Sayin Basbakan, demokrasi bunun neresinde, laiklik bunun neresinde?
‘Atatürkçü gençlik’ten dindar, muhafazakâr gençlige mi?…
Soruyorum Sayin Basbakan:
Ben çocugumun dindar ve muhafazakâr yetismesini istemiyorsam ne olacak? Torna tezgâhindan çikmis gibi tek tip kafalar yetistirmeye dönük egitim düzeniyle demokrasinin gözettigi farkliliklar hiç bagdasabilir mi?
Erdogan, Kiliçdaroglu’nu elestirirken, hedeflerinin dindar ve muhafazakâr bir gençlik yetistirmek oldugunu söylüyor.
Öyle mi?
‘Atatürkçü gençlik’ten sonra sira ‘dindar, muhafazakâr gençlik’te mi?
Devlet simdi bunu mu is edinecek?
O zaman demokrasi bunun neresinde olacak? Gerçek laiklik neresinde olacak? Soruyorum Sayin Basbakan’a:
Ben çocugumun dindar ve muhafazakâr yetismesini istemiyorsam ne yapacagim?
Siz okullarda dindar ve muhafazakâr bir nesil yetistirecekseniz, benim çocugum ne olacak?
Torna tezgâhindan çikmis gibi tek tip kafalar yetistirmeye dönük egitim düzeniyle demokrasinin gözettigi farkliliklar, renkler hiç bagdasabilir mi?
Demokrasi kültürü böylesine tek tip bir zihniyet ortaminda bogulup gitmez mi?
Sayin Basbakan;
Her seye Atatürkçü damgasinin vuruldugu bir dönemden sonra, simdi de dindar-muhafazakâr damgasi mi vurulacak?
Benim dinle de, dindarlikla da, muhafazakârlikla da bir alip veremedigim yok.
Hepsine saygim var.
Ama öyle olmak zorunda degilim. Çocugumun da böyle yetismesine itirazlarim vardir, olabilir.
Kisacasi;
Bir parti liderinin dindar, muhafazakâr olmasi baskadir, bir basbakanin iktidarda çikip dindar, muhafazakâr nesiller yetistirecegiz demesi baskadir.
Bundan demokrasi adina kaygi duyarim.
Eger Sayin Basbakan böyle bir çizgideyse, o zaman, bir otoriter anlayistan bir baska otoriter anlayisin rengini, suyunu verdigi bir düzene geçecegiz demektir.
Bir noktaya daha deginmek istiyorum.
Basbakan Erdogan, CHP’nin tek parti dönemindeki sicilini elestirirken hakli noktalara da vurgu yapti.
Bu sicil bazi bakimlardan kirik notlarla doludur.
Bunlar arasinda dine dönük anlayis ve uygulamalar da vardir. Din egitimi konusu, dine saygili olmayan otoriter laiklik anlayisi da vardir.
Bu ülkede din egitimini ‘yeralti’na iten sakat bir anlayisti bu…
Diyanet Isleri düzeniyle devletin dini kontrol altina almasini saglayan ve gerçek laiklikle bagdasmayan bir anlayisti bu…
CHP bu yanlislari yapti.
Peki, bugün degisen nedir?
Basbakan Erdogan’a soruyorum:
Din egitiminde taslar bugün demokrasi ve gerçek laiklige yakisir biçimde yerli yerine oturdu mu?
Bunu söyleyebilir misiniz?
Din hâlâ devletin kontrolü altinda degil mi, Diyanet Isleri düzeniyle?
Gerçek laiklik bu mudur?
Demokratik ve laik bir ülkede devletin bütün dinlere, inançlara ya da inançsizliklara ‘esit mesafe’de olmasi gerekmez mi?
Bizde esit mesafe var mi?
Bunu söyleyebilir misiniz?
Diyanet Isleri Sünnilige dayali degil mi?
Alevilige uzak degil mi?
Alevilik devlet nezdinde esit mi?
Basörtüsü sorunu çözüldü mü?
Sayin Basbakan;
CHP’nin tek parti sicilini elestirirken hakli oldugunuz noktalari teslim ediyorum. Ama bunlarin neredeyse tümü hâlâ yasaniyor.
On yildir iktidardasiniz.
Neden düzeltmediniz?
Yoksa siz de Atatürkçü devlet gibi dini kendi kontrolünüz altinda tutmak ve böylece Atatürkçü gençlik yerine, yine torna tezgâhindan çikmisçasina dindar ve muhafazakâr nesiller mi yetistirmek istiyorsunuz?
Eger öyleyse, demokrasi bunun neresinde, laiklik bunun neresinde diye sormak da bizim hakkimizdir.
——————————————————-
Milliyet- 3 Ocak
Hasan Cemal