Makale

Hendek taraftarlarina bir çift sözüm var

Dün gazetelerde söyle bir haber vardi: Silopi ve Cizre’de 110 PKK’li terörist öldürüldü. Haberi okuyunca içimden söyle dedim: Allah bilir öldürülenlerin içinde 25 yasinda büyük kimse yoktur.

Gencecik çocuklar gözümüzün önünde öldürülüyor ve hayatlarinin baharinda topraga veriliyor. Bu ülkenin evlatlari, bu ülkenin canlari yok ediliyor.

Üstelik kendi çocuklarini öldürmekten mutlu olan bir iktidar ve bu vicdansizliktan gururla bahseden insanligini yitirmis bir medyamiz var.

Silopi, Cizre, Yüksekova, Nusaybin, Silvan…

birer birer tahrip ediliyor. Bir lokma ekmek buldugunda mutlu olan gariban, yoksul insanlar evlerini, yurtlarini terk ediyor.

Camiler, kiliseler, hanlar… bölgenin yüzlerce yillik tarihi yapilari yok ediliyor. Okullar tatil edilmis, çocuklar egitimsiz birakilmis.

Yani anlayacaginiz en büyük sorunlarimizdan Kürt sorununun tüm yükü hendekler üzerinden 15-20 yas arasi çocuklarin ve yoksul halkin sirtina yüklenmis.

Bütün bedel onlara ödetiliyor.

Hiç mi caniniz yanmiyor?

Canini veren onlar. Yoksulluga bogulan onlar. Ögretmensiz kalan onlar. Evlerini, sehirlerini, mahallelerini, islerini, evlatlarini kaybeden onlar.

Hal böyleyken ne yapacagiz? ‘Hendekler dogru bir yöntem’ deyip yüzlerce çocugun öldürülmesine, on binlerce insanin evsiz kalmasina neden olan ve en çok da Kürtlere zarar veren bu yanlis mücadele yöntemine alkis mi tutacagiz?

Yoksa ‘Evladim sen daha 15 yasindasin. Bu isler senin isin degil. Bu devletin en basarili oldugu alan kendi çocuklarini öldürmek. Bu nedenle sen bu islerden uzak dur. Bizim farkli bir mücadele yöntemi gelistirmemiz gerekiyor’ mu diyecegiz?

Hangisi daha insani? Hangisi daha vicdani? Hangisi daha akla uygun?

Bir haftada 110 çocuk öldürülmüs diye bayram eden bir iktidar ve onun yandasi gözü dönmüs gazeteciler var, görmüyor musunuz?
15 yasinda çocuklar mezara gönderiliyor, hiç mi vicdaniniz sizlamiyor?

7 Haziran’dan bugüne bine yakin asker, polis, sivil ve PKK’li genç öldürüldü. Yüz binlerce aile evini, yurdunu terk etti, hiç mi caniniz yanmiyor?

Hem tüm bunlar ne için?

Ülke fasizme kaymis, kimsenin nefes alacak hali yok. Böyle bir ortamda ‘özerk yönetim’ diyerek o çocuklari ölüme gönderenler ne yaptiklarinin farkinda mi?

Üç yildir baris ortami vardi. Her konu rahatlikla tartisiliyordu. Niçin tek bir gün agzinizi açip da özerlik tartismasi baslatmadiniz?

Niçin insanlarin kafasindaki ‘Özerklik nedir? Nasil bir seydir? Ülkeye iyilik mi getirir yoksa kötülük mü? Özerlik olunca Kürtlerin hayatinda ne degisecek…?’ gibi sorulara cevap olacak en küçük bir çaba içerisine girmediniz?

Despotlugun, zorbaligin, hukuksuzlugun kol gezdigi bir dönemde yangindan mal kaçirir gibi özerlik talebinde bulunmak, devlete ‘Gel benim çocuklarimi öldür, sehirlerimi yik, halkimi evsiz, yurtsuz birak’ demekten baska bir sey degil.

Yok mu baska bir yol?

Elbette özerklik de alabilirsiniz öz yönetim de.

Fakat bunun yolu bu mudur? 15 yasindaki çocuklari cepheye sürmek midir? Insan haklari, özgürlük, demokrasi mücadelesi denilince niye akliniza yalnizca silah geliyor?

Insan hakki, insan onuru için bir insanin kendi yasamindan vazgeçmesini öneren bir mücadele yöntemi hangi aklin ürünüdür?

Evladim öldükten sonra gelecek insan hakkinin da özgürlügün de cani cehenneme. Niçin kafa yorup insani, demokratik mücadele yollari bulmuyorsunuz?

Yok mu baska bir yol? Yok mu baska bir yöntem?

