Haber

HAK-PAR 6 SUBAT 2023 DE MERKEZ ÜSSÜ MARAS PAZARCIK VE ELBISTAN DEPREMLERI ÖN RAPORU

6 Subat 2023 Pazartesi günü, ülkenin 10 ili ile Suriye’de pek çok yerlesim yerini etkileyen depremler meydana geldi.

Ilk deprem saat 04.17′ de gerçeklesti.

Bu deprem 7.7 siddetindeydi ve merkez üssü Maras’in Pazarcik ilçesi idi.

Bu depremi Saat 13.24′ te 7.6 büyüklügünde, merkez üssü Maras’in Elbistan ilçesi olan ikinci bir deprem izledi.

Her iki depremi de, bazilari 6 nin üstünde olmak üzere, yüzlerce artçi deprem takip etti. Bölgede artçi sarsintilar halen devam etmekte.

Sözkonusu depremler Maras, Antep, Urfa, Diyarbakir, Adana, Adiyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazig illerinde agir hasarlara yol açti.14 Subat 2023 itibariyle resmi açiklamalara göre 35 binin üzerinde insan yasamini yitirdi; 105 binin üzerinde yarali var. Binlerce bina ya tümden yikilmis, veya agir hasar almistir.

Deprem Suriye’de de pek çok yerlesim yerinde agir hasarlara ve binlerce can kaybina neden oldu.

Ölü ve yarali sayisinin çok daha yüksek rakamlara ulasacagi tahmin edilmektedir.

DEPREM Ve HAK-PAR

Hak ve Özgürlükler Partisi deprem haberinin duyulmasi üzerine, Genel merkezde bir kriz masasi olusturarak depremin etkiledigi il ve ilçelerle irtibata geçmis, parti teskilatina akan bilgilere göre yapilacak yardim çalismalarini kooridine etmeye baslamistir.

Basta Özgürlük Yolu Vakfi , KOMKAR ve Kürt Kav olmak üzere tüm dost sivil toplum örgütleriyle diyalog ve karsilikli yardimlasma içinde olmaya özen gösterilmistir.

Genel Baskan Düzgün Kaplan baskanliginda bir heyet olusturularak, depremin etkiledigi tüm illerde incelemeler yapilmistir.

Depremin yol açtigi yikimlari bizzat yerinde tespit eden heyetlerimiz, basta kurtarma çalismalari olmak üzere depremzedelere yapilan yardimlari yerinde incelemeye, eksiklikleri tespit ederek gerek resmi makamlari, gerekse sivil inisiyatifleri çözüm üretmeye tesvik etmistir.

Bu amaçla tüm yerel teskilatlar ve HAK-PAR kadrolari da harekete geçirilmistir.

HAK-PAR heyeti ve kadrolari özellikle Adana, Osmaniye, Antep/Islahiye, Urfa, Diyarbakir, Adiyaman, Malatya, Maras ve Elazig bölgelerinde depremzedelerle bulusmus, diger bölgelerde de yerel teskilatlari eliyle ve olanaklari ölçüsünde yardim ulastirmis veya kisisel/kurumsal yardimlarin ulasmasini koordine etmistir.

Hem Diyarbakir, Adana gibi illerde, depremin etkisinin görece zayif oldugu mahallelerde oturan arkadaslarimiz, hem de deprem bölgesi disinda kalan güvenli illerdeki tüm arkadaslarimiz evlerini, is yerlerini depremzedelerin kullanimina açmistir.

Bu dayanisma çabasinda özellikle Diyarbakir, Ankara, Konya, Antalya ve Istanbul’daki HAK-PAR kadrolari öncü bir rol oynamislardir.

Adana, Diyarbakir, Istanbul, Ankara, Mersin, Van , Izmir, Konya, Antalya basta olmak üzere tüm illerdeki HAK-PAR üyeleri deprem magdurlarinin barinma, giyim, gida, sicak yemek vs. ihtiyaçlarini karsilamak için seferber oldular.

Tüm partili arkadaslar depremden etkilenmeyen güvenli illere ulasan magdurlara da yardim için ciddi çaba gösterdiler.

Yine yurtdisindaki arkadaslarimiz HAK-PAR Dayanisma Dernegi ve KOMKAR gibi güçlü sivil toplum örgütleriyle birlikte büyük bir mali kampanya gerçeklestirdiler. Deprem magdurlarina usaltirilmak üzere gida ve giyim esyasi basta olmak üzere çok sayida materyali içeren yardimlar gönderdiler.

Çok kisitli imkanlara ragmen Parti teskilatimizin, kadrolarimizin, dost kurumlarla birlikte depremzedelere yardim için gösterdigi çaba, dayanisma taktire degerdir. Ve bundan sonraki süreçtede devam edecektir.

