Makale

Koskoca bir Tebrik Kürdistani Londra KOMKAR Halk Danslari Ekibi’ne

Aslinda yazinin basligi ‘sonradan uzayan boynuz kulagi geçer’di. Fakat KOMKAR Halk Danslari Ekibi’nin yillardir göstermis oldugu basarilar, beni su andaki basligi yazmama neden oldu ve böylesi iyi de oldu.

Bugün, yani 2 Agustos, sokakta yürürken eskiden tanidigim Dersimli birini gördüm. Kendi kendine konusuyor ve yipranmis bir haldeydi. Ben, Orhan’i KOMKAR Dernegi’nde tanidigimda, yil 1985’ti ve o, henüz 16 yaslarindaydi. Kürdlere ilgi duyuyordu. Kipir, kipir, sabirsiz ve heyecanli bir hal içerisinde idi. O halini görünce, belki halk danslari ile onu dizginler ve süreç içerisinde saglikli bir rotaya çekebiliriz düsüncesinde idim. Baslarda Halk danslari ilgisini çekti ve kimi gösterilere istirak etti. Gel zaman git zaman bizim ele avuca sigmayan Orhan, sundugumuz etkinlikleri begenmez oldu. O da birçoklari gibi, ‘ Kürdistan’i Folklorla mi kurtaracaksiniz?’ diye suçlamaya basladi. Ben de ona ‘sayet bizden daha firtinali ve verimli bir ekip bulabilirsen, git orada kendini bul’ diye öneride bulundum. Orhan gitti geldi ve ‘ama onlar savasiyorlar’la bizi begenmez oldu. Böylece Orhan kendince yeni bir mekan buldu ve artik orda burda Serxwebûn satar oldu. Orhan’i etkileyen, Urfali Emin Abisi’nin de, su an ondan pek farki yok. Emin oldukça hesapli biri idi. Aradan 27 sene gibi koca bir zaman dilimi geçmis. Orhan gibi onlarca kisi su an geçen zamanin muhasebesini yapmakta ve bu onlarda ciddi bir bunalim gerekçesi. Evet, böylece ne onlar erdiler muratlarina, ne de biz erdik kerevetine. Ama biz her seye ragmen bir çizgi tutturduk ve kanimca dogru olani da buydu.

Evet degerli okurlar,

Biz neye, hangi araca el attiysak, Apocu baylar bizi begenmez oldular. Kimi derneklerimizde gençlere yönelik Tisch Tenis(masa topu), bilardo, futbol turnuvalari düzenlemek bu baylar için, gençlerimizi kandirmaya yönelik seyler idi. 1980’lerin baslarinda Berlin’de, kimi Kürd imamlarinca cami kurmaya yönelik teklife bile sicak bakmadik ve gereken islemleri baslatmadik. Baslatsaydik belki de bu çevreler kurdugumuz Kürd camilerini bile 87 de oldugu gibi yakarlardi. Son 10 yilda, özellikle de bu çevreler isin tadina varmis olacaklar ki, kendi camilerinde bile bilardo oynatabiliyorlardi, ne demisler, ‘sonradan uzayan boynuz, kulagi geçermis’.

