Makale

MIT hakkindaki suçlamalar

MIT yetkililerinin savcilik tarafindan davet edilmesi ve konunun Müstesar Hakan Fidan merkezli tartisilmasi olayin arka planini görmemizi engelliyor. Olayin arka tarafinin konusulmasini engellemek için de, AK Parti iktidara geldigi günden beri bir kere bile lehinde tutum sergilememis çevreler, konuyu israrla Fidan’in üzerinden Basbakanin kucagina birakmaya çalisiyor.

Bizim olayi, Basbakan’in bizzat atadigi MIT Müstesari’nin savciliga çagrilmasindan çikarip, gazetelere yansiyan iddialari konusmamiz gerekmez mi? Biz, bugüne kadar bir kisim çevreleri, islenen suça degil de isleyenlere bakmalarindan dolayi elestirmiyor muyduk?

Yillardir konustugumuz, tartistigimiz konular vardi hatirlayacaksiniz. Kamuoyu tarafindan MIT-PKK iliskileri her zaman sorgulanmis, Ugur Mumcu’nun öldürülmesinin altindaki en büyük sebep olarak bu derin baglantilari çözmüs olmasi gösterilmisti. Her ne kadar irticai bir görüntü verilse de Ugur Mumcu, PKK’nin MIT ile irtibatlarina ulasmasi nedeniyle ortadan kaldirilmisti.

Bu kanli örgütün hikâyesine baktiginizda, Kürt meselesiyle ilgili ne zaman bir ilerleme saglansa, ne zaman çözüme yönelik bir adim atilsa sürecin gizli eller tarafindan baltalandigini görürsünüz. Ya da PKK ne zaman köseye sikistirilsa, ne zaman bitme noktasina gelinse ona bir can suyu verilmis, bitmesi engellenmisti.

En son Uludere’de böyle bir hayat öpücügü konduruldu PKK’ya ve etnik siyasete. Son dönemdeki operasyonlarla agir darbeler alan ve büyük çözülme yasayan etnik siyaset, Uludere provokasyonu ile yeniden kendine geldi. Medyaya yansiyan haberler, gerçekten çok vahim iddialar tasiyor. Her ne kadar Oslo görüsmelerini merkeze alan bir tartisma yasaniyor olsa da iddialar Oslo görüsmelerinin çok ötesinde bilgiler ihtiva ediyor. Mesela 14 Temmuz’da 13 gencecik fidanimizin topraga düsmesine neden olan eylemin talimatina bizzat MIT’in aracilik ettigi ileri sürülüyor. Bu hakikaten yenilir yutulur bir durum degil. Zaten o eylemin üzerindeki saibeler günlerce medyada konu edilmis, bölge komutaninin göstere göstere çocuklarimizin sehit edilmesine sebep oldugu konusulmustu.

Yine Öcalan’in Silvan olayindan bir hafta sonra yazdigi mektupta örgüte ‘silah birakmayin, savasmaya devam edin’ talimati verdigi ve MIT’in bu mektuba da aracilik ettigi belirtiliyor. Mektuplari PKK’ya ulastiran MIT’çilerin güvenlik kuruluslarina bilgi vermedigi de iddialar arasinda. Hele ‘PKK militanlarinin Güneydogu’da polis olmasinin saglanmasi’ yönündeki suçlama hakikaten yenilir yutulur degil. KCK yapilanmasinda MIT’in akil hocaligi yapmasi, sokak eylemlerinde isi bizzat organize edenler arasinda yer almasi kusku uyandiriyor.

Ancak en büyük soru isareti, Uludere katliamiyla ilgili. Uludere’de MIT’in bir rolü var midir? Hatirlayacaksiniz, hadisenin meydana geldigi ilk günlerde MIT gündeme gelmis, teskilat olayda rolü oldugu yönündeki iddialari yalanlamisti. Siyasî idarenin bazi konularda inisiyatif almasi, konuyla ilgili karsi tarafla zihni egzersizleri yapmasi anlasilir hatta olmasi gereken seylerdir. Bunu kimse tartismiyor. Ancak kamu vicdaninda PKK-MIT görüsmeleriyle ilgili istifhamlar olustugu da bir gerçek. Bunun, kamuoyunu ve siyasi iradeyi oyalayan, yaniltan, onlari yanlis yapmaya sevk eden bir görüsme biçimi olduguna dair endiseler giderek artiyor.

—————————————–

11 Subat

Mehmet Kamis

Back to top button