Haber

Insanin lanetli yazgisi; IHANET ve SAHMARAN

Insanoglu kötüdür. Küçücük menfaati için baskalarinin muazzam zararlarina razi olur !
Sahmaranci…
Müjgan’a…

Kejê BÊMAL

Bazi kentler büyülüdür. Büyü sira disi oldugundan siradan insanlarin akli ermez. Görürler, duyarlar, dokunurlar ama tarif edin derseniz edemezler.
Çünkü her büyülü sey gibi, büyülü kentler de sadece kendine benzer. Ve kentlerin hediyesidir sakinlerine verdikleri bire bir ayni karakter.
Hangi kentte yasiyorsa insan zamanla o kente benzer.
Büyülü kent deyince görüp, duyup, dokunanlarin ilk aklina gelen kentlerden biri de Kurdistan’in kadim kentlerinden biri Mardin’dir.
Hem sakinleri, hem de oraya yolu düsenler daha aldiklari ilk nefeste kendilerindeki sira disi degisimi fark ederler.

Kimileri korkar bu degisimden ardina bile bakmadan kaçar gider. Kimileri duymazliktan gelir, sebep yine sira disiligin getirdigi o garip endisedir. Kimileri de meraklidir. Kesfeder, dinler, anlamaya çalisir. Ve ister orada yasasin, ister bir anlik misafiri olsun bu muhtesem kentin bu sira disiligin korkmadan izini sürer. Kendini kente ve sakinlerine teslim eder. Bu teslimiyet öyle izler birakir ki bu cesur insanlarin ruhunda, artik onlar nereye giderse gitsin, bu büyülü kenti ruhlarinda tasirlar. Kendini anlayarak kucaklayana hediyesidir bu Mardin’in.

Ben biraz da bu sebepten dolayi Mardinliyim. Her gidisimde kulagima yeni bir sir fisildar. Ve tuhaftir yillardir en savrulmus, en yorgun ve en tükenmis zamanlarimda koynuna sigindigim bu kent, beni kisa zamanda iyilestirip, yaralarimi sagarak yeni masallari ve sirlariyla yolcular.

Her gittigimde biraz daha insan üstü, biraz daha asik, biraz daha hüzünlü ayrilirim Mardin’den. Belki de bu sebeptendir ömrümü orada Ova ‘ya bakan bir evde bitirmek için kendime verdigim söz.

Içinde yasayanlara karakterini veren bu kent, bazi insanlara fazlasiyla cömert davranir. Varliklari zamanla bir bilgi ve sir küpü olan bu kentin bire bir aynisina döner.

Bunlardan biri ile yillar önce yolum kesisti.
Adi: Ebu Burak. Ben O’na ”Sahmaranci ”derim. Hitabimda da anlayacaginiz gibi Ebu Burak Sahmaran ustasidir.

Yollarimiz ilk kesistiginde yaraliydim. O kadar hizli iyilestirdi ki beni, her yaralandigimda O’na siginmayi adet edindim.
Sifasinin nerede ve kimde oldugunu bilen bir hasta kadar sansli bir hasta var midir ki?

Ebu Burak yani Burak’in babasi, yani Sahmaranci, bana ve Burak’a her bir araya geldigimizde Sahmaran’in öyküsünden bir parça anlatirdi. Ben ve Burak onu dinleyerek büyüdük.

Aslinda Burak büyüdü ben hep çocuk Sahmaran ise hep mazlum kaldi.
Burak artik iyi bir usta olma yolunda hizla ilerliyor. Istedim ki bu röportajda hem Burak’in hem de Sahmaran’in öyküsüne dokunun.
Eger ortalama bir Kurd çocuguysaniz ve çocuklugunuzun belli bir bölümü dahi Kurdistan’da geçmisse gözleriniz mutlaka bir yakininizin kerpiç duvarinda gövdesi yilan,basi insanin kadin cinsi bu yilanlarin Sah’inin suretine dokunmustur. Bir kere dokundaysa zaten, bir daha ömür boyu çikmayacak sekilde bu suret kendini bilinçaltiniza naksetmistir. Bu da Sahmaran’in mucizelerinden biridir.

