Makale

Sark ül Evsat, Alevi devleti karari Tahran’in elinde

Suriye lideri Bessar Esad ‘in görevi birakip ülkeyi terk etmesini beklemeyenler, islerin bir Alevi devletinin kurulmasina dogru gidecegini düsünüyor. Fransa , 1. Dünya Savasi’ndan sonra Suriye ve Lübnan’i isgal ettiginde, Alevi devleti kurmayi teklif etmis ve teklif, mezhep liderlerince kabul görmemisti. Esad savastaki israrini sürdürüyor. Zira Alevi devleti elinin altinda hazir duruyor ve babasi Hafiz Esad, buna yillarca hazirlanmisti.
Bu konu, Suriye muhalefetinin düsüncelerinden ibaret degil elbet. Ortada Alevi devletini kurma seçeneginin, Esad rejiminin çökmesinin an meselesi olmasindan sonra gündemde oldugunu dogrulayan gelismeler var. Bu aslinda Iran ‘in seçenegi. Iran , 1980’lerin basindan itibaren Ortadogustratejisinin merkez halkasi olarak gördügü Suriye’yi kaybetmesinin alternatifini, böyle bir devleti kurmak suretiyleAkdeniz ‘deki nüfuzu için köprübasini tutmak oldugunu düsünüyor. Iran yaklasimina göre, bu Alevi devletinin resmi olarak ilan edilmesi disinda, Hizbullah ‘in Sii devletiyle bulusmasi öngörülüyor.
Görünen o ki Rusya da bu tercihe yakin. Zira Rusya da Suriye’yi kaybetmesinin ancak baskenti Lazkiye olan ve güneyde stratejik bir bölgede tek deniz üssünün bulundugu Tartus’u kapsayacak Kuzeydogu Akdeniz ‘de Alevi devleti kurulmasiyla telafi edilecegini düsünüyor. Meselenin bölge içinde ve disinda ele alinmasi, böyle bir devlet kuruldugu takdirde, Iran ‘in Akdeniz ‘deki ön üssü Lübnan’daki Hizbullahdevletiyle birlikte kurulacaktir. Seçenek basarili olursa, bu,Ortadogu ‘nun Irak ‘i ve diger Arap ülkelerini içine alacak bölgede yeni bir Sykes-Picot’a götürecektir. Bu alanda su söylenebilir: Siyasi haritalarin degistirilmesi zor; devletin yikilmasi ve enkazlari üzerinde baska devletlerin kurulmasi, tarihin bu döneminde mümkün olsa da oldukça zor. Ancak Yugoslavya’yi hatirlarsak, yeni bir Sykes-Picot’un olmasi veAlevi devleti kurulmasi seçeneginin masada olmasi muhtemel.
Bu seçenege bölgesel ve uluslararasi muhalefet olacaktir.Ortadogu denkleminde esasli devlet Türkiye ‘nin, yani basinda böyle bir mezhepçi olusum kurulmasini kabul etmesi imkânsiz. Bu yeni devlet Akdeniz sahilini isgal ederse, bu Türkiye için sorun teskil edecektir. Hele Suriye Alevilerinin de Türk adiyla Hatay’da uzantilari varken…
Bu, kolay bir mesele degil, ancak ülkelerin hilelere basvuracagi süphesiz. Esad, babasindan agir bir miras aldi. Birçoklari, babasinin Suriye tarihi boyunca gördügü en büyük mezhepçi kisi oldugunu bilmez. Hafiz Esad, Suriye’yi Iran yörüngesinde dönen küçük bir cisme dönüstürdü. Esad, söz konusu mezhepçi devlet seçeneginin tehlikeli oldugunu anladi ancak bir sey yapamiyor.
Birçoklarinin aklindaki soru su: Araplarin atan kalbi olarak görülen ve 1963’ten beri ‘ebedi mesaja sahip tek Arap milleti’ söylemini yükselten Baas Partisi’nin yönettigi Suriye, nasil Iran’a bagli bir devlete dönüstü?
Buna yanit vermek zor oldugu için Hafiz Esad’in Trablus’ta Suriye istihbaratinin 1970’lerin basinda suikast düzenleyerek öldürdügü subay Muhammed Imran’dan daha mezhepçi olduguna isaret etmek gerek. Baba Esad, iktidar yillarinda ve daha önce savunma bakani ve parti üyesiyken, Suriye ordusunu mezhepçi temelde yeniden olusturabildi; hatta Mustafa Tlas ve Hikmet Essehbani gibi Sünni subaylari, askeri ve siyasi etkisi olmayan dekoratif yüzlere dönüstürdü. Kardesi Cemil Esad’in Siilestirme kampanyasinda elini serbest birakti. Ancak Suudi Arabistan ve bazi Körfez ülkeleriyle iyi iliskiler kurdu. Iktidara geldigi ilk andan itibaren Iran denkleminde temel yer edinen ve belli basli Arap ülkeleriyle iliskileri kesen Bessar, bu dengeyi koruyamadi. Bu yüzden su an bahsi geçen mezhepçi devlet, kesin tercihi olacaktir. Zira bu, Ali Hamaney ve Kum havzasinin da seçenegi. (Londra’da Arapça yayimlanan Sark ül Evsat gazetesi, 26 Temmuz 2012)

Salih El Kallab

Back to top button