Olumlu ama daha fazlasi gerekli
CHP milletvekili Aygün’ün söyledikleri, Dersim Tertelesi’ni yeniden gündemin ilk sirasina çikardi.
Televizyon ekranlariyla gazete sayfalarinda, konuyla iliskin program, makale, arastirma, ani ve degerlendirme yazilarindan geçilmiyor.
Hiç kusku yok ki bu durum sevindirici ve ‘hayirlara vesile’ olacak cinsten.
Ama bilinmelidir ki Dersim Tertelesi ile ilgili gelismeler, bu alanda çalisma yapan Aygün’ün son söyledikleri ya da ondan önce CHP eski milletvekillerinden Onur Öymen’in Meclis’te yaptigi ve partisinin ne olup olmadigini çiplak bir biçimde yeniden ortaya koyan konusmasiyla baslamadi.
Kürd yurtsever hareketi bu konuyu sürekli ve her firsatta gündeme tasidi.
Ülke içi ve disinda Dersim Tertelesi’ne iliskin seminerler, anma geceleri düzenledi.
Brosürler basildi, arastirma çalismalari yayinlandi, romanlar yazildi.
Bu alanda çalisma yapan, Dersim Tertelesi ile Kürd sorunu arasindaki iliski noktasinda emek harcayip ter döken bir hayli yurtsever kalem var.
Ki, kanimca aralarinda ikisi, Munzur Çem ile Mehmet Bayrak özel ve minnetle anilacak bir yere sahipler.
Kürd yurtsever hareketi bununla da yetinmedi, devletin özür dilemesi de dâhil, Dersim ile ilgili olarak bir hayli talebi dile getirdi, uluslar arasi destek saglamak amaciyla çalismalar yapti.
Örnegin KOMKAR, aralarinda Seyid Riza’nin da oldugu Kemalist rejim tarafindan katledilen ulusal ve dini Kürd liderlerin mezarlarini talep eden uluslar arasi bir kampanya yürüttü.
Elbette anlattiklarim ve benzerleri TC Basbakani Erdogan’in hem geçmiste Meclis’te, hem de 23 Kasim günü partisinin bir toplantisinda söylediklerini önemsiz hale getirmez.
Aksine, geçmiste, Basbakan’in niyetinden bagimsiz olarak ‘Dersim Katliami’ terimini kullanmasi önemli bir gelismediydi. 23 Kasim günü ‘sa’li, ‘se’li cümleler ile de olsa, Dersim Tertelesi nedeniyle devlet adina özür dilemesi bir baska önemli adimdir.
Hiç kusku yok.
Türkiye’nin bu duruma gelmesinin, Türkiye’de yasayan farkli dini ve etnik kimliklerin inkâri ve asimile edilmesi üzerine insa edilen TC Basbakani’nin Dersim Katliami nedeniyle özür dilemesinin birçok nedeni vardir. Yukarida bahsettigim Kürd yurtsever hareketinin bu ugurdaki çalismalarinin payi büyük; AB üyelik süreci ile dünyayi etkisi altina alan küresel degisim firtinasinin da
Tüm bunlarin yani sira, AK Parti hükümetinin, Kemalist sistemin dayanaklarindan biri olan askeri vesayet rejimini geriletmesi ile yargi sisteminde yapilan degisiklerin inkârdan gelinemez payini da görmek kadirsinaslik geregidir.
Evet, Basbakan Erdogan’in Dersim Katliami nedeniyle devlet adina özür dilemesi önemlidir, ama tek basina yeterli degildir.
Basbakan Dersim Tertelesi’nde katledilenlerin Kürt ve Alevi olduklarini, Tertele’nin kendi dini ve etnik kimliklerini özgürce yasama taleplerine verilen bir cevap oldugunu unutmamali ve gerektirdiklerini yerine getirmelidir.
En basta da basta ‘Dersim’ olmak üzere bölgede degistirilen adlarin iade edilmesi için gerekli düzenlemeler yapilmali; Tertele sonrasi evlatlik verilen Dersimli kiz çocuklarin akibeti açikliga kavusturulmalidir.
Seyid Riza’nin mezarinin nerede oldugunun söylenmesi, dilenen özrün önemli bir tamamlayicisi olacaktir.
Zorunlu din derslerinin kaldirilmasi ve cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesi basta olmak üzere, Alevilerin hakli taleplerinin karsilanmasi, kayitsiz sartsiz din ve vicdan özgürlügünün saglanmasi, Dersimlilerin yüregindeki Tertele’nin acisini hafifletecektir.
Dersimliler Kürd olmanin bedelini Tertele ile ödediler; ödemeye de devam ediyorlar.
Bu nedenle Kürdlerin ulusal ve demokratik taleplerinin karsilanmasi, devlet adina dilenen özre anlam katacaktir.
Ki, bu noktada ne yazik ki iyimser olmak mümkün degil.
Çünkü Atatürk posteri önünde konusurken Mustafa Kemal’in adini agzina almayan, O’nun Tertele’nin asil sorumlusu oldugunu söyleme cesareti göstermeyen Basbakan, devlet adina özür diledigi anlarda, Dersimde askeri operasyonlar tüm hizi ile devam ediyordu.
Hiç kusku yok ki özür dilemek bir erdemdir.
Bu erdeme nail olan TC Basbakani Erdogan sik sik yaptigi mehteran yürüyüsünü bir kenara birakmali, özrün gerektirdigi adimlari atma cesaretini göstermelidir.
Aksi takdirde diledigi özrün Kürdler nezdinde hiçbir kiymeti harbiyesi olmayacaktir.
Mesud Tek