Kimdir bu Sahmaran peki? Öyküsü nedir? Neden o kadar mazlum ve mahsun bakar? Neden öyküsü yüz yillardir dilden dile dolasir, suretleri duvardan duvara?

Hepiniz bilirsiniz insanoglu canini almadigi hiçbir seyi, karsisinda büyük bir kusur islemedigi hiçbir seyi kutsamaz!

Kendinizden bilirsiniz. Korkmadan tapilmaz. Korkmak için agir kusurlu olmak gerekir. Agir kusurlu olmak yakarmayi ve af dilemeyi zorunlu kilar! Insanoglu Sahmaran’a karsi agir kusurludur. Öyküyü ilk dinlediginizde varacaginiz ilk sonuç budur.

Peki, insanoglu kendine karsi kusurlu degil midir?
Öykünün size ögretecegi ikinci sey de budur. Insan ihanet eder, hem kendisine hem de baskalarina! Insanin ihanetçiligi ögretilmis ve genlerine islemis bir gelenektir. Ihanete ugraya ugraya ihanet etmeyi ögrenmek ve günü geldiginde bun u tereddüt etmeden uygulamak yazgisi haline dönüsmüstür!

Bu lanetli yazgi belki Sahmaran’la baslamistir belki çok önce ama en az bunun kadar emin oldugumuz ikinci sey ise insanoglu iyi degildir! Iyilik asla dilinden düsürmedigi ama hiçbir zaman ruhunda tasimadigi tek özelliktir.

Yaradilistan defoludur çünkü. Cennet denen laboratuardan kovulmasinin tek nedeni de evrimi tamamlanmadan üremeye yeltenmesidir. Belki de evrim tam da iyilik asamasindayken… Kim bilebilir? Bilinen ve gördügümüz sey kötülükle kucak kucaga gayet mutlu bir hayat sürdügümüzdür. Iyi olma fikri kisa süreli de olsa teoride bizi rahat ettirir. Ama pratige yansimasi asla düsündügümüz gibi olmayacaktir. Bunun için bütün kutsal kitaplar israrla insana iyi olmasini ögütler. Çünkü Tanri muhtemelen yarattiginin eksigini en iyi bilenlerden biridir. Bunun içindir ki tüm kelamlarini tehditkâr bir iyi olma tavsiyesi ile noktalar.

Sahmaran ve Camsap bu yaradilistan eksik kalandan paylarina düseni alanlardir. Arkadaslari bal kuyusunda Camsap’i satip gitmeseler, belki de Sahmaran’i bir padisahin kizina ve onunla gelen vezirlige satmayacakti Camsap ? Ihanete ugrayan insanin, ugradigi ihanetin acisi ile ihaneti ögrenmedigini kim iddia edebilir?

Tüm bu sorular burada böylece beklesin. Biz Sahmaran’in suretine geri dönelim. Basi kadindir çünkü sadece bir kadin ask için bile bile canini asigina teslim eder. Sadece bir kadin gittiginde ölecegini bilse de giden sevgiliye dur demez. Erkek durduramazsa öldürür! Kadin durduramazsa kendini öldürtür! Sahmaran’in askin ölümlü ihaneti ile ilk tanismasi degildir üstelik. Buna ragmen Camsap’i tutmaya veya öldürmeye çalismaz.
Öykü içinde binlerce sirri barindirarak yüz yillar önceden süzülüp gelir bize ulasir. Eminim daha yüz yillarca anlatilacak.

Merak edenler bir gün yollarini[T1] Mardin’e düsürüp Sahmaran’in evi olan bu kentte bu günkü sakinlerinden öyküsünü dinleyebilirler.
Biz dönelim duvarlarimizdaki kusurumuzun ve ihanetimizin aci suretine.

