Egri oturup dogru konusalim!

Cep harçligini iyi kullanmayan büyümüs siyasi çocuklar ve partileri
Egri oturup dogru konusalim!
Iyi ve güzel bir yürege sahip direngen insanlari kucaklamak, ruhlarina taniklik etmek, siyasi mücadele ve yasama arzumu kamçilayan en büyük etkenlerden bir tanesidir.
Cep harçligini iyi kullanmayan büyümüs siyasi çocuklar ve partilerin varligini sürdürüyor olmasindaki israri bu yaziyi yazdirdi. Hani bir kez daha, egri oturup dogru konusalim!
Bazen bizimle sirf fikirleri farkli diye insanlari öteliyor, sesinden dökülecek güzelliklere kulaklarimizi tikiyor en dogru ve geçerli olanin kendi sesimiz ve fikirlerimiz olduguna inaniyoruz.
Ön kabuller ve tarihsel politik yargilar üzerinden yaratilan bilincin siyasetçileri, sahip olduklari partileri nasil büyük bir handikaba ve yalnizliga hapsettigi görülmek istenmiyor.
Bugüne kadarki; davranis, sözünüz nasil olursa olsun, bir kez daha egri oturup dogru konusalim, derim.
Insan pisman olan bir varlik, hatalar yaptikça da ögrenebilen bir canli türüyüz. Tarihler boyunca yapilan hatalari yeniden yaparak ögrenmek zorunda da degiliz.
Baskalarinin yaptigi hatalar ve yanlisliklardan da çok dersler çikarabilecek akli olan canlilardir insan.
Siyaset yapmanin önemli hedeflerin basinda, var olan rejime karsi koyup, iktidara geçme basarisini elde etmektir. Bu hedefine ulasmak için, siyasi partiler ve liderler gecesini gündüzüne katarak çalisir çabalar. Iktidara gelince her seyi gerçeklestirdikleri algisi agir basar. Ya da bir partinin kurumun basina geçmek, tüm sorunlari çözecekmis gibi algisi enerjiye ilk basta sahip olunur. Bu algi kesinlikle kötü bir sey degil. O anki durum için geçerlidir. Ama baskan olur. Iktidari elde etmekle bu islerin öyle olmadiginin farkina yasayarak ögrenir.
Siyasi partinizle, iktidara gelmek mümkündür. Peki bunu elde ettiginde ne yapilacak konusunda, gerçekçi politikalar, bir vizyon ve hedefin yoksa ne olacak. Yani tarihsel hafizaya sahip donanimli ve insani iliskiler konusunda ne kadar yetistirdiginle çok baglantilidir.
Düsünülen hedef ve vizyonu gerçeklestirmek için. Ya da tüzük ve programinda yazdiklarinin ne kadar özümsemis. Ve hayatin içinde davranis ve yaptiklarinla örtüsür hale getirdiklerinle paralellik durumunu saglanmis mi?
Siyasette farkli pencerelerden genis çogulcu perspektifte bakmayi ögrenebildiyse bir birey. Tek temsilciyiz, Türkiye partisiyiz deyip, kitleleri peslerinde sürükleyen. Ne kadar haksiz ve yersiz politikalar yürüttüklerinin örnekleri cografyamizda oldukça çok.
Mecliste olmak, hükümet içinde yer almak, seçilmek yeter mi tek basina…? Kendinize öncü, tek parti diye seçtikleriniz bunu basaramadi.
Deneyimleriyle, iletisim insan iliskileri konusunda ne kadar geliskin milletvekili ve seçilmisler vardi. Bunlar ne oldu da basarili olamadilar?
Meclise girmek önemli, partinin ve seçilmisliklerin bir mevkide olmasi önemlidir. Bir ögrencinin not ortalamasi ve basarisi gibi… Peki bu ülke sorunlari ve bir parti için yeterli midir? Soru sormaya birlikte cevap aramaya devam edelim.
Sizler de çevrenizde veya kendiniz, sahit olmus ve deneyimlemissinizdir yasaminizda. Tek basina, okul basarisi ya da desteklediginiz partilerdeki seçilmislerin ülkeye ve insanina yeterli gelmedigini aci tecrübelerle deneyimledi. Darbeler, anayasadaki yanlislik ve eksiklikler. Deli gömlegi gibi…ülke insanina giydirildi.
Okulda sinifin en birincisi yüksek notlarla okullar mastirlar yapip ama ne kendine ne de içinde yasadigi toplum ve siyasetine ne kadar zarar verdiklerin örneklerini kendiniz düsününce zaten bulacaginizdan eminim. Onlarin isimlerini ve olaylari burada yazarak yaziyi uzatip kiymetli zamaninizi almak istemedigim için çok detaya girmedim.
Bir algiyla bu konuyu daha da açmaya çalistim. ‘Kalabalik’ yüksek oy oranlari çok üyeye sahip olmak tek basina çok büyük bir çürümeye hizmet ettiginin deneyimleriyle dolu Ortadogu ülkeleri. Türkiye de bunlara en iyi örneklerden biridir.