Baska dallarda oldugu gibi, Halk danslari da benim alanima dahildi. Halk danslarini kendi kisitli imkanlarimla oradan buradan kaparak gelistirdim. Her gittigim yeri degerlendirdim; ben onlara, onlar bana bir seyler vererek Almanya genelinde ve Kürdler arasinda en iyi halk danslari ekibi haline geldik. Bana soracak olursaniz, bizlerin genel anlamda hiç bir temel egitimimiz zaten yoktu, ne profesyoneldik, ne de maddi imkanlarimiz vardi. Tek silahimiz sadece fedakârlik, büyük bir özveri ve bu mücadeleye baglilikti. Kaybolmayla karsi karsiya kalan halk danslarimizi koruyup, yasatmak, hatta ileri tasimak bize farzdi. Yalnizca Berlin’de bile, halk danslarina ilgi duyup ve kimi gösterilere katilan en az 500 kisi, Kürd kültürünün yasatilmasina katkida bulunmuslardir. Türk (kardeslerimiz), Kürdlerin halk danslarindan rant elde etme ve bu görkemli kültürü çalma telasinda idiler. Buna karsin bizler de bu kültürü, Türklere yar etmemek için, yaban ellerde az yol kat etmedik. Gün geldi uluslararasi yarismalarda, ya da lokal bölgelerde, Türklerin hesaplarini hep kursaklarinda biraktik, tipki Ingiltere’de düzenlenen Dünya Halk Danslari yarismalarinda, yillardir birinciligi elde birakmayan KOMKAR Halk Danslari Ekibi gibi. Bu vesileyle KOMKAR Londra Halk Danslari Ekibi’ne ve bilhassa hemsehrim Hüseyin Kardese hürmet ve tesekkürlerimi iletmek isterim. Kürd basininin bu önemli uluslararasi basarilar karsisindaki suskunlugu ise bence çifte standarttir ve hiçbir hakli gerekçesi olamaz. Böylesi uluslararasi yarismalar belli bir olgunluk ve düzey ister. Bu türden etkinlik ve yarismalar sansasyonel etkinliklerden uzak ve sadece isin özünü anlatmayi ilke edinir. Kimse bu kültürü gelistirip ileriye tasiyanlardan APO posterleriyle gösteri sunmasini beklemesin.

Degerli okurlar, kisa bir Avrupa gezisinden sonra, Arap baharinin gölgesinde nefes almaya çalisan Kürdleri, Kürd bahariyla atiflamak ne kadar dogru olur bilemiyorum. Gözlemledigim kadariyla, birçok politik çevrenin sagduyuyu yitirip, galeyana gelmis olmasidir. Gönül ister ki Kürdler biran önce, en iyisine kavusabilsinler. Bence hersey çok erken ve bizler temkinli olmak zorundayiz. Zafer sarhosluguna kapilmak ve kitlelere yanlis bilgiler vermek, su asamada hem erken hem de dogru olmaz. Kuzey cephesinde bu bilgileri alel acele yaymaya çalisan kisilerin yüzde kaçi Bati Kürdistan´daki politik güçler ve yurtseverlerle iliski içerisinde olmuslardir, dogrusu benim için merak konusu. Son birkaç haftadir özellikle de Bati Kürdistan’la yatip kalkiyoruz. Hele hele son günlerdeki heyecan ve kurtarilmis bölgelerin haddi hesabi yok. Ve bu bölgemizde, PYD çevresinin birilerine dayanarak elde etmis oldugu gücü alabildigine abartmak ne kadar dogru olur, o da ayri bir tartisma konusu. Düne kadar bu bölgemizde rejim tarafindan adam yerine konulmayan ve birbirlerine karsi kullanilan Kürdler, son bir yil içerisinde Suriye’de cereyan eden gelismelerden dolayi, birden kesfedildiler, özellikle de PYD çevresi. Esad ailesiyle devam eden PKK iliskisinin varmis oldugu bu tablo, dün oldugu gibi bugün de, kimi çeliskileri birlikte tasimaktadir. Besar Esad giderayak Kürdlere bir kiyak yapar mi, pek zannetmiyorum. Ne de olsa o bir Arap devletinin basindadir ve Arap çikarlari onun için agir basacaktir. Besar’in yerine kim mi gelir, büyük olasilikla Müslüman Kardesler agirlikli birileri gelir ve onlar da Kürdlere gül bahçesi sunmayacaklardir. Diger yandan PYD nin bagli oldugu çevre, tipki diger parçalarda oldugu gibi, bizlere neleri reva görmüsse, burada da yapacagi odur. Ne demisler, ‘sütten agzi yanan, yogurdu üfleyerek yermis’. Gönül isterdi ki sizlere baska bir atasözüyle, moral verebilse idim. Bunu da sizlere verebilmem için, PYD çevresinin Temmuz Hewlêr antlasmasina uymasi sart.

Hüseyin Sahin

Back to top button