Irak bölünecekti ki hesap tutmadi
Irak’taki etnik ve mezhebi ayrismayla sinirlar yeniden çiziliyor görünse de bu ülkeyi bütünlestirmek kadar bölmek de zor.
ISID’in Firat ve Dicle hattinda ele geçirdigi bölgelerde etnik ve dinsel haritasi degisiyor. ISID’in hem gelisi hem gidisiyle yasanan nüfus hareketlerinin arkasindaki saikleri yazmistim. Kabaca Pesmerge’nin, Baas’in Araplastirma siyasetine maruz kalmis tartismali bölgelerde hakimiyetini tahkim ederken Araplari evlerini terk etmeye zorlayacak taktiklere basvurdugunu, Sii milislerin Musul ve Tel Afer’den kaçan Sii Türkmen ve Sii Araplari Iran sinirindaki Diyala’da Sünnilerin yerlerine yerlestirmeye çalistigini, Sii bölgelerindeki Sünnilerin de Musul, Bagdat ve Ramadi arasindaki Sünni üçgenine gitmeye tesvik edildigini anlatmistim.
2003’teki Amerikan isgalinin yol açtigi mezhep çatismasiyla temeli atilan ‘Sünnistan’ ve ‘Siiistan’ bölgelerinin hatlari ISID belasiyla iyice sekilleniyor. Görüsüne basvurdugum Irakli akademisyen Ziya Abbas bunu ‘Sinirlar yeniden çiziliyor. Kuzeyde Kürdistan’a ilaveten mezhepsel olarak ötekinden arindirilmis Sünni ve Sii bölgeler olusturuyor’ diye yorumluyor. Abbas’a göre ABD de Sünni üçgenine federal bir bölge olusturulmasi talebine destek veriyor. Abbas kisa bir süre önce Sünnilerden bir heyetin ABD’yi ziyaret ederek bunun için lobi yaptigini da hatirlatiyor. Yaniti merak edilen soru Kürdistan’dan sonra ‘Sünnistan’ ve ‘Siiistan’i olusturan bu ayrisma Irak’a nihayetinde bölünmeye götürür mü?
SIILER BÖLÜNMEYE RAZIYDI
ABD’nin Irak’i üçe bölecegine dair stratejik öngörülerin sundugu konforun üzerine yatmadan sunu söyleyeyim: ISID bölünme sendromunu azdirsa da bu o kadar kolay degil. Haziran 2014’te Musul düstügünde Irak ordusundaki Siiler, Sünni kentler ugruna ölmek istemedi; Sünniler de silahini dislanmis Sünniler namina dogrultan ISID’e karsi savasmadi. Bu ruh hali içinde bölünmeye tesne taraflar ortakligi bitirmeye niyetlendi. Ancak hesaplari bozan faktörler devreye girdi. Sii ve Sünni partilerin kopma noktasina nasil geldigini geçen yaz Kerkük’te hükümete yakin yetkin bir isimle oturup uzun uzadiya konusmustum. Perde arkasinda yasananlari aktarip bölünme senaryosunun nasil bozuldugunu anlatmisti.
Mesele suydu:
ISID Ramadi, Felluce, Musul, Tikrit’i ele geçirdikten sonra Bagdat’a 20-30 km kadar yaklastiginda Siiler ve Sünniler kopmaya en yakin noktadaydi. Plana göre Bagdat 1 hafta içinde alinacakti. Ancak Saddam’in devrilmesinin ardindan ciddi oranda Siilesmis olan Bagdat’in düsmesinin zordu oldugu anlasildi. Bagdat’siz Sünnistan kayip bir dava olurdu. Bu birinci oyunbozan etkisiydi. Sünnistan’in bel bagladigi petrol zengini Kerkük tamamen Kürdistan güçlerinin kontrolüne geçti. Kerkük’süz Sünnistan da kasasi bos bir entite demekti. Bu da ikinci oyunbozan etkisiydi. Durum Siilerin lehine dönmüstü. Önde gelen Sii partiler Diyala, Imam Hasan Askeri’nin türbesinin bulundugu Samarra ve Bagdat’i da içine alan Siistan’a raziydi. Güneyde petrol havzasinda oturan Basra Siilerde oldugu sürece Kerkük’ün Kürtlere ya da Sünni Araplara gitmesi sorun olmazdi.
