Makale

Çiller dönemi cinayetleri…

Ali Bayramoglu

Yüzlesmeler toplumlar için önemlidir. Yüzlesme arinmayi ifade eder. Bir dokuyu ya da kimligi seffaf ve demokratik biçimde yeniden kurma isyevini yerine getirir.
Karanlik anlarin ve sayfalarin hatirlanmasi, hatirlatilmasi, seffaf hale getirilmesi, sorumluluklarin belirlenmesi, ahlaki, siyasi, hukuk yaptirimlarinin devreye sokulmasi, yüzlesmelerin asamalarini olusturur.
Karanlik anlar ve sayfalar açisindan, hemen her düzeyde, kurumlar, siyasi hareketler, kimlik dalgalari düzeyinde, sabika dosyasi kabarik bir ülkeyiz.
Son dönemlerde yüzlesme istikametinde pek çok adim atilmis olmakla birlikte, bunlarin henüz olmasi gerekenin çok uzaginda kalmalari bu nedenledir.
Örnek pek çok…
Sadece Susurluk dosyasi bile hala tek basina dev bir karanliga isaret eder.
1990’larin ilk yarisinda islenen suçlar, faili meçhul cinayetler, devlet çeteleri, devlet politikalari, yüzlesme ve hesap sorma mekanizmalarinin hala uzaginda duruyorlar.
Hapiste olan Mehmet Agar, hapis yatmis olan bir kaç devlet memuru disinda ve yarginin “devlet içinde, örgütlü suç odaklari var ama tam tespit edemedik” türü gerekçelerindan gayri, Susurluk dönemi yaptirimsiz bir dönem olmayi sürdürüyor.
O dönemin Veli Küçük gibi sik anilan kimi isimlerinin baska davalarda benzeri suçlarlardan tutuklu bulunmasi, bu karanligi ve yaptirim boslugunu ortadan kaldirmiyor.
Yeni Safak’in bugünkü manset haberi bu açidan önemli.
Haber, Sapanca Cumhuriyet Savciligi’nin, ‘Ölüm üçgeni’ olarak bilinen Sapanca, Hendek, Düzce bölgelerinde 1993-1996 yillarinda islenen 12 faili meçhul cinayetin ve 100 ayri suç dosyasinin aydinlatilmasi için harekete geçtigini’ söylüyor.
Hatirlayalim…
Kürt meselesinde askerin oyuna tam hakim oldugu 1990’larin ilk yarisindan, bizzat dönemin basbakani tarafindan PKK’nin finans baglantilarina iliskin “67 is adaminin listesi elimizde” dedigi günleri…
O listede adi yer alan pek çok Kürt kökenli is adamini…
Behçet Cantürk, Savas Buldan, Haci Karay gibi isimlerin Seytan Üçgen’inde infaz edilmis halde bulunmasini…
Sonrasi?
Sonrasi gelmedi…
Ömer Lütfi Topal cinayeti gibi, bu hadiseler de, arkasindaki resmi organizasyon ve resmi kararlar da örtülü kaldi.
Susurluk dönemine iliskin Kutlu Savas imzali Basbakanlik Teftis Kurulu Raporu, bu ve benzeri aydinlatilmamis olaylarin ve karanlik politikalarin devlet itirafnamesi ve çetelesi olarak arsivlerde durmaya devam ediyor.
O rapordan su satirlarin altini çizmekte yarar var:
“Susurluk olayinin baslangici belki de zamanin Basbakani Çiller’in bir cümlesinde gizlidir. ‘PKK’ya yardim eden isadamlarinin listesi elimizde’ diyordu. Sonra da infazlar basladi. Infazlarin kararini kim veriyordu? Bozulmanin baslamasi ve vatan – millet hesaplarinin yerini kisisel hesaplarin almasi kaçinilmazdi ve öyle oldu.
Susurluk Olayi bir bütündür ve olaylar zincirinden ibarettir. Istanbul’da Özgür Gündem Gazetesi’nin bombalanmasi, Behçet Cantürk’ün öldürülmesi, Diyarbakir’da yazar Musa Anter’in öldürülmesi; Istanbul’da Tarik Ümit olayi ile Azerbaycan’da ihtilâl denemesi; Bodrum’da Hikmet Babatas cinayeti, Gaziantep’te Mehmet Ali Yaprak’in kaçirilmasi, Bankalarin trilyonluk kredileri gerçekte Ankara’da cereyan eden olayin muhtelif veçheleridir…”
Bunlarin hepsi faili meçhul olaylar olmayi sürdürmekte ve açik bir sekilde tepe yönetime isaret etmektedir.
Bunlara degmeden, bunlari açiga çikarmadan, o karanlik politikalari hukuk yoluyla tesnir etmeden yüzlesme, arinma, temizlik olabilir mi?
Sabanca Cumhuriyet Savciligi’nin girisi bu anlamda son derece önemlidir ve umariz sonuç verir, dogru yöntemlerle ve dogru istikamette ilerler.
————————————————
Yeni Safak-12 Haziran

Ali Bayramoglu

Back to top button