Makale

Ergenekon ve Sivas

Ergenekon, devlet içindeki cinayet sebekesinin adi.

Tek bir amaci var, Türkiye’nin normallesmesini önlemek.

Kanla, cinayetle, suikastla, sabotajla, kitlesel katliamlarla sürekli olarak ülkeyi bir ‘uçurumun kenarinda’ tutmak ve Türkiye’yi bu uçurumdan ancak ‘ordunun kurtarabilecegi’ mesajini topluma yaymak.

Ordunun iktidari için bu ülkeyi perisan ettiler.

Ergenekon’un son halkasi ya da son halkasinin önemli bir kismi ele geçti.

Ama bu halka geçmise uzanan bir zincire bagli.

O zincirde salkim salkim ölüler asili.

Büyük katliamlar asili.

Geçen gün Taner Akçam, Nese Düzel’le yaptigi üç günlük söyleside, ‘toplumun milliyetçiligi tehlikeli degildir, devletin milliyetçiligi tehlikelidir’ diyordu.

Bunu, büyük olaylarda toplumun kendi kendine harekete geçmedigini, devlet tarafindan kiskirtilarak harekete geçtigini anlatmak için söylüyordu.

Bence çok dogru ve gerçekçi bir tesbit bu.

Bütün büyük facialar arkasinda, bugün son halkasini ele geçirdigimiz ve maalesef son zamanlarda saçma sapan nedenlerden dolayi inandiriciliginin ciddi biçimde zedelendigini gördügümüz o Ergenekon zinciri vardir.

Simdi teker teker o olaylara dönüp, zincirin geçmisteki parçalarini da yakalamaya çalisiyoruz.

Burada amaç sunu ya da bunu cezalandirmak degil, burada amaç o zinciri parçalamak ve bir daha devletin içinde hukuksuz bir is yapilmasini engellemek.

Basibos bir ejderha gibi kendi halkini yiyip kimseye hesap vermeyen hukuk disi bir yapiyi devletin içinden söküp firlatmak.

Ve, tabii böyle bir yapinin bir daha asla olusamayacagi hukuksal bir yapiyi kurmak.

Henüz bu yapiyi kuramadik.

Geçmisi temizlerken, gelecegimizi kurtaracak saglam çerçeveyi olusturamadik.

Böyle bir çerçevenin olusmamasi, o ejderhanin her zaman canlanmasina olanak saglayacak bir gevseklik birakir devletin içinde.

Öyle bir gevsekligin nelere yol açabilecegini görmek için de dönüp dönüp geçmise bakmamiz gerekir.

Sivas katliami saniklarindan besinin ‘zamanasimi’ nedeniyle paçasini kurtarmasi herkesin dikkatini Sivas’a çevirdi.

Kamu vicdani birçok olayda oldugu gibi gene yaralandi.

Zavalli kamu vicdani yara bere içinde zaten.

Geçmisten kalan yaralara yeniler de ekleniyor.

Bir elimizle adaletin huzur verici merhemini bir yaraya sürerken, öbür elimizdeki hançerle yeni yaralar açiyoruz.

Sivas katliami, sadece oteli kusatip insanlari yakan insanlarin isi degildi, arkasinda ciddi bir devlet gölgesi bulunuyordu.

O insanlarin, aynen Akçam’in söyledigi gibi devlet tarafindan kiskirtildigi ve katliamin bilinçli sekilde önlenmedigi anlasiliyordu.

Birçok insan gibi ben de katliamin yasandigi günü bugün gibi hatirliyorum.

Basbakan Tansu Çiller’di, basbakan yardimcisi Erdal Inönü.

Oteldekiler tam yedi saat boyunca yardim beklediler, Inönü’ye ulasip saldiriyi engelleyecek bir güç göndermesini istediler.

Sehrin disinda bekleyen askerî güçler yedi saat boyunca sehre sokulmadi, katliam engellenmedi.

O zamanin Ergenekon’u bir ‘Alevi-Sünni’ çatismasi yaratmak istiyordu çünkü.

Bir ‘seriat’ korkusu yaymak pesindeydiler.

Katliama katilip otelin içinde insanlari diri diri yakanlarin bir kismi yargilandi ama isin ‘asil’ sorumlulari hiç yarginin önüne gelmedi.

Simdi Basbakan Yardimcisi Bülent Arinç, ‘bu olayin ardindaki kamu görevlileri için de dava açilmasi’ gerektigini söylüyor.

Kesinlikle hakli.

Zamanin basbakani basta olmak üzere, o dönemde sorumlu olan herkes yarginin önüne çikarilmali, ölenlerin hesabi onlardan da sorulmali.

O katliami yapan kalabalik kadar, onlari kiskirtanlar ve katliami göz göre göre engellemeyenler de sorumlu çünkü o ölümlerden.

O günkü basbakan ya da Genelkurmay baskani Madimak Oteli’nin içinde olsaydi, o kalabaligin o oteli yakmasina izin verirler miydi?

Bes dakikada dagitirlardi hepsini.

Kalabaligi dagitacak güç orada vardi, harekete geçirmediler.

Bu korkunç cinayetlerin hesabini da hiç vermediler.

Arinç’in da söyledigi gibi bu dava kamu görevlilerini de içeren bir sekilde yeniden açilmali, o gün kalabaliklari kimin kiskirttigi, kimin olaya müdahale edilmesini engelledigi, basbakan yardimcisinin taleplerine ragmen kimin Madimak Oteli’nin önüne güvenlik güçlerinin gönderilmesine set çektigi ortaya çikarilmali.

Çikarilmali ki bu kanli zincirin buldugumuz her parçasini koparip atalim.

Çikarilmali ki günümüzde hâlâ Uludere katliamini gerçeklestirmeye cüret edenler bir gün yargilanacaklarini iyice anlasinlar.

Çikarilmali ki geçmisimizi temizlerken günümüzü ve gelecegimizi de temizleyebilelim.

—————————————

Taraf-15 Mart

Ahmet Altan

Back to top button