Sii partileri bölünme fikrinden vazgeçiren müdahale ise Büyük Ayetullah Ali Sistani’den geldi. Sistani Irak’in bütünlügüne iliskin tutumunu burada da gösterdi. Benzer tepki Iran’dan da geldi. Sünnilerin 2013’te kaybettigi iktidara dönmesi için her tür katkiyi sunan Suudi Arabistan da yüzlerce kilometrelik sinirini bir Sii devleti ile paylasmak istemedi. Bu faktörlerle siyasete hakim olan hava degisti.
Sonrasi malum: ISID’e karsi Sünnilerin de destegini alacak bir hükümetin tesisi öne çikti. Eylülde Sünni Arap ve Kürtler arasinda nefret figürüne dönüsmüs Nuri el Maliki’nin yerine dümene yardimcisi Haydar el Ibadi geçirildi. Siilerin en yüksek dini mercii olan Sistani, Maliki’nin üzerine çizmisti. Iran da Maliki’nin gidisine asla gözyasi dökmedi. Tahran açisindan önemli olan Bagdat’ta bir Sii basbakanin olmasiydi. ABD de Maliki’den çoktan vazgeçmisti. Bu üç aktörün iradesi seçimi kazanmis olmasina ragmen Maliki’nin çekilmesini kolaylastirdi.
SÜNNILERIN ÇEKINCELERI
Sünni-Sii Araplar ile Kürtleri yeniden koalisyonda bulusturmaktan daha önemlisi ISID’e karsi nasil bir koalisyonun kurulacagiydi.
Irak ordusunun dagilmasi karsisinda ISID’e karsi sahada ilk vaziyet alan dis güç ABD degil Iran oldu. Iran sahada milis güçleri ve ordunun yeniden toparlanmasina katki sunmaya basladi. Dahasi ISID, Erbil’e yöneldiginde ABD’den önce havadan iki gün boyunca operasyon yapan Iran’di. Iraklilar herhangi bir Irakli generali degil bir cepheden ötekine koordinasyon görevi üstlenen Iranli General Kasim Süleyman’i konusuyor. Iran’in rolünün bu kadar büyümesi Sünniler kadar ABD’yi de rahatsiz ediyor.
ISID’i bitirmede disardan ne kadar destek gelirse gelsin ibreyi degistirecek faktör Sünni asiretlerin saf degistirmesi ve savasa aktif katilmasi. Ibadi, Sünni asiretlerin destegini almak için girisimlerde bulundu ama istedigi düzeyde yol alamadi. Üç nedenle:
Birincisi Sünniler hem daha genis haklar için garantiler istiyor.
Ikincisi Sünniler yeniden yüzüste birakilmak istemiyor. 2006-2007’de Kaide’ye karsi savasta Sehva Konseyleri’ne katilan Sünni asiretler daha sonra ödenekleri kesildi ve unutuldu.
Üçüncüsü eger ISID’e karsi savasa giriseceklerse bunun mutlak bir zafer getirmesi gerektigini söylüyorlar. Bunun için de yeteri miktarda silah ve para talep ediyorlar. Aksi halde ISID’in intikami çok feci olabiliyor.