Sahmaran suretini isleyenlerden ve yarinin en iyi ustalarindan biri olacagina emin oldugum bu günün en iyi Sahmaran ustasi Ebu Burak’in oglu ve çiragi Burak’in dogdugu andan itibaren Sahmaran’la kesismis kaderine…

Pencerelerinden Ova’nin akli bastan alan güzelligini kucaklayan atölyelerinde bir gece vakti ben sordum o anlatti…
Bu büyülü kentin, büyülü çocuguna dokunup, bu kentin artik fahri sakinlerinden biri olmaniz ve bos yere kendinizi iyi olacagim diye hirpalamamaniz dilegi ile…

Unutmayin insanoglu ihanet eder! Yaradilisi tam iyilige gelmisken eksik kalmistir çünkü!
Bunu en iyi onu yaratan Tanri bilir! Her ne kadar kusurunu gizlemek için, O’nun agzindan yazilan tüm kutsal kitaplar tehditle iyiligi salik verse de, ufukta henüz bir basari görünmemekte…
Iste tam da bu yüzden Sahmaran’in sureti aslinda hepinizin suretidir! Tek farkla… Onun sizden farki mazlumlukta israr, sizin mazlumluktan zalimlige geçisiniz sadece birkaç saniyedir!

Seni taniyabilir miyiz?

Adim Burak… Mardinli ünlü Sahmaran ustasi Ebu Burak’in ogluyum.

Kaç yasindasin Burak?

18 yasindayim.

Kaç yasindan beri Sahmaran çiziyorsun?

12 yasindan beri.

Sahmaranla ilk tanisman nasil oldu?

Babamin bir atölyesi vardi. Içeri kimseyi almazdi.
Bir gün babam evde yokken atölyenin anahtarini aldim gizlice. Kapiyi açip tek basima içeri girdim.
Babamin cama naksettigi Sahmaranlara baktim tek tek. Yarim kalanlara. Bitmis olanlara… Hazirladigi çizimlere, renklere… Sahmaranin gözlerine… Yüzüne… Yilandan gövdesine…Çok etkilenmistim. Büyülenmistim sanki. Yüz ifadesi beni çok etkilemisti. Sahmaran’a uzun uzun baktiginizda size hikayesini anlatiyor. Orada ne kadar kaldim bilmiyorum. Belki çok uzun belki çok kisa zamani kaybetmistim.

O zamana kadar babanin ne is yaptigini bilmiyor muydun?

Biliyordum ama Sahmaran’a hiç bu kadar dikkatli bakmamistim. Dolayisiyla Sahmaran’in ne oldugunu ve babamin onu neden çizdigini bilmiyordum.
Çünkü babam yaptigi Sahmaranlari o zaman ne satiyordu ne de kimseye gösteriyordu. Sadece yapiyor ve kendi atölyesinde sakliyordu.
O gün o atölyeden çiktiginda ne hissettin Burak?
Bütün vücudum ve ruhum tek bir arzuyla sarsiliyordu. Artik benim de bir Sahmaran’im olmaliydi ! Tek istedigim buydu.

Ne zaman çizmeye basladin?

Atölyeden çiktiktan yaklasik yedi sekiz ay sonraya kadar sadece Sahmaran’i ve bana anlattiklarini düsündüm. Gizli gizli atölyeye girmeye devam ettim. Geceleri düslerime girmeye basladi. Bu arzu öyle bir hal aldi ki bu baskiya dayanamadim artik ve bir gün çizmeye basladim.

Peki kimden ögrendin? Ustan kimdi?

Babam atölyeye girdigimi fark etmis. Sanirim ta basindan beri biliyordu. Bir gün beni yanina alip atölyeye soktu. Kendisini izlememe izin verdi. Uzun uzun izledim. Ve babamdan habersiz ilk Sahmaran’i mi yaptim. Ve babama gösterdim.

Ne dedi?

Hiç ! Uzun uzun bakip inceledikten sonra sustu. Hiç bir sey söylemedi. Artik onun gibi olacagimi yada bir gün onu geçecegimi biliyordu.
Düzenli olarak beni atölyesine almaya ve kisa kisa Sahmaran’in hikâyelerini anlatmaya basladi. Büyük bir merak ve dikkatle babami dinledim. Babamin anlattiklari ile Sahmaran’in gözlerinin anlattiklarini kafamda birlestirdim ve çizdim.

