Makale

Idama giderken kelepçeli bilekleriyle ailesine yazar: ‘Acele ediyorlar, kisa oldu!’

Istanbul’daki evlerinin kapisi çalinir. Yil 1980, 12 Eylül askeri darbe dönemidir. Kapiyi baba açar. Soru irkilticidir, yüregi daglanir: ‘Oglun idam edildi, cesedini alacak misin?’ Kiz kardesi anlatir: ‘Abim, yalniz donu üstünde oldugu halde, cezaevinin battaniyesine sarili olarak tabuta konuldu. Onlarca polis ve jandarma esliginde mezarliga getirildi. Bizler zorla uzaklastirildik.’

Istanbul’daki evlerinin kapisi çalinir. Yil 1980, 12 Eylül askeri darbe dönemidir.
Kapiyi baba açar.
Soru irkilticidir, yüregi daglanir:
‘Oglun idam edildi, cesedini alacak misin?’
Kiz kardesi anlatir:
‘Abim, yalniz donu üstünde oldugu halde, cezaevinin battaniyesine sarili olarak tabuta konuldu. Onlarca polis ve jandarma esliginde mezarliga getirildi. Bizler zorla uzaklastirildik. Abimin bedeni, o eski battaniyeye sarili halde çukura atildi. Abime karsi son görevlerimizi yerine getirmemiz engellendi.’
Baba, savciya gider.
Oglunun son mektubunu ister.
Savci oyalar.
Aksama dogru yanit gelir:
‘Emir var, mektup verilmeyecek!’
Baba, 12 Eylül’de daragacina giden oglunun mektubunun pesini birakmaz, 26 yil ugrasir.
Oglunun idamdan on dakika önce, bilekleri kelepçeli oldugu halde ailesine yazdigi mektubun son cümlesi söyledir:
‘Acele ediyorlar, kisa oldu.’
Kiz kardesi, bunlari anlatir ve hasta yataginda yargilanan 12 Eylül darbesinin lideri Evren Pasa’ya sorar:
‘Kendinizi abimin katili olarak hissediyor musunuz?’
Cevap alamaz, yine sorar:
‘Bizim canlarimizi idam ederken, ‘Asmayalim da, besleyelim mi?’ demistiniz. Biz 32 yildir vergilerimizle sizi besliyoruz. Kendinizi nasil hissediyorsunuz?’
Yanit yine yoktur, devam eder:
‘Yüreksiz oldugunuz için mi bu sorulara yanit vermiyorsunuz?’
Evren Pasa bu sorulari yanitsiz birakir ama 12 Eylül’ün idamlarini savunur, hastane yatagindaki durusmasinda:
‘Bir sagdan, bir soldan astik!’
Ayrica, 12 Eylül darbesine de toz kondurmaz:
‘Bugün olsa yine yapardik!’
Hasta yataginda bile olsa Evren Pasa’nin yargilaniyor olmasini demokrasi adina önemsiyorum.
12 Eylül bu ülkeye çok büyük kötülükler yapti.
Demokrasiyi, hukuku, insan haklarini ayaklar altina aldi.
Kürt sorununun derinlesmesine, PKK’nin sahneye çikmasina, kalkinmaya gidecek maddi ve manevi kaynaklarin savasa harcanmasina yol açti.
Siyaset yasaklariyla siyaset sahnesinin bölünüp parçalanmasinin tohumlarini atti, 2000’lere kadar kurtulamadigimiz siyasal istikrarsizligin zeminini hazirladi.
Yaptigi anayasayla demokrasi ve hukuk devletini ikinci, hatta üçüncü siniflastirdi, rejimin tepesine askeri vesayeti koydu.
Lafi uzatmak gerekmiyor.
Evren’e, Türkiye’de bir darbe liderine ‘hukuk’un dokunabildigini görmek iyi bir gelisme…
Ama yetmez!
Evet öyle.
Ne yapmak gerekir sorusunun bazi ipuçlari, Orhan Kemal Cengiz’in asagidaki sözlerinde yer aliyor:
‘Geçmiste enselerine kursun sikilarak öldürülen insanlarin, yargisiz infazlarin, jandarmada kaybolanlarin, köy yakmalarin hesabini soracagim diyen bir siyasi irade yok ortada.
Ergenekon’un tamamen ortaya çikmasi için bir, JITEM’in, iki, Özel Harp Dairesi’nin yapisinin desifre edilmesi lazim. Ama Özel Harp Dairesi’nin kapagi bile açilmadi daha. 6-7 Eylül’ü de, Alevi katliamlarini da bunlar organize ettiler.
Ermeni kirimlarinin ve geçmisteki diger cinayetlerin hesabini sormamis bir toplum bu. Ergenekon’un ucu, yüz sene öncesine gidiyor. Bu yüzden Ergenekon, isin ucu nereye giderse gitsin diyen bir iradeyle ancak ortadan kaldirilabilir.
Bizim Ergenekon’un ortaya çikarilmasindan anladigimiz nedir? Suça batmis derin devlet yapisinin tamamen tasfiye edilmesidir. Eger Ergenekon bütün unsurlariyla ortadan kaldirilmak istenseydi, Uludere’nin hesabi sorulurdu. Çünkü Uludere, Ergenekon zihniyetinin ve geleneginin ciddi bir devamidir.
Ama hükümet ne yapiyor?
Devleti degistirmek yerine devletin sahibi olmaya çalisiyor. Bu devletin sahibi olmak mümkün degil oysa. Devletin çok kirli bir geçmisi var. Siz bu geçmisle hesaplasmazsaniz, bu yapi bir süre sonra eski usulle size dönüp sizden hesap sorar.
Basbakan Erdogan herkesin düstügü yanilgiya düstü. Belli bir grubu tasfiye ederek devletin içinde her seyi kontrol ettigini saniyor.
Hâlbuki bu devletin Bizans’tan gelen kodlari ve entrikaciligi, saray oyunlari var. Ya bu sistemi degistireceksiniz ya da o sistem bir gün gelir, ayaginiz tökezledigi anda sizi vurur.’ (12 Kasim 2012 tarihli Taraf’taki Nese Düzel söylesisinden)
Iyi pazarlar!

——————————————–

Milliyet-24 Kasim

Hasan Cemal

Back to top button