Vizyoner olarak ne kadar öngörülü ve yeni pencereler açabildigiyle orantilidir. Kendini dönüstüren, yenileyen, yanlis tecrübelerden kurtulamayan partiler ve onun kitlesi görünümündeki üye ve sempatizanlarin bir felakete sürükledigini aci bir sekilde deneyimledik. Türkiye’deki siyasetin ve ülkenin geldigi noktada paylari oldugunun farkinda olmak gerekmiyor mu?
Rekabet ‘tek temsilci biziz’ kültürü içinde sürüklendirilen parti ve kitleler asil sorunu unutmadilar mi?
Asil desteklemen, yaninda durman gerekeni, dislayarak rekabet etmek Kürt siyasetine ne kazandirdi? Ya da kaybettirdi?
Rekabet kültürü, yaninda ve civarindakini dislayan bir kültür bizim realitemize uymadigi deneyimler bize gösterdi. Bu kültür, basarili olmaya motive eden bir anlayis olsa da, çok tüketen ve hirsa tesvik eden, asil amacindan uzaklastirdi. Asil amaçtan uzaklastiran bir kültür gelistirdi. Özellikle sosyal ve siyasal yasamdaki olumsuzluklari en can acitici yönüdür.
Kisisel olarak algilandiginda ya da siyasette uyarlandiginda, rekabetçi yönün, acaba ben nasil iyi yapabilirim, faydali isler politikalar üretebilirim. Rekabetin kör ettigi siyasi yönümü çagdas ve adaletli bir halde nasil yeniden reorganize edebilirimde yatiyor.
Birini nasil daha iyi geçerim, kaziklarim, geride birakirim yerine; benim gibi düsünmeyen, ya da ayni amaç dogrultusunda hareket eden siyasi anlayislarla nasil daha iyi bir araya gelebilirim. Iyi yapandan daha nasil iyi ilham alirima bakmak. Politik öngörülerini nasil kendi siyasetime, yasam kosullarima katabilirim de yatiyor.
Rakip degil, yüzde yüz örtüsmeyenle nasil bir araya gelebilirim. Bu yaratilan degerlerden nasil ilham alabilirime yönelmek. Kazanim saglanabilinecek, akil hocaligindan konumlandirildiginda, görüldügünde, hem politik, içsel ve ruhsal olarak yaratilacak degerlerin daha zengin oldugunu fark etmek.
Bizden önde olani, bizden daha iyi politikalar üreten ve bu konuda israr edenlerle yan yana durmak. Zenginlik daha saglam adimlarla ileriye gitmek mümkün olacaktir. Tüm rahatsiz oldugumuz bu çikmazlarin basit formülü vardir. Ancak, kisilik, çikar ve egolar rekabet dürtüsü. Sagduyuyu zayiflatinca daha insanlik ve Kürtlerin devletlesmesinin önündeki engel uzayacaktir.
Baska parti ve yanlis kisiliklerle kiyaslanmak çok saglikli bir degerlendirme degildir. Kendine ve siyasetine güven basarinin ve devletlesmenin en önemli ayagidir. Tüm siyasi kurumlar kendilerini kendileriyle kiyaslamali. Bu kendin ve dünya için, Kürdistan için küçük bir adim olabilir. Ama parti..miz için büyük bir adimdir. Saglikli ve emin adimlarla yürümek.
Bugüne kadar tarihimizde biriken hazineyi siyasi birimi iyi harcanmamasi heder edilmesi. Bugün bir çikis yolu bulmakta zorlaniyor Kürdistan insani.
Yaratilan degerleri, küçümsemeden, birbiriyle ugrasmak yerine enerji; siyaseti dogru koyanlarin yaninda yer alip kendini de ülkenin özgürlügüne katki büyük olacakti. Elinizdeki hazine tüketildi. Bir çocuga verilen harçlik gibi. Zamaninda yarinlar düsünülmeden harcandi. Birikim yapilsin diyenlere kulak asilmayan bir annenin çocugu gibi. Aç kalmakla kara kara düsünmekle. Ya da olmadik islere yollara basvurmaya sürüklendi kitleler. Bu durumdan sorumlu tek basina çocuk degil. Tüm ailedir.
Iste, siyasette de birbiriyle o kadar ayak oyunlari, çirkin kültürümüze insanliga sigmayan sözler kullanildi ki, yarin bugün birbirlerinden harçlik istemeyecek durumdan herkes sorumludur. Yan yana gelememek kötü örneklere yandas olmanin, iyi örnekleri dislanip yeterince sahip çikilmamasinin sonucudur.
Küçük adimlarla da olsa, iç sesiniz size egri oturup dogru konus diyorsa. Hala iyi seyler yaratmak için, iyi iyidir. Deyip yol alinmaya geç kalinmis degildir. Nasil mi?
