Haber

HAK-PAR Istanbul Il Örgütü: Halepçe Ikinci Hirosima’dir!

Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Istanbul Il Örgütü, Halepçe Katliamini basin açiklamasiyla protesto etti. 16 Mart 2013 Cumartesi günü Galatasaray Lisesi önünde yapilan açiklamaya, Hak-Par Genel Baskan Yardimcisi Mehmet Celal Baykara, Parti Meclisi Üyesi Mahmut Döger, Kadiköy Ilçe Baskani Ahmet Engin, parti yönetici ve üyelerinin yani sira Kürt-Kav Baskani Kasim Ergün, Baskan Yardimcisi Mazhar Kara katildi.

Hak ve Özgürlükler Partisi Istanbul Il Baskani Semra Arcan Gökçen tarafindan okunan basin açiklamasini okurlarimizla paylasiyoruz.

BASINA VE KAMUOYUNA
HALEPÇE IKINCI HIROSIMA’DIR!

Güney Kürdistan’da küçük bir kenttin adidir Halepçe. Irak Diktatörü Saddam Hüseyin’in 16 Mart 1988’de yaptigi kimyasal katliamla duyurdu adini.

Irak’in zorba lideri Saddam Hüseyin; her zorba diktatör, her kanli rejim gibi zulmünü ilelebet sürdürmek için, hem kendi halkina, hem de komsu halklara kan kustururken, Güney Kürdistan’da yasayan Kürtlerin hakli ve mesru taleplerini bastirmak, özgürlük mücadelesini yok etmek için de sayisiz kanli operasyonlar düzenliyordu. Bu operasyonlar 1986 yilinda tam anlamiyla jenoside dönüsmüstü. ‘Enfal’ adi verilen ve Kürtlerin kökünü kazimayi hedefleyen bu operasyonlarin bir devami olarak, 16 Mart’ta Kürt sehri Halepçe’de inanilmaz bir vahsete girisir.

Savas uçaklari, Saddam’in emriyle, Halepçe’ye gaz bombalari ve kimyasal silahlar yagdirdilar. Bombardiman üç saat sürdü. Bombardiman bittiginde sokaklarda ölüm sessizligi ve ortalikta binlerce ceset vardir. O gün, çogunlugu çocuk ve kadin 7 bin Kürt can verdi, 15 bin kisi de yaralandi. Dünya Saglik Örgütü’nün raporuna göre günümüze kadar kimyasal saldiri nedeniyle 43 bine yakin kisi öldü, 61 bin kisi de sakat kaldi.

Bu kanli katliam kurtulan on binlerce Kürd, Türkiye ve Iran sinirina dayandi.
O zamanlar adi kuzey iraklilar(!) olarak anilan Kürtler, sigindiklari ülkelerde içler acisi mültecilik sartlarinin yani sira agir tabiat sartlarinin da kurbani oldular. Binlerce Kürd yolarda, soguktan, açliktan ve hastaliklardan dolayi yasamini yitirdi. Kürtler, bu büyük drami 20. Yüzyilda; güpegündüz, insanligin gözleri önünde yasadilar. Dünya kamuoyu ise bu katliami sessizce izlemekle yetindi.

Halepçe katliamini, babasinin kucaginda ölen bebegin o unutulmaz fotografi ile tespit eden ve çektigi bu fotografla taninan gazeteci Ramazan Öztürk tanikligini söyle dile getirir:

“Bütün sokaklar cesetlerle doluydu. Etrafta dayanilmaz bir koku hâkimdi. Körpecik bebelerden bazilarinin derileri kavrulmus, bazilarinin vücudu mosmor olmustu. Cesetlerin çogu kadin, çocuk ve yasli insanlara aitti. Bazi bebekler annelerinin kucagindan firlamis yerde sere serpe yatiyordu. Kimi evinin avlusunda kurulmus sofra basinda; kimi kapinin esiginde; kimi bebegini emzirirken; kimi oyun oynarken yakalanmisti zehirli ölümün pençesine…

Sehrin disindaki bos tarlalarda ise, toplu halde ölmüs yüzlerce insan vardi. Uzaktan bakildiginda, sanki tarlalarda ot yerine insan bedenleri biçilmisti. Bu açik hava mezarliginda, yine kadin ve çocuklar çogunluktaydi. Hepsi birbirlerine sokulmus, korkunç ölüme teslim olmuslardi.
Bazilari ise, su birikintilerinin basinda ölüvermislerdi. Bunlar da, kimyasal gazlarin yaktigi vücutlarini suyla islatarak kurtulmaya çalisanlardi. Toplu cesetlerin arka planinda, otlarken yine zehirli gazin etkisiyle telef olmus ve vücutlari sismis hayvanlarin görüntüsü göze çarpiyordu. Kisacasi, bomba isabeti almis birkaç binanin disinda her sey yerli yerindeydi, ama bütün canlilar ölmüstü.”

Sivil halka karsi bu tür ve bu büyüklükte bir bombalama o zamana kadar hiçbir yerde gerçeklesmemisti. Saldirida kullanilan Hardal gazi; Deriyi tahris ederek solunum yollarini ve gözleri etkiliyor, sinir sistemine inanilmaz zararlar veriyor, su ve yiyeceklere kolayca karisiyor, solunum sistemini de bozuyor.

Uzmanlar, hardal gazinin etkilerini dile getirirken: “Nagazaki ve Hirosima’da iyonlasan atomlarin tersine, hardal gazi gelecekteki nesil için de tehdit olusturuyor. Bu gaza maruz kalan insanlar, yillar sonra bile büyük acilar çekecek, uzun vadede özellikle DNA üzerinde önemli zararlara yol açacak” diyorlar.

Evet, 20. Yüzyilin kinci Nagazaki ve Hirosima saldirisi, Irak’in kanli diktatörü eliyle sirin bir Kürd Kenti olan Halepçe de yasandi.

Tarihin bu trajik sayfasi da gösteriyor ki zalimlerin gelecegi yoktur. Hak ve Özgürlükleri için ayaga kalkmis hiç bir halkin hakli mücadelesi zor, baski ve katliamlarla bastirilamaz. Ne kadar zalim olursa olsun, ne kadar zulüm yaparsa yapsin, her zorba rejim en sonunda yerle bir edilmis, tarihin çöplügüne gönderilmistir.

Biz Hak ve Özgürlükler Partisi olarak; Kürt halkina karsi yapilmis bu soykirimi bir kez da lanetliyor, yasamini yitirenleri saygiyla aniyoruz.

Kahrolsun diktatörlük!

Yasasin Kürt halkinin özgürlük ve demokrasi mücadelesi!

HAK-PAR

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTISI

ISTANBUL IL ÖRGÜTÜ

Dengê Kurdistan

Back to top button