Insanlar ve kimlikler

Dünyanin neresinde yasarsa yasasin, her insanin birden fazla kimligi vardir. Yasadigimiz toplum içinde, bir kimligimizle ezen sömüren, diger bir kimligimizle ise ezilen sömüren durumundayiz. Keza bir kimligimizle efendi, diger kimligimizle ise köle konumundayiz.
Bu kimlik karmasasi yüzünden, insanlarin önemli bir bölümü, içinde yasadigi toplumdaki siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal mücadelelerde, yanlis yerde saf tutarlar ve kendilerine zarar verir hale gelirler.
Her insanin, bir irk, sinif, cins, ideoloji, kültür, dil, din ve mezhep kimligi vardir. Bu kimlikler, toplum içindeki statümüzü belirleyen ana kimliklerimizdir. Meslek, dogup büyüdügümüz yer, hemsehrilik, spor kulübü taraftarligi, cinsel tercih, müzik, yeme içme, giyinme zevki gibi kimliklerimizi de yan kimlikler biçiminde nitelendirebiliriz.
Peki, toplumsal mücadeleler içinde, bu kimliklerimizin hangisi bir digerinden daha önemlidir? Bunu nasil tayin edebiliriz. Yani bu kimliklerimizi nasil dogru bir önem siralamasina tabi tutabiliriz?
Yanlis anlasilmasin, ben bu konuda tüm insanlari kapsayan bir sema çizmek niyetinde degilim. Zaten bu dogru bir davranis da olmaz. Ben, kendimi baz alip, bu konudaki düsüncelerimi sizlerle paylasmak istiyorum. Bu vesile ile sizler de kendinizi test etmis olursunuz.
1-Her seyden önce hepimiz insaniz. Yani insanlik hepimizin ortak paydasidir. Kisacasi insanlik, hiç birimizi disarda birakmayan en önemli kimligimizdir. Asagidaki kimliklere sahip olmamiz için de, önce insan olmamiz gerekir.
Zira yilanin ulus, öküzün sinif, aslanin din, sinegin mezhep kimlikleri yoktur. Diger bir deyisle, solcu, sagci, liberel veya fasist hayvan yoktur. Bunlar, sadece insanlara özgü kimliklerdir. Bu nedenle listenin birinci sirasina insan kimligimi koyuyorum.
Bu nedenle, her seyden önce insanlar arasinda güçlü bir insani iliskinin kurulmasi gerektigine inaniyorum.
2-Ülkesi isgal edilmis, varligi inkar edilmis, günümüzde hala temel insani ve ulusal haklari gaspedilmis bir halkin mensubu oldugum için, listenin ikinci sirasina ulus kimligimi koyuyorum. Tüm Kürtlerin ulusal çikari her türlü çikarin önüne koymasi gerektigine inaniyorum.
Kürt halki ulusal kaderini belirledigi gün, ben ulusal kimligimi, listenin ikinci sirasindan asagiya indirecegim.
3-Bazi kimliklerim nedeniyle, yasadigim toplum içinde, ezilen, sömürülen, horlanan bir kisiyim. Insani ve ulusal haklari gaspedilen birisiyim. Ayrica dünyamizda acimasiz bir sömürü çarki dönüyor. Bu nedenlerle kurulu düzene karsiyim, degisim ve dönüsümden yanayim. Iste bu nedenlerle sosalist kimligimi, yani ideoloji kimligimi listenin üçüncü sirasina koyuyorum.
4-Dünya genelinde, erkek egemen ideolojinin kadinlara baski uyguladigini, kadinlarin ikinci cins haline getirildigini biliyorum görüyorum. Bu nedenle erkek oldugum halde, cins konusunda erkeklerden degil, kadinlardan yana tavir koyuyorum. Bu nedenle listenin dördüncü sirasina, cins kimligini koyuyorum.
5-Dindar bir insan degilim, ama bazi dinlerin ve dindarlarin baski altinda tutuldugunu, inanç özgürlügünün ayaklar altina alindigini biliyorum, görüyorum. Bu nedenle ateistler de dahil olmak üzere, dünyada var olan tüm inançlarin esit ve özgür olmasindan yanayim. Bu nedenle din kimligini listenin besinci sirasina koyuyorum.
6-Keza hiç bir mezhep yanlisi degilim. Ama bazi mezheplerin asagilandiklarini, baski altina alindiklarini biliyorum, görüyorum. Bu nedenle dünyada var olan tüm mezheplerin esit ve özgür olmasidan yanayim.
7-Tüm dil ve Kültürler, milyonlarca insanan milyonlarca senede yarattiklari degerlerin bir toplamidir. Bu nedenle de insanligin ortak malidir. Her dil ve kültür insanlik bahçesinin bir çiçegidir. Bunlardan birinin kaybolmasi, insanlak bahçesinde eksilen bir renk ve kokudur. Bunlari koruyup kollamak, tüm insanlarin ortak görevidir, dogal hakkidir. Bu nedenlerle, dil ve kültür kimligini, listenin yedinci sirasina koyuyorum.
Özellikle Kürtlerin, kimlik siralamasinda ciddi yanlisliklar yaptigina inaniyorum. Örnegin dindar Kürtler, din kimligini ulusal kimliginin önüne, sosyalist Kürtler sinif kimligini ulusal kimliginin önüne, Alevi Kürtler mezhep kimligini ulusal kimliginin önüne, bazi Kürt kadinlari da feminist kimligini ulusal kimliginin önüne koyuyorlar.
Bu nedenle Kürtler, hayatin her alninda, Türklerin kuyruguna takilmak, onlarin baskisi ve emir komutasi altinda yasamak zorunda kaliyorlar. Bu ilski sonucunda, Türklük üst kimlik, Kürtlük de alt kimlik konumuna geliyor. Kimlik karmasasi içinde bocalayan Kürtler, ulus kimligini sinif, cins, din ve meshep kimligine kurban ederek, baltayi kendi ayaklarina vuruyorlar.
Sonuçta, Kürt ulusal kurtulus ideolojisi sulandiriliyor, içi bosaltliyor ve dejenere ediliyor. Kürtlerin bilinci karartiliyor, hedef sasirtmasi veriliyor, maniple ediliyor.
Iste bu nedenlerle, hikmetinden sual olunmaz birileri bize ‘Vur’ diyince vuruyoruz. ‘Niçin, ne için, kimin için vuruyoruz? Vurmanin sonunda ne kazanacagim, ne kaybedecegim?’ diye düsünmüyoruz.
Bu sefer birileri çikip bize ‘Dur’ diyor. Bu sefer de ‘Niçin, kimin için, ne amaçla duruyorum, durmanin sonunda ne kazanacagim, ne kaybedecegim?’ diye kendimize sormuyoruz.
Iste bu nedenlerle, böylesine savasçi, direngen, onurlu ve kaderini tayin etmede kararli durus sergileyen Kürt halki, hala sürünmeye ve kimliksiz yasamaya devam ediyor.
Yilmaz Çamlibel