Içinde bulunulan yanlis politikalar gösterilen hassasiyeti. Disinda rakip olarak gördüklerine yönlendirmek hoyratça kullanilan degerleri çogaltmaya yönlendirecektir.
Kendinize itiraf edilecek bir baska nokta, evinize, esyalariniza, arabaniza, maliniza mülkünüze tarlaniza bahçenize… gösterdiginiz hassasiyettin yüzde kaçini bu içinde bulundugumuz durumun kalmasi için çaba gösteren lider ve partiye gösteriyorsunuz.
Eger, feodal, dinin, köhne zihniyeti hala bu topraklarda kendini kabul ettirmemis olsaydi bu çikmaz denilen durumlardan, özgür topraklarimiza çoktan kavusmus olacakti.
Kizma birader! Egri de oturmuyorum, dogruyu da söyleyebilmek cesaret degil. Bilinç ve kültürel birikimin sonucudur.
Ittihat etmekle kendinizi sorumlu hissettiginiz feodal, dini yapilar, partilerinize de sosyal siyasal yasaminiz içine de islemis. Artik yapacaginiz çorbada bu usul mide bulandiriyor. Onca kan ve aci yanlis yerde, yanlis politikalarin pesinde takilan bir meleye mollaya baglilik gibi.
Dumura ugramis kitleleri kurtarmak. Üç bes de olsa, gerçekçi proje ve vizyonu olan lider ve parti öncülügünde olacaktir.
Acilarin faturasi, halka ve politik öngörüsü olan lider ve partiye çikartildi. Bitmis tükenmis gibi gösterilmeye içten ve disimizdaki olumsuz politikalara ragmen. Kervan yol almaya devam ediyor.
O kervan 200 yillik birikimin analizini yapmis. Son kirk yildir pratikte politika üreten Özgürlük Yolu’nun saga sola kaymayan, gerçek kervani ve onun gerçek sürdürücülerinin içinde yer aldigi, Hak ve Özgürlükler Partisidir.
Baska biri olmaya çalisirsan, baskalarina benzemeye çalisip pesinde sürüklenen kazanmis gibi gösterse de bu gerçekte böyle olmayacaktir. Pesine takilip gidilen, benzemeye çalistigin parti ve siyaset yöntemleri bir gün seni birakacaktir.
Var oldugun halinle gerçeginle seni kabul etmeyenlerin yaninda yürüyüp, onlara benzemek isteyenlere bir sözüm. Kime benzemek istediyseniz o bildigi yanlis yolda yürümeye devam edecektir. Tipki tarihte örneklerindeki gibi. Cebindeki tüm parayi bozdurur gibi. Kürt siyasetini harcatanlar bozuk paraya dönüsmüs. Onu harcaya harcaya bitmez diyenler, bitti.
Bu düzen bozuk para düzeni. Degistirmek ise, vizyonu ve varolusunu degistirmeyen politikacilarindir.
Yanimdaysan yolumdaysan, beraber bu yola eslik edebiliriz. Devamli bastigim yolu kaziyacaksan. Orda yer almamak enerjiyi ona harcamamaktir.
Sarji bitmis telefon gibi. Pili bitmis, politik anlayislar da köseye çekilip dinlenme zamanidir. Yola koyulan kervan. Dinlenerek kitleler üzerinde artik kötü enerji ve yanlis söylemlerinizle gölge etmeyin baska ihsan istemez.
En önemli engellerden biri olan, iftiraci gerçekçi olmayan, hayalperest söylem ve politikalariniz halka ve Kürdistan davasina akliniz ve vicdaninizin kabul edemeyecegi kadar zarar verdi.
Yaptiklarinizi yaptiniz, harçligini iyi kullanmayan çocuklardiniz.
Bir dakikaligina durup düsünelim. Sikâyet ettiginiz seyler tercihlerle ilgilidir. Istemediginiz halde bazi önemli adimlari sabote eder. Yillardir sikâyet edilen seyler nelerdi? Bunlarda payim neydi diye düsünmek her Kürdistanli yurtsever bireyin isidir. Sen neden degistiremedin. Görünüste sikâyet ettigin seylerde payin nedir?
Kendi hayatiniza bakip keske daha önce neler yapardim diye düsünmek. Iste o yapmasi gerekenleri henüz firsat varken, üretkenliginiz bitmeden yapmak tüm yillardir çabaladiginiz düzeltmeye çalistiginiz mücadelenize katki olmayacak midir?
Iyi ve güzel bir yürege sahip direngen insanlari kucaklamak, ruhlarina taniklik etmek, siyasi mücadele ve yasama arzumu kamçilayan en büyük etkenlerden bir tanesidir.
Kürdistanlilar, düz oturun, dogru konusun, bakin her sey nasil lehimize hedeflediklerimize dogru kanalize olacaktir.
Selam ve sevgilerimle. 21 Eylül 2022
Necla Çamlibel