Öte yandan Güney Kürdistan Federe Bölgesi baskani sayin Neçirvan Barzani ve heyeti ile, Barzani Yardim Vakfi’nin depremden etkilenen yerlere yardim için seferber olmasindan, araç, gida, ambulans basta olmak üzere hayati önemdeki yardim malzemelerini il il dolasarak magdurlara ulastirma çabasi içinde olmalarindan hem büyük bir memnuniyet hem de gurur duydugumuzu belirtmek gerekir.

Adiyaman Il baskanimizi maalesef depremde yitiridik.

HAK-PAR Adiyaman il Baskanimiz Mustafa Ertürk, depremde hayatini kaybetti.

Ertürk’ün vefati deprem dolayisiyla içinde bulundugumuz derin üzüntüyü kat be kat arttirdi.

Genel baskan Düzgün Kaplan, Baskanlik kurulu üyesi Mahsun Çelebi, PM üyeleri Mustafa Aytas, Behçet Tektekin, Hanifi Eren ile partililerden olusan bir heyet Mustafa Ertürk’ün kabrini ziyaret etti, Ailesine taziyelerini sundu. Yarali oglunu hastahanede ziyaret etti. Acil ihtiyaçlarini karsilamak için gayret içinde oldu.

TESPITLER

6 Subat 2023 Pazartesi günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklügündeki depremlerden önce Türkiye’de çok sayida deprem oldugu bilinmektedir.

Son 30 yila bakildiginda; 1992 Erzincan da, 1995 te Dinar’da, 1998 de Ceyhan’da, 1999 da Gölcük, 1999 da Düzce, 2002 de Afyon, 2003 te Bingöl, 2010 da Elazig, 2011 de Van, 2020 de Elazig ve Izmir’de depremler meydana gelmisti.

Sözkonusu bu depremlerde de çok sayida insan yasamini yitirmis, depremlerin vurdugu yerler, yerle bir olmus, agir tahribatlar yasanmisti.

Son 30 yilin deneyimi, idareciler için bir alarm olmadi.

Bu son yikici deprem, idarecilerin, depreme karsi çok daha ciddi önlemler alma konusunda harekete geçmek yerine, tam bir vurdum duymazlik içinde olduklarini gösterdi.

Mevcut yikimi bir kaç mütahite fatura etmek, basini kuma gömmek olacaktir.

Türkiye’de hem merkezi yönetimler, hem de yerel yönetimler sorumluluklarini kabul etmeli ve sonuçlariyla açikça yüzlesmelidir.

6 Subat 2023 te meydana gelen deprem bilim insanlarinin çok önceden haritaladigi, neredeyse tüm ayrintilariyla faylarin yerlerini ve üretecekleri depremleri gösterdikleri alanlarda meydana geldi.

Yani sürpriz bir depremle karsi karsiya degiliz.

Elbette dayaniksiz binalari yapan mütahitler sorumludur. Ancak, aktif fay hatlari üzerinde çok katli binalar yapilmasina onay veren, gerekli denetlemeleri yapmayan tüm merkezi ve yerel yöneticiler de en az onlar kadar sorumludur.

Türkiye’de sehirlerin planlanlamasinda tam anlamiyla yüksek rant kaygisinin egemen olmasi, bugün ki agir bilançonun da dogmasina neden olmusur.

Fay hatlarinda ve verimli tarim arazileri üzerinde kurulan sehirlerde gerekli bilmisel çalismalar yapilmadigi, veya yapilan çalismalarin dikkate alinmadigi ortaya çikmistir.

Fay hatlarinda, ana kayanin çok derinlerde oldugu, zayif zemin kosullarinda 10/15 katli binalar insa etmek, bu tür binalasmayi ‘moderlesme’ adina tesvik etmek ve deprem açisindan denetlememek, agir hasarlarin nedeni olmustur.

Yikilan veya agir hasar alan binalarin çogu, 2000 yilindan önce yapilan binalar olsada, önemli bir kisminin da 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüge giren deprem yönetmeliginin çiktigi tarihten sonra insa edilen binalar oldugu tespit edilmistir. Bu durum hem malzeme zaafiyetine isaret etmekte, hem de gerekli nitelikli denetimlerin yapilmadiginin açikca göstermektedir.

Türkiye deprem ve dogal afetlerin siklikla görüldügü bir ülkedir.

Merkezi ve yerel iktidarlarin öncelikli görevi, çagdas bir afet yönetimi mekanizmasi olusturmak olmalidir.

Afet yönetimi afet sirasinda ve özelliklede afet gerçeklesmeden önce yapilacaklari da kapsar.

Risk alanlarinin tespiti, bu alanlarda olasi zararlarin önceden alinacak tedbirlerle en aza indirgenmesini, yani ciddi bir ön hazirligi gerektirir.

