Dünya basimiza yikildi
On sehir, onlarin ilçeleri artik yok. Her sey çöktü, üstümüze yikildi birden.
Evler çöktü. Dev binalar, plazalar, oteller, is merkezleri, alisveris merkezleri çöktü. Siteler, mahalleler yikildi.
Okullar, yuvalar, kresler, hastaneler, morglar, yurtlar, polis evleri, garnizonlar, karakollar, valilikler, vergi daireleri, belediye binalari çöktü.
Yollar, otobanlar, viyadükler, havaalanlari yok oldu.
Felaketten sonraki ikinci soguk gece basladi.
Su yok.
Ekmek yok.
Benzin yok.
Doktor yok.
Ilaç yok.
Ameliyat yok, ambulans yok, itfaiye yok.
Çadir yok, isitici yok, battaniye yok, dösek yok, mont yok.
‘Yolda, geliyor’ dedi Erdogan. Fakat konteyner yok, karavan yok, otobüs yok
Elektrik yok, telefon hatti, sarj yok, internet yok
Enkazin altinda kalanlari kurtaracak ekip yok.
Demir kesici, beton delici, kepçe, dozer, vinç yok.
Cenazeleri gömecek kimse yok.
Toplanma merkezi, sahra hastanesi, sahra mutfagi yok.
Bu satirlari yazarken depremin üstüne neredeyse 48 saat geçmis, hala yeteri kadar asker yok.
15 Milyon insanin yasadigi bölgede kaç insan hala enkazin altinda bilmiyoruz.
Sag kalanlarin kaçi donarak öldü, ölecek bilmiyoruz.
Basimiza tam olarak ne kadar büyük bir felaket geldi henüz bilmiyoruz.
Haber alamadigimiz yerler var, devlet oralarda yok.
Degismek için, dönüsmek için, insanca bir yasama ulasmak için, vatandasi için var olan bir devlete kavusmak için bekliyorduk.
Sosyal devleti insa etmek, birbirimizi yeniden duymak, gençlerimize umut olmak, çocuklarimiza yarinlari daha iyi etmek için çabaliyorduk. Dibe vurmus, tüm kurumlariyla yozlasmis bir düzenden kurtulmaya çalisiyorduk.
Hiç kimseyi dinlemediler. Hiçbir uyariyi dikkate almadilar. Insaatlara bogduklari, müteahhitlere peskes çektikleri ülke beton altinda kaldi.
Artik o ülke yok
Kaç kisi sag kaldi, bu kara kista ne kadar vaktimiz kaldi bilmiyoruz. On binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insan felaketin içinde. Herkes basinin çaresine bakmaya çalisiyor, mümkün degil.
Uzakta olmak hiç bu kadar çaresiz hissettirmemisti. Ne ise yarardi bilmiyorum ama ülkemde olmak isterdim.
Içim aciyor. Dünya üstümüze yikildi.
Cumhuriyetin 100. yilindayiz.
Ortada devlet yok
Hayko Bagdat: 1976 yilinda Rum bir anne ve Ermeni bir babanin dördüncü çocugu olarak Istanbul’da dogdu. 1994’de Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne basladi. Babasinin beklenmedik vefati sebebiyle egitimini tamamlayamadi. 2002’de Yasam Radyo’da Türkiye’de ilk azinlik sorunlarini gündeme tasiyan ‘Sözde Kalanlar’ programi ile gazetecilige baslayan Bagdat, Türkiye’nin önemli basin organlarindan gazetecilik, köse yazarligi ve yorumculuk yapti. 2007’de katledilen HrantDink’in ardindan kurulan ve adalet arayisini sürdüren ‘Hrant’in Arkadaslari’ ekibinin kuruculari arasinda yer alan Bagdat’in ‘Türkiye’de Ermeni ve öteki olmayi’ anlatan ilk kitabi ‘Salyangoz’ 2014’te, ikinci kitabi ‘Gollik’ 2015 yilinda, üçüncü kitabi ‘Kurtulus ?ok Bozuldu’ ise 2016 yilinda okurlariyla bulustu. Kitabindan esinlenerek kurguladigi tek kisilik gösterisi Salyangoz, 2016’da seyirci ile bulustu. 2017’de Almanya’ya tasinan Bagdat, Berlin’de gazetecilige ve üretmeye devam ediyor.
8 Subat 2023
Arti Gerçek
Hayko Bagdat