve devam edecek. Yani bazilarina göre, baslangiç, bazilarina göre de sonu ve iki halde de dogru, çünkü bu bir çözüm süreci.

Bazilarina göre de ortada ne bir baris nede bir çözüm süreci var. Planlanan yer ayni ve ayni kisiler süreci bir merkezden kontrol ediyor. Buda dogru. Arada gelip giden postacilar olsa da, perde gerisinde nelerin oldugunu henüz kimse bilmiyor. Bu da onu söyleyenlere göre dogru, görüsmeler açik olmadigi için, bunun yanlis oldugunu da kimse söyleyemez.

Hangi görüs kabul edilirse edilsin, yeni bir durumun basladigi bir gerçek. Bu konuda zannediyorum herkes hemfikir.

Nerde ve nasil oldugunu, kimlerin gerçek aktörler oldugunu tam olarak bilmemekle birlikte, silahlarin susmasinin hem Kürtler ve hem de Türkler bakimindan hayirli oldugu bir gerçek.

Silahlarin susmasi konusunda karar verildigi bir gerçek.

PKK bunu uzatip, Kürt halkinin buna alismasi için, postacilar mekik dokuyor. Yoksa teknolojinin bu kadar gelistigi bu çagda, telefon yada internet üzerinden, görüntülü konusmak mümkünken, bu garip, eski tip postacilik nasil izah edilir Diyelim ki, Hükümet bu modern teknolojinin Imrali’dan kullanilmasina izin vermiyor, peki o zaman DBP’li postacilar, eski tür postacilik yerine, Ankara’da oturup, Kandil ile görüntülü konusamazlar mi? Kaldi ki, Kandil’e gidip toplanti yapmiyorlar, sadece mektup getirip götürüyorlar. Peki sadece sorun bir mektup ulastirmaksa, o zaman mektup e-mail yada faxlanabilir. Yok o yapilamiyorsa, mektup telefonda okunabilir. Bunun daha fazla yöntemlerini burada siralamaya gerek yok. Kimse PKK’nin bu teknolojiyi kullanacak kadar bilgisiz oldugunu söyleyemez.

Bazilari postaci terimime kizabilir yada herkesin dilinde olan, beni, soruna hassas yaklasmamakla suçlayabilir. Bende epey düsündüm ama dogrusu baska bir ad bulamadim. Kurye diyebilirdim ama o da ayni sey. Eger ille de mektuplar gizli, onun için elden götürülmesi gerekir deniyorsa, kocaman parti baskan ve milletvekilleri yerine, siradan, güvenilir bir iki kisi bulunamaz miydi?

Öte yandan, Hükümet silahlarin bir an önce susmasini istiyorsa, o zaman bu isi bu kadar uzatmaya gerek yok. Normal olan, silahlarini birakan, evine gider. Ama Erdogan onlari sinir disina göndermek istiyor. Niye bunu istiyor anlamak zor.

Elbette Erdogan’da bunlari biliyor ama o da kamuoyunu buna hazirlamak istiyor. Onun için, internetten iletisim yerine, postacilarin gelip gitmesine izin veriyor. Akil adamlar toplayip, onlarin da halka anlatmasini istiyor ve ondan sonra, kamuoyu yoklamalarina göre nasil sürdürecegine karar verecek.

Bütün bunlari su yada bu sekilde anlamak mümkün. Herkes bu sürece destegini açikliyor. Bende bu vesile ile, adi ne olursa olsun, kim yaparsa yapsin, silahlarin susacagina seviniyorum ve ‘süreci’ destekliyorum.

Bütün bunlari anlamakla birlikte, sunu anlamiyorum:

Gerilla silahini birakip, sinirin ötesine geçecek ve bunun için aylarca yol yürüyecek. Yillardir daglarda, halkinin özgürlügü için savastigini düsünen insanlara, bir daha iskence edip, aylarca yürüterek, sinirin ötesine gönderilmesini anlamiyorum.

Bu insanlar silahlarini birakip, kendilerine dokunulmayacaksa ve illa da sinirin ötesine gönderilecekse, o zaman bunlar bir helikopterle sinirin ötesine birakilamaz mi?

Hadi diyelim ki, devletin helikopterleri bunu yapmaz, o zaman PKK’lilar yada DBP’liler arabalarla onlari sinirin ötesine tasiyamazlar mi? Bu insanlara yazik degil mi?

Her seyi bir sekilde anliyorum ama bu insanlarin niye 3-4 yürütülecegini anlamiyorum. Bu komedi niye?

Hüseyin Kizilocak

Balkêş e ?
Close
Back to top button