Gün legal, demokratik ve sefaf siyaset günüdür
Siyasal olusumlar; içinde bulunduklari zamanin toplumsal, ekonomik,siyasal ve kültürel kosullarinin ortamindan dogar, gelisir ve büyürler. Ancak siyasal olusumlarin, olusumunu doguran sebep ve kosullar ortadan kalktiginda, yeni sürece adapte olamayan yada gerekli yapilandirma ve açilimi gerçeklestirmeyen/gerçeklestiremeyen olusumlar üzücü ve aci da olsa, tarihin çöplügüne gitmekten kurtulamazlar, bu duruma sebep olanlar da iyilikle yadedilmezler.
Yeni kosullari red ederek, eski anlayis ve yapilarla mevcut durumu sürdürmeye çalisarak yeni kosullara direnmenin yarar yerine, gelisip, zenginlesmesi gereken, geçmisin bilgi, birikim ve deneyimlerinin, yok olma rizkinin gözönünde bulundurulmasi gereken bir olgu oldugu da unutulmamalidir.
Köklü geleneklere, bilgi, birikim ve kültürlere sahip olan partiler/örgütler, degisen dünya ve ülke kosullarina göre yeniden yapilandirilmaz, çalisma ve mücadele araçlarini çagin gereklerine göre donatmasalar, halktan ve kitlelerden kopmalari kaçinilmaz olur. Durum böyle olunca, küçük gruplar bu olusumlari kumpasa alarak bir hakimiyet olusturmaya çalisirlar. Bu gruplar geleneksellesmis aliskanliklarindan kopamadiklarindan ve baska bir liman bulamayiz endisesi ile, degisime karsi direndiklerinden örgütlerin/partilerin tüm degisim ve yenilenme çabalari maalesef sonuçsuz kalir.
Illegalite misyonunu tamamlamistir, sona erdirilmesi gerekir diye düsünenlerin sayisinin bir hayli fazla oldugu halde, ancak yillarin verdigi aliskanliklardan dolayi, bunu açikça dillendirmekten çekindikleri bilinen bir gerçektir. Bu gerçegi saklayarak, halen bu durumu sürdürmeye çalismalarinin makul bir açiklamasinin olacagini sanmiyorum!
Halbuki; geçmisle günümüzün kosullari kiyaslandiginda,demokratik ortamin gelistigi, siyasal atmosferin daha da olgunlastigi rahatlikla görülebilir. Legal zeminin güçlendirilmesi gerektigi böylesi bir dönemde, illegal yapilari sürdürmenin hakli ve makul hiç bir gerekçesinin olacagini da sanmiyorum. Söyleki,Türkiyede artik örgütlenme ve siyaset yapmanin önünde fazlaca bir engelin kalmadigini görüyor ve yasiyoruz. Illegal örgütlenme, mesru haklarin kazanilmasi için, yasalarin ve hukukun legal zeminde mücadeleye yol ve imkan vermedigi dönemlerde, zorunlu olarak uygulanan bir yöntemdir. Günümüzün kosullarinda illegalite gereksiz oldugu kadar, etik de degildir. Teknolojinin bas dönrürücü bir sekilde,herseyi ayan beyan ortaya döktügü ve bu sayede gizli hiç bir seyin kalmadigi bir dünyada yasadigimizi bilmeyecek çok az kimse vardir. En güçlü ve geliskin teknolojik imkanlara sahip olan devletlerden, hiç bir seyin artik saklanamayacagi gerçegi karsisinda, halktan ve partilerin tabanlarindan bir takim seylerin saklanmasi için illegal örgütlere birileri belki ihtiyaç duyulabilir!!! Böylesi partilere de halkin güven duymasi ve destek vermesi beklenebilirmi?
Türkiye’de, artik sistemin, uygulamadan kaynakli ufak tefek pürüzler disinda, legal siyasete izin verme sorunu kalmamistir. Kisiler, gelismeleri ve mevzuatlarda yapilan bir takim degisiklikleri takip etmediklerinden/edemediklerinden, kendi kusur ve yetmezliklerinin üstünü örtmek için halen sistemin kendilerini engelledigini ileri sürerek bir takim bahaneler üretebilirler. Ama, böyle bir tutum dogru degildir. Son gelismeler ve mevzuatlarda yapilan degisiklikler uzmanlarca incelenip, rapor haline getirilip kamuoyu ile paylasilirsa, yeni bir örgütlenme modeli ve mücadele yönteminin ne kadar gerekli ve can alici oldugu gerçegi anlasilacaktir.
“Kürd sorunun” çözümünü amaç ve ilke edinen her türlü dernek ve siyasal parti örgütlenmesi, yasal ve hukuki açidan artik olanak dahilindedir. Yeterki; halkin nasil örgütlenebilecegi konusuna yogunlasmayi bilelim, en önemlisi de legal partilerin organlari parti mevzuatlarina sikisikiya bagli kalinmasi gerektigi ve parti mevzuatini uygalamayi ilke edinmelidirler. Legal partiler kendi hukukunu uygulamak yerine,bir kaç kisinin agzindan çikacak söz ve verdikleri kararlara göre hareket noktasi tayin ve tertip ettikleri taktirde o parti, parti olmaktan çikar ne yaptigini/ yapacagini bilemeyen bir grup hareketine dönüsürki, en basta da buna sebep olanlara ve giderek herkese zarar vermeye baslarlar.
Illegal örgütlenme, dogasi geregi halka kusku ile bakan ve uzak duran bir anlayisin gelismesine neden oluyorki; bu da halkla kaynasmayi ve bütünlesmeyi engelleyen bir durum olarak karsimiza çikmaktadir. Yillardir illegalitenin kalibi içine sikismis olan kadrolarin halka açilamama ve küçük bir grupla yetinmesinin sebebini de burada aramak gerekir. Eger bu engeller asilamazsa, zaten soguk savas döneminin ürünleri olan illegal yapilar yeterince asinmislardir. Bu yapilar eger kendi bünyelerinde gerekli yenilenmeyi ve yeniden organize olmayi basaramazlarsa, yillarin kazanimlari da uçar gider…
Yillardir içine kapanmis olan ve halka açilmayan/ açilamayan, Illegal yapilarin artik irtifa, perspektif ve vizyon kaybettikleri ve legal mücadelenin isleyisine ve halkin örgütlemesine engel olusturduklari, bu nedenle, böylesi ciddi uluslararasi bir nitelik kazanmis olan, devasa bir sorun olan Kürd sorununun çözümüne illegal yapilarin derman olamayacaklari artik açik ve net olarak görülmektedir/görülmelidir.
Bu nedenle, legal demokratik partilerin, ne arkasinda, ne de önünde gizli çalisan hiç bir unsurun bulunmamasi durumunda; tek gücün halk kitleleri oldugu gerçegi ile siyaset yürütücülerini yüzlestirecek, Partiler, temel güç olan halka dayandigi zaman, tek gücün kitlelerde oldugu ve basarmanin bu yoldan geçtiginin gerçeginin kavranmasi zor olmayacaktir. Böylece arkasinda halkin ve kitlelerin oldugu siyasi olusumlarin mücadele kapasiteleri artacak ve örgütlenmede kalitenin hakimiyeti saglanmis olacaktir.
Kendi içlerindeki statükoyu yikamayanlar, genis halk kesimleri ile bulusamazlar ve de statüko ile mücadele edemezler.
Fehmi Atmaca