Milliyetçilikten sosyal demokrasi yaratan sol

CHP’den sik sik Taraf’in kendilerine karsi ‘tavirli’ oldugu elestirisini duyariz ya.

Sanirim ‘CHP ve sosyal demokrasinin krizi’ yazi dizimizin ardindan bu yaklasimlarini yeniden degerlendiriyorlardir.

Zira tarihteki ve bugünkü pratiklerine, söylemlerine karsin, hâlâ kendilerinin ‘sosyal demokrasi’ içerisinde tarif edildiklerinin farkindadirlar.

Dün yazi dizisinde Ayse Kadioglu’nin da görüsleri vardi. Ve diziye baslik olarak da kendisinin ‘Yenilikçilerden umutluyum’ seklindeki sözleri seçilmisti.

Bildiginiz üzere bu ‘yenilikçilik’ ve ‘yeni CHP’ kavramlari, Kemal Kiliçdaroglu’nun çok çok açik bir sekilde Baykal’a karsi kurulan komplonun ardindan alternatif olarak ‘belirtilmesinin’ ardindan tedavüle girdi.

Yil 2010. Referandumdan hemen önce.

Hürriyet’in basini çektigi merkez medya Kurultay’a dek kendisini ‘çok çalisacagiz’, ‘hedef yüzde kirk’ mansetleriyle selamladi.

Koç’un öncülügünü yaptigi, rejimin dönüsüm sürecine karsi olan Istanbul sermayesi de güçlü destegini esirgemedi.

Tabii akademi, sendikalar, odalar vs. de.

Tipki Kadioglu gibi o günlerde ‘sol, demokrat’ aydinlar da çok heyecanlanmislardi. Rejimin asli unsurlarinin bu ‘desteginin’ anlamini çok iyi bildikleri hâlde bu ittifaklari ‘tali’ saydilar. Baykal komplosu ise ‘hayrin yolunu açmis’ bir fenalikti iste.

Ve nihayet kurultayda ‘yenilikçiler’ kazandi. ‘Yenilikçiler’ artik, partide genel baskan düzeyinde temsil ediliyorlardi.

‘Yenilikçi önder’ Kiliçdaroglu’nun ilk icraati ise, 12 Eylül Anayasasi’nda gedikler açacak referandumda ‘hayir’ kampanyasi düzenlemek oldu. MHP ve bilumum ‘eskiliklerle’ kol kola…

‘Yenilikçilerden’ umutlu ‘solcu’ aydinlar, ‘hele durun’ dediler, ‘daha yeni yönetime geldiler!’

Derken 12 Haziran seçimleri gelip çatti.

‘Yenilikçi’ Genel Baskan, eski yönetimin ‘Ergenekon’un avukatligi’ siarinin dozunu yükseltti. ‘Adres verin’ dedi Meclis kürsüsünden, ‘gidip Ergenekon’a üye olacagim!’

Seçim kampanyasinda MHP’nin ‘Habur ihaneti’ sloganini kullanmaktan bile çekinmediler.

Demirel’in araciligiyla darbe saniklarini ve sembol milliyetçi isimleri milletvekili adayi gösterdiler.

Ama kuskusuz bu ‘teferruatlar’ da, ‘sol’ aydinlarin CHP’nin ‘hakkini vermeleri’ için önemli ‘kalemler’ degildi.

Yine mi bamya

Derken, aydinlarimizin, ‘Henüz ekibini kurmadi, aceleci olmayin’ dedikleri ‘yenilikçi’ Kiliçdaroglu, bir kurultay daha kazandi. Yani güvenoyu aldi, partinin yönetimini sekillendirdi.

Artik bahane kalmamisti ve yeni bir ‘cilalama kampanyasi’ daha baslatildi. ‘Umutlu sol’ aydinlar da celp beklemeden cepheye kostular.

Ama sonuç yine hüsrandi. Kiliçdaroglu daha çok çalisiyor, Silivri’ye ziyaretlerini siklastiriyor, yasamanin icraatlarini Anayasa Mahkemesi’ne isik hiziyla ulastiriyordu.

‘Yenilikçi’ Genel Merkez, partiden yükselen milliyetçi-ulusalci çikislara birakin tepki vermeyi, destekliyordu.

Ve geldik bugüne.

Siyasal iktidar 30 yillik savasi bitirecek bir hamle yapti. Imrali ile görüsmelere basladi. BDP ile yeni bir anayasa için uzlasi açiklamalari yapiyor. Erdogan grupta ‘her türlü milliyetçiligi ayaklar altina’ aliyor.

Peki ya ‘umudun adi CHP’ ne yapiyor?

MHP ile birlikte ‘PKK anayasasi geliyor’ diyor.

Kiliçdaroglu grubunda Istiklal Marsi’ndan dizeler okuyor. CHP Sözcüsü Haluk Koç’un tabiriyle, BDP’lilerin ‘o kaba siveleriyle’ Sinop’ta linç tehlikesi atlattigi günün ertesi ‘Bu ülke adina canlar veriyoruz. Onlara sahip çikmak her milliyetçinin görevidir’ diyor. ‘Hangi hakla milliyetçilige laf ettigini’ sordugu Erdogan’a ‘Atatürk’ten korkmuyorsun, bari Allah’tan kork!’ diye sesleniyor.

Kimsenin inancina sözüm olmaz elbette. ‘Tartisma da ayrisma da sorun da yok’ diyen CHP PM üyesi ve ‘yenilikçi’ gruba dâhil edilen Fikri Saglar’a ragmen ‘Yok yok, sen bilmezsin var’ diyen Kadioglu’nunkine de.

Ama umuduna ‘Avrupa sosyalistleri de zaman zaman milliyetçilige kaydi’ diyerek gerekçe bulan kadioglu allahaskina anlatsin.

Hangi Avrupa ülkesinde, solcu aydinlar, ceberut devleti kuran ve tarihiyle, bugünüyle bu denli istikrarli biçimde milliyetçi olan bir partiye sizin gibi açik çek sunmustur. Ve de kendilerine hâlâ solcu denmektedir?

22 Subat- Taraf

Melih Altinok