Makale

Kürt Paketi

90’li yillar boyunca siyasetçilere hep sunu söyledik: PKK ile silahli mücadeleyi sürdürürken bir yandan da Kürtlerin gasp edilen haklari için reformlar yapin.

Ve hep ayni cevabi aldik: Terörle mücadele sürerken reform yapilamaz. Gerçekte terör sadece bir bahaneydi. Tam tersine, teröre karsi savasirken bir yandan da Kürtlerin temel haklarini iade etmek birbirini tamamlayan ve birlikte uygulanmasi gereken politikalardi. Ayak sürümelerinin asil sebebi resmi devlet politikasinda degisiklik yapma cesaretlerinin olmayisiydi. Resmi devlet politikasinin bas savunucusu da malum, o zamanki TSK’ydi. Ama siyasilerimiz bu aczlerini ifade edemedikleri için yasakçi politikalarina ‘terörün sürmesini’ bahane ediyorlardi. Terörle siddetli bir mücadelenin sürdügü bugün yapilmasi gereken sey yine ayni: Eksik kalan reformlari tamamlamak… Sükürler olsun ki bugün, bu cesarete ve ayni zamanda yüzde 49.5 gibi müthis bir temsil gücüne sahip bir hükümetimiz var. Ana muhalefet partisi de her firsatta Kürt sorununun Meclis’te çözülmesi için elinden gelen destegi verecegini söylüyor. Hatta Kiliçdaroglu daha geçenlerde baskanlik sistemi ve anayasanin ilk dört maddesi disinda her seye var olduklarini deklare etti.

O zaman, yeni dalga reformlar için beklenecek bir sey yok.

Su anda gelip dayandigimiz nokta, Kürt sorununun anayasadan kaynaklanan temellerinin ortadan kaldirilmasi.
Konu buraya geldiginde genellikle su söyleniyor: ‘Zaten topyekûn bir yeni anayasa sözü verdik. Yeni anayasa yapilirken bu sorunlar da halledilecek.’ Oysa hepimiz biliyoruz ki, yeni anayasa yapmak dedigimiz sey senelerin isi… Öyle çok görüs ayriligi ve müzminlesmis tartisma var ki, çikabilecegi de süpheli. Ayrica ben, bastan sona yenilenmis, ‘gipgicir’ bir anayasa yapabilecegimize de hiçbir zaman inanmadim. Çünkü toptan yenilenmis anayasalar ancak darbelerden ya da devrimlerden sonra – ki sonuçta ikisi de ayni kapiya çikiyor ‘ yapilabilir. Kendilerinden önceki her seyi bir kenara firlatip, ülkenin bütün siyasi güçlerini sahneden uzaklastirip ‘sifir’ noktasindan baslama ‘lüksü’ ancak darbecilerin sahip olduklari bir lükstür! Demokratik rejimlerde parlamentolar hiçbir seye sifir noktasindan baslayamazlar; bir gün çika gelip yepyeni bir ‘düzen’ kuramazlar. Parlamentolarin çogulcu yapisi bu degisimin ikna ede ede, paket paket, her paket için farkli ittifaklar kurarak bir süreklilik içinde yürütülmesini gerektirir. Önceliklerin nasil siralanacagini, hangi meselenin ön alacagini ise siyasetin ihtiyaçlari ve imkanlari belirler. Meseleye böyle baktigimizda ben bugün yapilmasi gereken seyin, bütünsel bir anayasa degisikligini beklemeksizin, siyasetin getirip önümüze koydugu Kürt reformunu tamamlamak, 90 yillik Kürt sorunun son kalintilarini da temizlemek üzere, mini bir anayasa degisikligi paketi hazirlamak oldugunu düsünüyorum. Evet, mini bir paket… Sadece üç temel noktada yogunlasmis bir paket:

1. Hiçbir etnisiteye gönderme yapmayan bir vatandaslik taniminin getirilmesi ya da mevcut vatandaslik taniminin çikarilarak hiçbir sey konmamasi;

2. Anayasanin 42. maddesindeki ‘Türkçeden baska hiçbir dil, egitim ve ögretim kurumlarinda Türk vatandaslarina anadilleri olarak okutulamaz ve ögretilemez’ ifadesinin çikarilmasi.

3. Idari teskilatla ilgili bölümde yerinden yönetimin ‘genel yetkili ve görevli’ hale getirilmesi; bir baska deyisle merkezi yönetimlerin görevlerinin sayilip, kalanlarin yerel yönetim tarafindan yerine getirilmesi yaklasiminin benimsenmesi…

Peki böyle bir paket çikabilir mi?

Yukarida saydigim üç maddeden hiç birisi Kiliçdaroglu’nun koydugu istisnalar içinde yer almiyor. Dolayisiyla CHP böyle bir pakete hayir demekte çok zorlanacaktir. Yillardir ‘parlamentoda çözüm’ dedikten sonra parlamentoya getirilen bu demokrasi paketini reddetmesi skandal olur. Böyle bir skandala imza atarsa o zaman da grubunu tutmasi çok zor olur.

HDP’ye gelince…

Bu konuda HDP’den hiçbir sey beklenemez; hiçbir destek arayisina da girilemez. Paket parlamentoya geldiginde cani ne isterse onu yapar. Ister destekler, ister karsi çikar… Sonra zaman geçer, yeni bir atilim için gereken toplumsal destek ve siyasi ittifak olusur ve belki sira baska meselelere, mesela degitirilmesi teklif dahi edilemeyen maddelere gelir…
Böyle böyle ilerlenir.

————————————————–

Aksam-19 Aralik

Gülay Göktürk

Back to top button