Maras Pazarcik ve Elbistan merkezli bu deprem de gösterdi ki afet öncesi yapilmasi gerekli çalismalar savsaklanmis, sadece arama kurtarma faaliyetlerinin organizasyonu ile yetinilmistir.

Depremin sadece bir ilde ve kisitli bir alanda degilde, 10 il gibi genis bir cografyayi etkilemesi ve on bini askin binanin yerle bir olmasi, arama kurtarma faaliyetlerinde de büyük yetersizligi gözler önüne sermistir.

Uluslararasi büyük destege ragmen, Türkiye’de arama kurtarma faaliyetleri daha çok büyük kent merkezlerinde çok katli binalarin bulundugu alanlarda yogunlasmis, ilçeler ve köyler, kaderine terk edilmistir.

Depremin vurdugu illerin bazilarinda hava alaninin tahrip olmasi veya kara yollarinin da pek çok yerde kullanilamaz hale gelmesi, yardim araçlarinin ulasimini geciktirmistir.

Yine yardimlarin sadece devlet kurumlari üzerinden yapilmaya zorlanmasi, ilk günlerde özellikle bazi il, ilçe ve köylere yardim ulasimini engellemistir.

Fakat daha sonra bu durum fiilen asilmis, halkin, sivil toplum örgütlerinin fedakarca seferber olmalari sonucunda, hemen hemen her yere yardim ulastirismaya baslanmistir.

Sonuç Olarak

Bu deprem de gösterdi ki asiri merkezilesmis idari sistem hantaldir ve sorunlarin çözümü konusunda yetersizdir.

Türkiyenin federal tarzda yeniden yapilanarak, güçlü yerel yönetimlere yani ademi merkeziyetçi yapiya kavusmasi, bu türden afetler karsisinda bölge sorunlarina daha gerçekçi, hizli müdahale edilmesine imkan verecektir.

Türkiye Kürt karsiti politikalari sürdürmek için militarist çarka büyük bütçeler harcamak yerine, bu kaynaklari kentlerin yeniden insasina veya rehabilite edilmesine harcamalidir.

6 Subat Pazarcik ve Elbistan depremleri zayif zemin yapisina sahip bölgelerde meydana gelmistir.Bu bölgelerde deprem riski ön görülerek binalar özel mühendislik hizmetleri alinarak yapilmasi gerekirken bu kural gözardi edilmistir.

Hiç olmazsa bundan sonra yapi üretim süreci tüm asamalarinda ciddiyetle ve bilimsel gerçeklige uygun olarak ele alinmalidir.

Deprem öncesi alinmasi gereken önlemlerin yapilmamasi bir yana, deprem gerçekelestikten sonra da arama kurtarma çalismalari için organize olmakta çok geç kalinmis, tüm dünyadan akan arama kurtarma ekipleri büyük kentlerde ve kisitli bölgelerde yogunlasmis, çalismalar yetersiz kadro ve ekipmanla yürütülmüstür.

Günlerce arama kurtarma ekiplerine ulasamayan depremzedelerin çirpinislari içler acisidir.

Bu durum arama kurtarma ekiplerinin koordinasyondaki eksiklikleri göstermektedir.

Tüm bu olumsuzluklara ragmen, depremin duyulmasinin hemen ardindan sivil alanda meydana gelen yüksek dayanisma çabasi taktire sayandir.

Tüm sivil toplum örgütlerinin, yüksek bir performansla ve hizlica organize olarak deprem bölgelerine yardim yetistirme yarisinda olmalari, örgütlü toplumun gücünü de göstermesi açisindan dikkate degerdir.

Tüm toplum yardim için seferber olmusken, hazirlanan yardim araçlarinin koordinasyonunda rol alan resmi kurumlarin ciddi eksikliklerin öne çiktigi gözlemlenmistir.

Devlet yardimlari ihtiyaç duyulan bölgelere zamaninda ulastirmada yetersiz kalmistir.

Barinma ve gida konusunda ciddi insani krizler yasanmistir.

Yeni felaketlerin önüne geçmenin veya etkilerin minimum seviyeye çekmenin yolu, hem merkezi yönetimin, hem de yerel yönetimlerin sorumluluklarini kabul etmesi ve sonuçlariyla açikça yüzlesmesi ile mümkündür.

Büyük depremler üretecek fay hatlari üzerindeki Türkiye hem idari yapisini revize etmeli, yerel yönetimleri güçlendirmeli, hem de mevcut depremlerden dersler çikararak yapilasmalarda ‘Rant’i degil yasami önceleyen, bilimsel verilere uygun politikalar üretmelidir.

15. 12. 2023

Hak ve Özgürlükler Partisi
HAK-PAR Genel Merkezi

Dengê Kurdistan

Back to top button