Gerçek elbet bir gün Dersim’de de yürüyecek
Bizim Dersim’de cellatlarimizdan itibar dilenciligi yapacak ne kirli bir geçmisimiz ne de kültürümüz oldu.
Dersim topraklarinda yetismis herkesin bildigi bir gelenektir: ‘Bir cemaat toplantisinda konusmaniz gerekiyorsa sözü en son siz alin. Zira sizden öncekilerin neler düsündügünü iyice bir dinleyerek bilin ki, lafinizin da bir hükmü olsun.’ Dersim soykirimina dair çogu zamandan beridir devam edegelen tartismalari söyle bir zihnimden geçirdigimde, nedense aklima hemen bu söz geliverdi. Bizler, yani bu vahsetin bakiyesinden geriye kalan ‘gelecegin talihsiz çocuklari olan Dersimliler’, bugün bile hâlâ o döneme dair konustugumuzda, vücudumuzu bir ürpertiye teslim etmekten geri duramamaktayiz. 1937-38’de meydana gelenleri ‘her dizenin biraz eksik, her siirinde biraz yalan oldugu’ bir ülkede dile getirmek dahi, cellatlarimizin boyunlarina asili duran vebali anlatmaya kâfi degildir. Hele ki, kifayetsiz bir dilin sözcükleriyle yillardir acinizi anlatmanin dahi çok görüldügü bir ülkede yasiyorsaniz, söyleyeceginiz her söz muhataplarinizdan ziyade, yine dönüp, dolasip sizi yaralayacaktir. Yasadiklarimizdan ögrendik ve artik biliyoruz ki, yüzlesmeye açilmayan her kapi en çok da magdurunu incitirmis. Bosuna mi demisler, yüzlesmeden hiçbir sey geçmis olmuyor diye!
Itibar oyun(culug)unda solan ‘yeni’ perdeler
Daha birkaç dakika önce okudum. Dünden bugüne vatandaslarina her türlü zulmü reva gören ‘sanli cumhuriyetin’ kan denizinde vaftiz edilmis ‘bir partinin’ çocugu Seyyid Riza için konusmus: ‘Olmayan itibarin iadesi diye bir konu CHP gündeminde bulunmamaktadir’ (CHP Grup Baskanvekili Akif Hamzaçebi). Bu söz, Dersim soykirimini gerçeklestiren CHP’nin dilinden dökülen ne ilk ne de son lakirtidir. Böylece A. Hamzaçebi, soykirimin sorumlusu olan CHP’nin ayyuka çikan dehsetini, günaha yeni bir çagriyla da taçlandirmis oldu. Bu davetin en ironik yani, kendi yakinlarini dahi bu soykirima kurban veren Kiliçdaroglu ‘nun koruyucu kanatlari arasinda yapilmasidir. Bu yüzden de, yanlislariyla yüzlesmekten sakinan bir partinin, dogru bir hayati telkin eden arka fon müziginin maestrosu Kiliçdaroglu, Hamzaçebi ile ne kadar gurur duysa azdir. Yine de Hamzaçebi’ye hatirlatmakta fayda var, ‘bosuna çabalamayin, Kiliçdaroglu’nun CHP için ödün verdigi kendi geçmisinin yaninda, sizinkiler devede kulak kalir.’ Rüstünüzü ispatlayacaginiz yer, bu ülkenin Kürt ve Alevileri için manevi bir degeri olan Seyyid Riza’nin adina dil uzatmak degildir! Itibar dediniz ya, en çok da bunu ‘dilinize’ yakistirmadim. Sizden itibar dilenen oldu mu ki, tutturmussunuz bir itibardir gidiyor. Siz itibari en iyisi, cellatlarina diyet borcunu kendi halkina ihanet ederek yani basinizda yer alanlara ödeyin! Belki o zaman kendi aranizdaki bu itibar oyununda ödesmis de olursunuz! Bizim cellatlarimizdan itibar dilenciligi yapacak ne kirli bir geçmisimiz ne de kültürümüz oldu. Bilmeniz lazimdir ki, herkes kendisinde olmayani ister Hamzaçebi! Siyasetin kirli oyunlariyla acilarimizi devlet masalarina servis edenlerin, ‘yeni CHP’ palavralariyla bunu marifet belleten iskembe edebiyati ucuzluklari ancak Ankara ‘da prim bulur. Daha önce de söylemistim, yine söylüyorum: ‘Seyit Riza ve arkadaslari bizim önderlerimizdir. Kimsenin itibarlarini iade etmelerine de ihtiyaçlari yoktur. Asil, Dersim katliamini gerçeklestiren kisilerin (CHP’nin) bu halktan özür dileyerek itibarlarini alma ihtiyaçlari vardir’ (Zaman, 28 Kasim).
Yeni CHP demisken, eminim ki bu sözlerinizle, hâlâ sizden medet uman solcu, sosyalist ve sosyal demokratlarin kulaginda olusturdugunuz ‘küpe koleksiyonuna’ bir yenisini daha eklemissinizdir! Ama unutmayin sizin o ‘teneke takilariniz’ ancak kendi pazarlarinizda alici bulur. Emile Zola’nin da belirttigi gibi ‘gerçek yürüyor ve onu hiçbir sey durduramayacak.’ En çok da siz ve sizin ile ayni fikirde olanlarin takindigi sahte demokratlik maskesini düsürecegi günler yakindir. Dersim soykiriminin inatçi gerçegi daha simdiden bir sille olarak suratiniza inmisken, sizler hâlâ üç maymun oyunlariyla kendinizi oyaliyorsunuz. Aynaya bakin diyecegim ama görmeyen gözler için bu da beyhude bir çaba olacaktir. Kiliçdaroglu’nda bir katre vicdan kalmissa eger ‘Dersimlilerin, onu kendi ceddi olan Düzgün Baba’ya havale ettiginin’ ne menem büyük bir beddua oldugunu size anlativersin!
Hamzaçebi’ye bundan sonrasi için önerim, Seyyid Riza’nin onuruna dil uzatmadan önce, onun kim olduguna dair teferruatli bir arastirma yapmasidir. Mustafa Kemal’e hitaben söyledigi ‘senin yalanlarinla, hilelerinle bas edemedim, bu bana dert oldu. Ben de senin önünde diz çökmedim, bu da sana dert olsun’ sözü, bugün her Alevi ve Kürdün ilke edindigi ahlaki bir düstur olmustur.
Unutmayin ki Hamzaçebi, Seyyid Riza’yi asmaya gelen Ihsan Sabri Çaglayangil dahi onun onurlu durusuna hayran kalmistir: ‘Seyit Riza’yi meydana çikardik. Hava soguktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Riza, meydan insan doluymus gibi sessizlige ve bosluga hitap etti. ‘Evlâdi Kerbelayih. Bi hatayih. Ayiptir. Zulümdür. Cinayettir’ dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yasli adam rap rap yürüdü. Çingeneyi itti. Ipi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayagi ile tekme vurdu, infazini gerçeklestirdi ( ) Ihtiyarin bu cesaretini takdir etmekten kendimi alamadim. Asabim çok bozuldu ’
Umarim Akif Hamzaçebi, simdi neden bir tek ‘onurlu olanlarin ayakta öldügünü’ iyice bellemissinizdir! Çünkü onurlu olmak bir erdem meselesidir. Diz çökenlere de söyleyecek lafimiz yok zaten!
Cevdet Konak
Hozat belediye baskani
———————————————————–
Radikal-25 Aralik
Cevdet Konak