Burak bu ihanet öyküsünden ne çikardin? Özetin özeti nedir sende?

Insanoglu nankördür! Küçücük menfaati için baskalarina muazzam zararlar verebilir. Bu böyle söylenir ve ben buna inanirim! Sahmaran’in öyküsü senin de söyledigin gibi aslinda ihanetin öyküsüdür.

Camsap ihanetçinin tekidir yani Burak öyle mi?

Nereden baktigina bagli. Bana göre zorda kaldigi için, sana göre zor diye bisey yok! Neticeye baktiginda evet! Sonuçta Sahmaran’i satip, karsiliginda hem kralin kiziyla evlenip, hem vezir olmustur.

Sahmaran var mi sence Burak?

Tabi ki.

Hiç gördün mü?

Hayir ama rüyalarimdan var oldugunu biliyorum.

Rüyalarindan birini bize anlatabilir misin?

Isiklarin içindeydi. O yine Sahmaran’di ama ben Camsap olmustum.Ben konusuyordum o susuyordu…

Ne diyordun?

Gözlerine bakip neredesin diye soruyordum. Camsap’tim ya. Ona yaptigim büyük kötülük için af dileyecektim. Sanki içimde ona asikmisim gibi bir his vardi. O da tam yeniden bana asik olacakti ki uyandim.

Çizdigin Sahmaran’lara benziyor muydu?

Hayir. Öyle muhtesemdi ki hiçbir usta o yüzü aksettiremez cama…

Bu güne kadar kaç Sahmaran çizdin?

Sayisiz. Sayilarini bilmiyorum.
Bir Sahmaran’i ortalama kaç günde çizersin?
O Sahmaran’in kendisine bagli. Bazilarini bir günde, bazilarini iki ayda, bazilarini hiçbir zaman. Hala yarim birakip bitiremediklerim var.

Sahmaran çizerken ne hissediyorsun Burak?

Daha boyamaya basladiginda güzel olacaksa kendini belli ediyor. Ve ben onu bir günde bitiriyorum bazen.

Nerden anliyorsun güzel olacagini?

His oluyor içimde. Bunu sana dile dökemem fakat hissediyorum. O söylüyor bana.

Biraz tarif etsene en azindan dene..

Beni bitirmelisin diye fisildiyor. Çabuk bitir ve seyret. Sen de seyret insanlarda seyretsin anlatacaklarim var çünkü. Öykümü anlatmaliyim. Milyonlarca defa anlatmaliyim. Yardim et bana ve araci ol! Insanoglu bu ihanet öyküsünü duymali!

Yani Sahmaran’in çigligini insanliga duyuran bir araci oldugunu kabul ediyorsun öyle mi Burak?

Elbette.

Bize üç kelime ile Sahmaran’i tanit dersem?

Ben O’nu üç kelimeye nasil sigdiririm? Ömrümün tamamini babadan ogula ona aktarmisken üstelik. Ama su kadarini söyleyeyim ana hatlari ile; Benim Için Sahmaran insanoglunu ölümüne seven, öldürülecegini bile bile katiline asik olacak kadar aski tanimis, mazlum, ihanete ugramis, cesedini bile buna ragmen insanlarin sifa bulmasi ve bilgilenmesi için kullanmis bir yürekli ve güzel kadindir!

Ben her Sahmaran’i çizdikçe, öyküsünü size anlattikça içimdeki kötülüklerden uzaklasir, derdimi, kederimi, ihanet dürtümü, hasedimi, kiskançliklarimi yani insanin zayif ve kötü yanina dair ne varsa hepsini döker saf ve temiz olurum. Yeni dogmus bir bebek gibi. Sonra aranizda yeniden kirlenir, kirlendikçe de yeniden Sahmaran çizmeye yakinlasirim. Sahmaran ve öyküsü insani arindirir. Onu bitirip karsima astiktan sonra içim mutlulukla dolar.