Özerklik için kaç çocugu gözden çikardiniz? Daha kaç sehir yok edilirse, daha kaç aile evinden, yurdundan sürülürse sizin vicdaniniz sizlayacak?

15 yasindaki çocuklarin eline bir silah vererek tanki, uçagi, topu, tüfegi olan ama vicdani olmayan devletin karsisina dikiyorsunuz.

Bu adalet midir? Bütün yükü 15 yasindaki çocuklarin sirtina yüklemek… Ayip degil mi?

Konforlu hayatlar sürüp sonra da ‘Bu çocuklari anlamak lazim’ diyerek o çocuklari göz göre göre ölüme göndermeyi vicdaniniz nasil kabul ediyor?

‘Ne yapalim bu çocuklar bizi dinlemiyor’ diyerek sorumluluktan kurtuldugunuzu mu saniyorsunuz? Eger dinletecek kadar etkili sözünüz yoksa o zaman niye liderlik, vekillik, önderlik sefasi sürüyorsunuz?

Hepimizin çocuklari ya en iyi kolejlerde veyahut en iyi devlet okullarinda okuyor. Fakat Cizre’deki o çocuklar sizin yetersizliginiz, dar görüslülügünüz, nobranliginiz, devletin de akilsizligi yüzünden okulsuz, ögretmensiz kaldi.

Bu nasil bir rezalettir?

Sadece Kürt siyasi hareket mensuplari degil, hendek politikasina destek veren medya mensuplari, gazeteciler, aydinlar da var.

‘Evladim sen daha çok küçüksün, senin yasaman lazim, ölmen degil. Bir silahla bu devletin karsisina dikilirsen bu devlet gözünü kirpmadan seni öldürür ve bununla da gurur duyar’ deyip o çocuklari yaptiklarindan vazgeçireceklerine ‘Bu çocuklar hakli deyip’ daha da cesaretlendiriyorlar.

Birbirimizi kandirmayalim

Baskasinin hayati üzerinden iktidara muhalif olmanin dayanilmaz hafifligi.

Eger hendek politikasi dogruysa, eger bununla bir yol kat edilecegine inaniyorsan niye gidip onlara destek olmuyorsun? Niye o hendeklerde sen de yoksun? Buyur hendege madem.

Niye ölen sadece onlar?

Benim en çok canimi yakan ne biliyor musunuz?

Ikili sohbetlerde ‘Yok canim PKK’nin da yaptigi is degil. Böyle bir ortamda hendek politikasi çok yanlis’ deyip sonra tersi yazilar yazan kimi gazetecilerin ve demeçler veren kimi siyasetçilerin bu akil almaz tavri.

Sirf Kürtlerin magduriyeti üzerinden güç, itibar, taraftar kazanmak için o çocuklarin öldürülmesine sessiz kaliyorlar. Sadece sessiz kalsalar iyi. Onlari vicdanini yitirmis bu iktidara kurban ediyorlar.

Birbirimizi kandirmayalim.

Ölünecekse de biz ölelim

Kimse bize ‘Devlet Kürtleri öldürüyor, o nedenle hendekler savunma amaçli kazildi’ mavalini okumasin. Hepimiz ne oldugunu biliyoruz.

Siz gerilla savasini sehirlere tasidiniz. Devlet de buna en vahsi, en gaddar, en insanlik disi yöntemlerle cevap veriyor. Siyasi beceriksizliginizi o hendeklerin ve o hendeklerdeki çocuklarin arkasina saklayamazsiniz.

Tarih eninde sonunda yaptiginiz bu yanlisin bedelini size de ödetecek.

Diger taraftan devlet sadece Kürtlere degil, ‘baris, özgürlük, dostluk, dürüstlük, insanlik, esitlik’ diyen herkese karsi gaddar ve acimasiz.

Dogru düzgün, akilci, stratejisi olan bir mücadele yöntemi bulun da, bu degerleri ‘paylasan ve savunan’ hepimiz sizin yaninizda saf tutalim. ‘Baris, esitlik, özgürlük için mücadele’ diyen herkese, hepimize düsen, toplanip gidip o çocuklari ikna edene kadar o hendeklerde yatmaktir.

Yapin böyle bir organizasyon, çagirin aydinlari, yazarlari, siyasetçileri, gazetecileri, aci duyan halki, gidip o çocuklari bu iktidarin hedefi olmaktan kurtaralim.

Sonra hep beraber siddet içermeyen, barisçi, kimsenin canina, malina zarar vermeyen bir yöntemle mücadele verelim.

Buna ragmen ölünecekse de, biz ölelim, hayatinin baharindaki o çocuklar degil.

————————————————-

Internet Haber-21 Aralik

Levent Gültekin

Balkêş e ?
Close
Back to top button