Makale

Evlatlik Ferhat Nasil General Mazlum Oldu?

”..ABD’nin Öcalan’i Kenya’da Türkiye’ye teslim etmesinden 20 yil sonra geldigimiz bu nokta üzerine herkesin düsünmesi gerekir.
Bir sorun çözülmezse sürekli boyut degistirerek, mutantlasarak daha içinden çikilmaz bir hale gelebiliyor.
Türkiye’nin çogunlugu, ‘ordu sefere çikti’ harareti içinde ne kadar farkinda bilinmez ama son bir haftadir yasananlarla artik dünyanin ‘Kürtler ‘ diye bir meselesi var. Kürt meselesi de artik uluslararasi bir sorun.
Tabii ki daha önce de Kürt meselesi dünyada büyük güçlerin, devletlerin gündemindeydi. Ama bu kez farkli olan ilk kez dünyadaki entelektüel çevrelerin, medyanin ve siradan insanlarin da gündemine girdi.
Trump karsitligi, ‘Trump ISID’i bitiren müttefikimize ihanet etti’ söylemi, Türkiye’nin otoriterlik yüzünden kötü imaji ne derseniz deyin, bu askeri operasyonun dünyadaki algisi, Suriyeli Kürtleri ya da genel olarak Kürtleri Filistinliler gibi mazlum, haklari savunulan, dayanisilan bir halk pozisyonuna getirdi.
Bu yüzden Türkiye, bir taraftan dünyaya YPG’nin PKK’yla olan aleni baglarini teshir etmeye çalisirken, bu duyarliliklar sebebiyle tam tersine PKK’nin önünde YPG üzerinden uluslararasi bir mesruiyet alani açildi.
PKK’nin önde gelen komutanlarindan biri artik ABD baskaninin telefonla arayip görüstügü müttefik bir ‘general.’
Operasyonun simdiden üzerinde durulmasi gereken baska ciddi sonuçlari da var.
Operasyonla, 40 yildir ilk kez sehirlerde alan hakimiyeti kuran PKK’nin fasizan ideolojik fantezilerini hayata geçirdigi ‘Rojava Devrimi’ ütopyasi çöktü.
Ugruna çözüm sürecini feda ettikleri, binlerce genci ikna edip saflarina kattiklari, benzerini Türkiye’de yapmak için hendek terörüyle bölgeyi yakip yiktiklari bu ütopya Esad ve Putin’in pek de demokratik ve ekolojik olmayan kollarinda artik.
Ama o ütopya çökerken, tam tersine bir gelisme yasaniyor. Bugüne kadar PKK’yla mesafeli Kürtler arasinda bile askeri operasyon, yeni bir Kobani sendromu ve Kürt milliyetçisi bir his dalgasi yaratmis görünüyor.
Bu kez öfkenin degil, yeisin egemen oldugu bir hissiyat bu.
PKK’yla kavgali olan Barzani çizgisindeki televizyon kanallarinin operasyon karsiti yayinlar yapiyor, Irak, Iran ve Avrupa’da PKK’yla mesafeli Kürt hareketleri protesto gösterileri düzenliyor, açiklamalar yapiyor.
Nurcu gelenekten gelen bir Kürt aydini olan Mücahit Bilici’nin dün Duvar gazetesinde çikan ‘Kürt mülk sahibi olmasin’ baslikli yazisi Türkiye’deki Kürtlerin açiga çikamayan hissiyatlarini yansitiyordu.
Operasyonun Kürt asabiyesine dokunmasinin sebepleri arasinda,
Suriyeli Kürtlerin büyük bir devlet karsisinda yalniz kalmasi, tarihin tekerrür edip bir kere daha büyük bir gücün ihanetine ugranilmasi, operasyon için kullanilan milliyetçi, fetihçi dil kadar, Türkiye’nin Irak Kürdistan referandumuna sert tepkisi, Demirtas ve HDP’lilerin tutuklanmasi, son kayyim kararlarinin yarattigi birikim de var.
Yurtdisinda görünür olabilen ama Türkiye’de görünür olamayan bu algi ve his, kisa, orta ve uzun vadelerde ciddi kirilmalara neden olabilir.
Bütün bunlari sürecin nükteleri olarak görmek pek mümkün degil.
Bu riskleri dile getirmek de vatan hainligi degil.
Ülkenin iyiligini düsünmenin tek bir yolu yok.
Acil bir durumu çözmek için askeri yöntemlerle sonuç almayi ülke için en dogru yol olarak görüp desteklemek kadar, bu kestirme yollarin, acil çözümlerin kisa ve orta vadede yaratacagi hasarlari düsünüp bir maliyet hesabi yapmak da ülkenin iyiligini düsünmek demek.
Ayrica kendi ülkesinin ayni anda hem ABD hem Iran, hem Avrupa Birligi hem Arap Birligi, hem Israil hem Filistin tarafindan kinanmasindan, Trump gibi bir meczubun diline düsmesinden, Putin gibi bir Rus milliyetçisine mahkum olmasindan rahatsiz olmak da herhalde vatanseverlikten sayilir.
—————————————————————–
16 Ekim 2019

Yildiray Ogur

Back to top button