Sahmeranlarin satilik mi?

Satilik olan da var. Hiç satilmayacak olan da…

Dükkanin nerede Burak?

Mardin’de. Sipahiler çarsisinda.

Adi ne dükkaninin?

Adi yok.Tabelasi da.Sahmaranci derseniz ve en iyi ustayi aradiginizi söylerseniz sizi babama getiriler.
Babam Ebu Burak Sahmaran’lari bu civarlarda cama en iyi nakseden ustadir.

Baban ayni zamanda ustan. Bu kadar iyi bir ustanin çiragi olmak nasil bir sey Burak?

Sadece sunu biliyorum eger babam ve ustam Ebu Burak olmasaydi ben baskalarinin yaninda çirak olsaydim Sahmaran’i karsiliksiz sevmeyi asla ögrenemezdim. Karsiliksiz sevmedigimde de Sahmaran benden gerçek yüzünü gizlerdi. Sirrina asla vakif olamazdim. Babamin hem babam hem de ustam olmasi en büyük sansim.

Ikisinden birini tercih etmen gerekseydi baban mi olsun isterdin, ustan mi?

Ustam. Çünkü ben Sahmaransiz yasayamam. Ustam da. Babamin bir esi var. Anneme asik. Annem de Ona… Ve bir oglu. Onu çok seven hayatini onun için hiç düsünmeden feda edebilecek bir oglu. Ama ustamin Sahmaran’dan baska kimsesi yok. Ve ustam bir gün bu dünyadan göçüp gittiginde Sahmaran’in öyküsünü devredebilecegi bir çiraga ihtiyaci var. Babami çok seviyorum ama ustam olan babamla aramda çok daha güçlü baglar var.

Ustan Sahmaran’i görmüs müdür sence Burak?

Bilemem. Onu ona soracaksiniz. Zaten görmüsse bile söylemez.

Sence?

En yakin dostlarindan biri yillardir Ustam. Bu soruya sen cevap ver o zaman Kejê sence?

Senin düsündügünü düsünüyorum Burak.
Ustan sana tüm bildiklerini ögretti mi Burak?

Her Sahmaran ustasinin kendisinden baska hiç kimseye açamayacagi bir sirri var. Bu sir onu özgün kilar. Her Usta ayni Sahmaran’i çizer sanirsiniz oysa hiçbir Ustanin çizdigi Sahmaran bir digerine benzemez ve sonsuza kadar benzemeyecek!

Senin bir sirrin var mi Burak?

Var.Sahmaran’larimda gizli.Sadece ben görebilirim.

Bu isi devam ettirmeyi düsünüyor musun babandan sonra?

Elbette.

Ama çiragin yok.

Gelecek. Bir gün benim babama benzedigim kadar bana benzeyen bir çirak gelecek. Ama bu gün ihtiyaç olmadigi için yok. Ve ben o çiragi bir tek sirrim hariç tüm sirlarimi ögretecegim.

Sence çirak bulmakta zorlanacak misin?

Sanmiyorum. Bu kadar güzel ve gizlerle dolu bir meslege kim sahip olmak istemez? Hem söylesene Kejê kim Sahmaran’a bir süre dikkatli baktiktan sonra es geçip unutabilir? Gözlerin hayatinin bir bölümünde gözüne degsin yeter. Aski ve öyküsü o saat içine düser. Bir gün benim çiragim gelecek. Geldiginde de tipki benim gibi Sahmaran’a asik gelecek. Bu böyle daha binlerce yil devrolup gidecek. Hiç kesintisiz. Emin ol! Çünkü bu öykü siradan bir öykü degil.

Burak sence Sahmaran’in yuvasi neresidir?

Bak ovaya… Bizim atölyemiz neden ovaya bakiyor biliyor musun? Çünkü Sahmaran’in evi burasidir. Sahmaran Mezopotamya ovasinin ilk sakinlerinden biridir.