ORTAK DÜSMAN ISID AMA
Ikinci perdedeki yani ISID’i söküp atma operasyonundaki oyunbozan faktörlere gelince;
Irak ordusunun milis güçlerle birlikte bugünlerde yüklendigi Tikrit’ten sonra siranin gelecegi Musul’u kimin kurtaracagi ayrilik konusu. Mesela Musul Valisi Esil Nuceyfi bir süreden beri Erbil civarinda bir kampta organize ettigi ve Türkiye’nin egitip donatmasini umdugu kendi ordusuyla kenti özgürlestirmek istiyor. Yani Musullu Sünniler Sii agirlikli hükümet güçlerini ya da milisleri kentte görmek istemiyor. El Enbar vilayetindeki Sunni asiretlerde de benzer bir hassasiyet var.
Bir diger uyumsuzluk hükümet güçleri ile Pesmerge arasinda yasaniyor. Kürdistan Yönetimi’nin önceligi Kerkük dahil ihtilafli bölgelerin gelecegi. Mesut Barzani yönetimi Musul’a sunacagi katkinin karsiliginda hükümetten Pesmerge’nin fiilen hâkimiyet sagladigi ihtilafli bölgelerden uzak durmasini istiyor. Bagdat ise haziranda Kerkük’ü terk eden 12. Tümen’in dönmesinde israrli. Barzani geçen ay Kerkük’ü ziyaretinde çok net konustu:
‘Açikça söylüyorum 12. Tümen bir daha Kerkük’e gelemez.’ Barzani 8 Subat’ta El Hayat’a demecinde de milis güçlerinin Kerkük’e girmesine izin vermeyeceklerini duyurmustu.
Tabii burada Kürdistan Yurtseverler Birligi’ne (KYB) bagli Pesmerge güçlerinin Kürdistan Demokrat Parti’ye (KDP) bagli Pesmerge güçlerinden farkli bir tutum izledigini ve Sii milislerle isbirligi yaptigini not etmek gerekiyor. Kürtlerden bazilari ‘tartismali bölgeler Kürdistan’a kalmayacaksa Musul için neden Kürt kani akitilsin’ diyor. Ama Kerkük’ün kimde kalacagina dair derin anlasmazliga ragmen her iki tarafin da birbirine ihtiyaci var. Haziranda utanç içinde bölgeyi terk etmis olan Irak ordusunun Pesmerge’nin destegi olmadan Musul’da zaferi ulasmasi zor. Tersinden Ezidi yurdu Sengal’in ISID’den tamamen kurtulmasi için de Tel Afer ve Musul’un temizlenmesi gerekiyor. Sengal’de yitirdigi itibarini geri almak için Pesmerge’nin Irak ordusuyla ortak operasyona katilmasi gerekiyor.
BÖLMEK DE ZOR TOPARLAMAK DA
Bölgenin geleceginde söz sahibi olmak için Musul’un kurtaran tarafta olmak önemli.
Musul’un kurtulusuna katki sunmak sadece Irakli güçler degil Türkiye’yi de düstügü durumdan belki kurtarabilir. ABD de Irak ordusu, Pesmerge ve Sünni asiretlerin ortakligini Iran’in nüfuzunu geriletecek bir formül olarak görüyor.
ISID birbirine dis bileyen bütün bu iç ve dis aktörleri isbirligine mecbur etse de aralarindaki farkliliklar bir koalisyonun sekillenmesini geciktiriyor. Irak, Amerikan isgalinden bu yana içinden çikilmaz bir cografyaya dönüstü. ABD’nin baslattigi kaosa ISID igrenç renkler katti. Bütün bu dengeler isiginda Irak bölünür mü sorusu üzerine söylenebilecek sey su: Bunca oyun bozucu faktör yüzünden Irak’i bütünlestirmek de zor parçalamak da!
Anlattigim bu ayrismanin ana müsebbibi olsa da ABD’nin mevcut kosullarda bölünme senaryosu üzerinden gittigi de söylenemez. ABD sanilanin aksine Kürdistan’in bagimsizlik ilanini da zamansiz buluyor. ABD’nin Iran’la örtüstügü ikinci nokta da burasi. Tabi simdilik.
——————————————————–
Radikal-3 Mart
Fehim Tastekin