Irkçiligin böylesi
‘Insan Haklari Sözlesmesi geçerliligini yitirdi. Savas hukuku uygulansin. Göstericilere füze atilsin. Türklere dogum kontrolü yapiliyor, ama yoksul Kürtler’in on çocugu var. Ben arastirdim Dünya Bankasi bunlara para ödüyor.. Ortada bir plan var.’
Akil almaz bir irkçilik, akil almaz bir paranoya!..
Bu sözler Ankara Üniversitesi’nde hukuk dersleri veren ve ilgili bölümün de baskanligini yapan Prof. Dr. Anil Çeçen’e ait..
Çeçen’in yillarca o üniversitede ve bu fikirler dogrultusunda ders verdigi biliniyor.
Bir itirazla karsilasmis mi, hiç sanmiyorum..
Hopa meydan savaslari baslatan üniversiteliler, hocalarinin bu irkçi fikirlerine karsi ne düsünüyorlar, cidden merak ediyorum.
‘AKP fasizmini’ dakkada bir protesto eden solcu gençlerimiz, Kürtleri kisirlastiralim, üstlerine bomba atip imha edelim diyen hocalarinin bu fikirlerine ne diyorlar acaba?
Onun bu irkçi bu hastalikli fikirlerini bugüne kadar dinlemekten hiç rahatsizlik duymuslar mi?
Peki ya YÖK, YÖK niye susuyor?
’40-50 kisinin toplandigini uzaydan tesbit ettigimiz anda, toplananlari füze atip imha edelim’ diyen bir kisi, nasil olur da üniversitede hukuk dersleri verebilir?
Anil Çeçen irkçiligi, ulusalciligi savas hukuku olarak bellemis.
Kafasina tedavisi mümkün olmayan bir illet gibi yerlesmis irkçiligi savas hukuku saniyor..
Farkinda bile degil oysa, ne savas hukukunu biliyor, ne yasadigi ülkenin gerçeklerinden haberi var..
Imhaya, kana, katliama doymamis..
Sanki PKK’yle savas yürüten bu devlet savas hukukuna bagli kaldi ve sivillere hiç saldirmadi saniyor.
Ya da bile bile yalan söylüyor.
Devlet simdiye kadar hangi savas hukukuna bagli kaldi acaba?
Ugur Kaymaz’i babasiyla yasadiklari evin önünde ve beraber infaz etmek savas hukuku muydu?
Kürt kadinlarina askerlerin karakollarda tecavüz etmesi, savas hukukumuydu?
Üç bin köyü haritadan silmek savas hukukunun bir geregi miydi?
Musa Anteri, Vedat Aydin’i, Mehmet Sincar’i infaz etmek mi savas hukukuydu?
Insan utanir biraz..
Diyarbakir’da kazma vurdugunuz her yerden insan kemikleri çikiyor, sizin savas hukuku dedigin bu mudur, Anil Çeçen?
Üç bin köyün haritadan silinmesi midir savas hukuku?
Bir halka karsi otuz yil boyunca hangi savas hukuku uygulandi da, simdi kalkmis, utanmadan, füzelerle imha etmemizin zamanidir diyebiliyorsun?
Çeçen’in, bilgisine basvuran Meclis buyurun yararlansin bu dehset verici fikirlerden!
Bu davetin o komisyona nasil gerçeklestigini bilmiyorum. Ama aldigim duyumlara göre her parti kendisine yakin buldugu kimseleri çagiriyor.
Her partinin listesi var, komisyona veriliyor o listeler ve davetler bu sekilde gerçeklesiyor
Cidden merak ediyorum, bu adami o komisyona kim, hangi parti hangi milletvekili davet etti?
Üniversitelerimizde, insan haklari alaninda çalismalar yürütmüs, bu kadar degerli bilim adami varken, Anil Çeçen gibi bir irkçi-ulusalciyi çagirmak kimin fikridir acaba?
Onu o komisyona çagiranlarin, Anil Çeçen’in bu konularda sahip oldugu ittihatçi-irkçi fikirlerden bihaber olduklarini sanmiyorum..
Çünkü o bu fikirlerini yillardir üniversite kürsülerinde, medyada söyleyip duruyor..
Hangi parti, komisyonda görev yapan hangi milletvekili bu fikirleri degerli ve dinlenmeye deger bulmus da bu adama davetiye yollamis, bilmek hakkimiz..
Farkli fikirlerden yararlanmak diyorlar buna da.
Son bir hafta içinde ayni ekipten biri bir televizyon programinda benim karsima çikti.
Üsenmemis kitaplar yazmis.. Kürtler neden devlet kuramaz diye.. Isittigime inanamadim, bir üniversitede hocaymis ve güvenlik dersi veriyormus..
Kürtlerle alakali her seyden korkuyorlar bu adamlar, ödleri patliyor..
Devletin isledigi cinayetler, katliamlar yetmiyormus gibi, devleti yeni katliamlara, cinayetlere davet ediyorlar.
Kuzey Irak’i yerle bir etmeden, Kürt sorunu çözülmez diyen bu adamlari medya simartti..
Yillardir kurulduklari ekranlardan kin ve öfke kusmaya devam ediyorlar.
Simdi de Meclis’e davet ediliyorlar ve fikirlerine basvuruluyor!
Biz Meclis Kürt sorununu çözecek, yeni bir anayasa yapacak diye beklerken, Meclis’in çagirip dinledigi adamlara bakin Allah askina!
Kürtleri kisirlastirin, 30’unu, 40’ini birarada gördügünüz andan itibaren üstlerine füze yollayin, imha edin diyen bir üniversite hocasi!
Güneydogu’daki belediyelerin mesleki birlikler kurmasini, milli felaket olarak gösteriyor.
Belediyelere de birer füze yollayalim diyecek kadar öfkeli!
Maalesef ne hükümetten ne muhalefet kanadindan Anil Çeçen’in taammüden soykirim, taammüden katliam teklifine karsi ciliz da olsa bir ses duyduk.
Darbeci generallerin yargilanmasina çok üzülen medya ve siyaset, Anil Çeçen’in sovenizmine, irkçiligina ses çikarmadi..
Suspus oldu herkes!
Bu fikirler marjinal mi bulundu acaba ondan mi dersiniz?
Hiç sanmiyorum.
Bu fikirleri savunanlar bir avuç insan degil belli ki..
Her yerde karsimiza çikiyorlar..
Inanin Anil Çeçen gibi adamlarin hissiyatina bu ülkede deger verilmeseydi, Uludere katliami için bir özrü Kürtler’e çok görmezlerdi..
Katliam için bir özrü çok görenlerin devleti ile, Çeçen’in savundugu devlet arasinda bir fark yok..
O devlet bu devlettir!
Gözbebekleri gibi koruduklari ve katliamlarini gizlemeye çalistiklari, yeni katliamlara davet ettikleri devlet ayni devlettir!
Özür dilemeyi milli bir gurur vesilesi haline getirmeselerdi, simdi Anil Çeçen’e de karsi çikarlardi.
Ve normal bir demokraside, irkçiligin suç sayildigi bir ülkede, Çeçen, katliam önerisinde bulundugu için insanliga karsi suç islemeyi tesvik etmekten derhal tutuklanirdi..
—————————————–
Taraf-14 Ocak
Orhan Miroglu