Nasil bisey dogdugun andan beri bu öykünün içinde olmak? Eviniz, atölyeniz, dükkaniniz Sahmaran suretleriyle dolu. Sikilmaz misin hep ayni sureti görmekten?

Siradan bir insan olsa sikilabilirdi Kejê. Ama ben bilirim ki hiçbir Sahmaran birbirinin aynisi degildir.O yüzden her yeni Sahmaran beni ayni oranda heyecanlandirir.

Sen Sahmaran’a çok asiksin degil mi?

Evet. Söze dökülemeyecek kadar. Sadece çizerek anlatabilirim askimi.

Üniversite okuyorsun. Bittiginde bu meslegi birakmayi düsünür müsün?

Ben okulu Sahmaran’in öyküsünü buraya gelen yabancilara ve dünyaya anlatmak için okuyorum Kejê. Bilerek bu bölümü seçtim. Turizm okuyorum ve hizla Ingilizce ögreniyorum.

Sahmaran’nin resmini degistirmeyi hiç düsündün mü? Su andaki halinden daha farkli daha modern bir hale sokmayi örnegin? Çünkü çok eski bir formdur bu form ve kim bilir kaç zamandir hiç degismeden gelmistir. Aklinda bunu reformize etmek var mi?

Asla! Bu gerçek Sahmaran’dir.Ve bu onun gerçek suretidir. Ben dahil hiç kimse bu suretle oynayamaz. Oynarlarsa bu Sahmaran olmaz. Ben ölene kadar onu gerçek sureti ile çizecegim. Benden sonrakiler de umarim öyle çizer.

Insanlar evlerine yada onlara ait mekanlara bu yari insan yari yilan, kim bilir kaç yüzyildan beri süzülüp gelmis eski, acemi hatlar içeren, bol renkli ve hüzünlü sureti neden assin Burak?

Çünkü Sahmaran bulundugu mekana bereket ve ugur getirir. Bulundugu yeri nazardan korur. Ve insana iki yüzünü gösterir. Bir görünen yüzünü bir de gizlisinde kalmis ihanet etmeye her an hazir yüzünü.

Sahmaran’i sadece cam alti olarak mi isliyorsunuz?

Ben evet. Ama babam cevize ve bakira da isliyor. Dolayisiyla ceviz ve bakirin kullanildigi her türlü aksesur ve ev esyasina isleyebiliyor.

Neden Sahmaran’lar çok renkli Burak? Kendisine yapilan ayibi kapatmaya mi çalisiyorsunuz?

Güzelligini renklerle tasvir etmeye çalistigimiz için. Her kadina süs yakisir. Ama en çok Sahmaran’a yakisir.

Burak’cim son olarak sana bisey soracagim? Sahmaran desenlerinde çok alakasiz yerlerde alakasiz seylerin resmedildigini görüyoruz. Örnegin Sahmaran’in gövdesinin tam üzerinde bir gül, yada basinin üzerinde bir kadeh, yada Fatima’nin eli vs. nedir bunlar bir manasi var mi? Yoksa süsleme sanatina mi dahil?

Süslemeye dahil degil. O ustanin uslubunu simgeler ve hepsinin bir manasi var. Ben örnegin, genellikle güvercin ve gül kullanirim. Güvercin Mardin’i ve barisi simgeler benim resimlerimde. Gül de Sahmaran’a duydugum aski.

Öyküye göre Sahmaran öldü. Sence öldü mü?

Mümkün mü? Bak etrafina Sahmaran bu suretlerde yasiyor. Sahmaran senin suretinde yasiyor. Benim suretimde yasiyor. Ihanete ugramis her insanin suretinde! Ve insan var oldugu, ihanete bunca meyilli oldugu sürece Sahmaran var olacak!

Bir gün yuvasini bulursan?

Asla kimselere söylemem. Asla ölümüm pahasina bile.
Camsap’ta ayni seyi söylemisti Burak biliyorsun…Sonuç ortada…

[T1]

Dengê Kurdistan

Back to top button